Telli Karga
Kasabanın dört bir yanında yapılan anonslarla duymayan kalmamıştı.
“ 26 adet telli karga yumurtası getirene kırmızı bir bisiklet”
26 adet telli karga yumurtası… Hasan’dan başka kimse pek kolay cesaret edemezdi bu yumurtaların yanına bile yaklaşmaya ama onun için bu hiç de zor değildi.
Üstelik ucunda kırmızı, kıpkırmızı bir bisiklet de vardı. Hasan’ın daima hayallerini süsleyen…İşte bu hayali gerçek yapma fırsatı önüne gelmişti..
Hemen işe koyuldu. Kasabada ne kadar ağaç varsa tek tek bakıp yuvalardaki yumurtaları birer birer topladı. Akşam olmadan elinde 27 tane yumurta olmuştu bile… Fakat bu konuda öyle hırslıydı ki, işini şansa bırakmak istemiyordu. Hayallerini süsleyen o bisikleti mutlaka kazanmalıydı.
Yoruldu, bir ağaç gölgesinde bisikletle ilgili hayallere daldı bir süre. Güzelim bisikletine kavuştuğunda onunla neler yapacağını düşledi tatlı tatlı... “İşte “ dedi..” Bu düşlere ulaşmama sadece bir adım kaldı,,,” diye düşündü… O anda içine bir kuşku düştü..”Ya giderken yolda bir iki tanesi kırılır ve eksilirse yumurtalar?” “Yok” dedi… “İyisi mi ben birkaç tane fazla yumurta toplayayım..”
O sırada gökyüzünü simsiyah bulutlar kaplamış, birden kararmıştı hava. Hasan kaldırıp başını gökyüzüne baktı ve yağmur başlamadan birkaç yumurta daha toplamalıyım diye düşündü.
Evet şu dikenli ağacın en üst dalında bir telli karga yuvası!.. Hemen tırmandı ağaca dikkatlice. Fakat yuvada yumurta yoktu. Sadece yumurtadan yeni çıktığı belli iki cılız telli karga yavrusu vardı. Yavrular Hasan’ı görünce korkmuş ve başlamışlardı bağırmaya… Seslerini analarına duyurmaya çalıştılar ve karanlık gökyüzünde mavi siyah muhteşem tüyleriyle ana telli karga göründü. Hızla gelerek Hasan’ın üzerine ard arda pikelerle yavrularına zarar vermesini engellemeye çalışıyordu. O anda gökyüzünde bir şimşek çaktı ve kapkaranlık gökyüzü birden aydınladı. Kargaların çığlıkları gök gürültüsüne karışıyordu. Telli karganın pikeleri arasında Hasan hızla aşağıya inmeye çalıştı. O anda kendini öylesine savunmasız öyle güçsüz hissetmişti ki…Bir yandan da ağacın dikenleri kollarını çiziyordu…Aşağıya indiğinde gökyüzü de boşalmıştı… Sağanak bir yağmur başlamıştı gök gürültüleri ve şimşekler eşliğinde.
Bir saçak altına sığındı Hasan, korkudan tir tir titriyordu. Bilemezdi ki yavrularını korumaya çalışan telli karganın hislerini. Onu koruyan gözeten bir annesi olmamıştı hiç yanında… Hatırladığı tek şey ziyaretine gittiği hastanenin bahçesinde solgun yüzlü bir anne hayaliydi.. Hasan’ın başını okşamak için yukarı kalkan fakat öylece havada kalan bir şefkat eli..
O anda dikenlerin sıyrıklarından kanayan kolları yüreğinin sızısından daha fazla değildi…
b.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.