Hisarüstü'nde Bir Cinayet
Hisarüstü’nde sıradan ama kar soğuğu bir gün. Öğrencisi, öğretmeni, yerel insanları cadde boyunca yürüyorlar; kimi işyerlerine gidiyor, kimi okula, kimi ise markete. Yetkililerin kar yağışı uyarısından sonra herkeste bir beklenti mevcut: Çocuklar için "Okullar tatil olacak mı?", yetişkinler için "Bugün işe yetişebilecek miyim?".
Günün gerektirdiği işleri yapmış olmamın rahatlığıyla evimin bulunduğu sokağı hızlı hızlı yürümeye başladım. Sanki ben ne kadar hızlansam hava buzdan yumruklarıyla dövüyordu beni. Karanlığın yavaşça çökmesiyle kendini belli eden mezarlığa korkar bir gözle iki saniye kadar baktıktan sonra hemen kafamı çevirip doğruca apartmanın girişine yöneldim. Neyse ki önceden anahtarımı çıkarmıştım da çok zaman kaybetmeden içeri girebildim. Her zamanki otomatikleşmiş yürüyüşümle yukarı kata doğru çıkmaya başladım. Tek düşündüğüm bir an önce eve girmek, üstümdeki kabandan ve yüklerimden kurtulmak ve sıcacık duşumu alıp keyfime bakmaktı. Anahtarla üst kilidi açmış ana kilide sıra gelmiş iken ayaklarımın altında tuhaf bir his fark ettim. Sanki bir bataklığın üstüne basmıştım. Oysa ki bu paspas bu eve yerleştirdiğimden beri hep kupkuruydu. O anda bedenim korkuyla karışık bir ürpertiyle beni aşağıya doğru bakmaya zorladı. Gönülsüzce ayaklarıma doğru baktığımda arkamda birikmiş bir kan göleti ile karşı karşıya kaldım. İki seçeneğim vardı: Ya evime girip kız arkadaşımı çağıracaktım ya da karşı komşunun kapısını çalıp olan biteni öğrenecektim. Şimdiye kadar yüz yüze gelmemek için çabaladığım komşunun önce ziline bastım. On saniye kadar bekledikten sonra tekrar bastım, tam o anda kız arkadaşım evin kapısını açmıştı. İki dairenin de zil sesleri aynı olduğu için bazen hangi zilin hangi daire olduğunu karıştırdığımız oluyordu. Kız arkadaşımın yüzündeki hayret ve korkunun birleşmiş o ifadeyi gördüğüm anda diğer kapının açıldığını duydum. Korkudan iyice ağırlaşmış kafamı yavaş yavaş kapıya doğru çevirmeye başlamıştım ki ayaklarıma bir ağırlığın yayılmaya başladığını hissettim. Hemen sonrasında bir hamamböceğinin ayakta yaratabileceği o tiksinme hissini hatırladım ve ayağımı o tuhaf ağırlıktan kurtulmak için sallamaya başladım.
Gözümü hastanede açtığımda bir cinayetten hatırladığım bunlardı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.