Şakayı Bırak Sen Sözünde Misin?
Ayşe Hanım fiziği düzgün, ince yapılı, sarı saçlı, mavi gözlü, gösterişli, bir kızdır. Görenler hayran kalmaktadır. Lakin Ayşe Hanım on beş yaşında iken Mehmet’i sevmiş ailesi “daha küçüksün biraz büyü ondan sonra evliliği düşünürsün. Seni vermeyiz” deyince, Ayşe de bohçasını alıp Mehmet’e kaçmıştı. Yaşı küçük olduğu için üç sene başka yerlere gidip saklanmışlardır. Daha evliliklerinin birinci yılında bir oğulları olmuş adını da Cemal koymuşlardır.
Mehmet ailesini geçindirmek için ne iş bulursa çalışmaya devam eder. Üç yıl sonra dönüp köylerine gelirler. Gerçi Ayşe’nin ailesi de şikâyet etmemiştir. Artık Mehmet kendi arazisinde çalışmaya başlamıştır. Ona babasından kalan araziler geçimlerine yetmekte hatta rahat bir hayat sürmelerini sağlayacak kadar vardır. Cemal de büyümeye devam eder.
Mehmet arazisinde çalışırken büyük bir ağacın budanması gerektiğine karar verir. Ağaca çıkar ve budamaya başlar. Onu görüp yanına gelenler “kendini ağaca bağla” derler. Oda “bana bir şey olamaz” der. Budamaya devam eder tam tepedeki dalları keserken dengesini kayıp ederek düşer kafasını taşa vurur ve hemen oracıkta ölür, Yanındakiler onu köye getirirler. Ayşe daha yirmi beş yaşında, Cemal de dokuz yaşlarında ilkokula gitmektedir. Mehmet ölünce evin bütün yükü Ayşe hanımın üstüne kalır. O bir taraftan Cemali büyütürken bir taraftan da arazi ile uğraşmaktadır. Güzel bir kadın olduğu için Etraftan bekâr erkekler ona evlenme teklif ederler fakat onun İşten kafasını kaldırıp etrafa bakacak hali yoktur. Cemal ortaokulu, liseyi ve üniversiteyi okur. İş bulmadığı içinde iş bulana kadar köyde kalır. Ayşe Hanım çok mutludur oğlunu en güzel okullarda okutmuş mühendis etmiştir. Birde güzel bir iş buldu mu değme keyfine, bir taraftan da oğluna layık bir kız aramaktadır. “oğlumu birde evlendirirsem gözüm arkada kalmaz” diye düşünmektedir. Zaman su gibi akıp geçmektedir.
Ayşe hanımın kapı komşusu Ali Bey de eşi Fatma hanımı kayıp eder. Onunda çocukları okumuş evlenmiş köyü terk etmiş gitmişlerdir. Hanımı ölünce evde tek başına kalmaya başlamıştır. Bir gün Ali Bey Ayşe Hanım yalnızken kapıda rastlar ona “yıllardır tek başına yaşıyorsun, oğlun kâh yanında oldu kâh olmadı, çoğunlukla sen tek başına yaşadın. Tarla bahçe işlerinde kendini yıpratıyorsun dünyayı görmüyorsun varsa yoksa bir oğlun. Namusuna laf edecek kimse çıkamaz çok namuslusun. Bu çevrede eşi bulunmaz bir kadınsın birçok erkeğin haylini süslüyorsun. Edebinle namusunla örnek bir kadınsın. Ben de eşimi kayıp ettim yalnızım belki bana kızacaksın amma ben sana talibim. Benimle evlenir misin” der. Ayşe Hanım “yıllardır yüzlerce teklif geldi kızmadım, sana da kızmıyorum fakat ben oğlumun başını yere eğmem. Anam beni bırakıp kocaya gitti dedirtmem” der. Ali bey “ Ayşe sultan oğluna çok güvenme bende çok güvendim, bir kere el kızının koynuna girmesin girdimi her şeyi unutur sonra hayal kırıklığı yaşarsın her ihtimale benim teklifimi düşün ve sürprize hazır ol” der. Yanından ayrılır.
Ayşe Hanım Cemal’e kendisi gibi okumuş bir kız bulur ve evlendirir, Çok mutludur. Gelini Filizi de çok sevmektedir. Cemalle hanımı Filiz ile birlikte bir devlet işi bulmuşlar, işe başlamalarına on onbeş gün vardır. Çarşıda ev tutulmuş eşyalar yerleşmiştir fakat ikisi de hala köyde annelerinin yanındadır.
Bir akşam Ayşe Hanım bahçede çalışmadan eve döner evin girişinde üstünü değiştirirken Filizle Cemal’in konuşmalarına istemeyerek kulak misafiri olur, Onları dinler. Filiz “ Cemal bu anan ne olacak bizimle gelecek mi? Hep beraber mi yaşayacağız ben seninle kafamı dinleyerek yaşamak istiyorum hem çalışıp yorgun eve gelince onun varlığını çekemem bir çare düşün” dediğini, Cemal de “ne yapalım annem genç çok ihtiyar olsa belki ölüm olur bir şey olur. Annem daha genç ve sağlıklı ona sen köyde kal desem yıllarca benim için saçını süpürge etmiş tüm gençliğini bana adamış kocaya bile gitmemiş. Hala onu isteyecek bir sürü bekâr erkek vardır. Amma o beni utanmasın diye gitmek istemezdir. Oysa ben onun kararına saygı duyarım. Elimden bir şey gelmez, Bende çaresizim. Anneme nasıl biz seni yanımızda istemiyoruz diyebilirim ki ” dediğini duyunca kapıdan geri döner doğru komşusu Ali beyin kapısına varır kapıyı vurur. Ali bey kapıya çıkınca hayrette kalır ve “ne oldu Ayşe sultan seni kapıya mı attılar” diye şaka yapar fakat Ayşe hanım
--“şakayı bırak sen sözünde misin benimle evlenmek istiyorsan ben hazırım” der. Ali bey de “emrin olur Ayşe sultan gel, çoluktan çocuktan insana fayda yok” der. Ayşe hanımın elinden tutar eve girerler. O gece Ayşe Hanım Ali beyde misafir kalır. Ali beye
---nikâh işlemlerini hemen yaptır evleneceksek adam gibi evlenelim. Ben Ayşe Hanım Ali beyin metresi olmuş dedirtmem. Sen bu işi yapmazsan sabah eve geçer ve köyde beni isteyenlerden biri ile nikâh yaparım der. Ali bey de
--Bu gece sen tanrı misafirimsin yarın nüfuz kâğıdını ver ben muhtara vereyim nikâh işini bitirelim bana dünyaları bağışladın Ayşe sultan ben seni kırar mıyım ne dersen emrin olur der. O gece Ayşe Hanım pek te rahat uyuyamaz acaba yanlış mı yaptım diye. Gece geç saatlerde Cemal Ali beyin kapısını çalar ve
---Ali amca annem eve gelmedi, kayıp merek ediyoruz deyince Ali Bey
---Cemal evde ne yaptınız annen burada uyuyor bu gece bana misafir. Onu kıracak bir şey yapmışsınız der. Cemal hemen döner eve gider. Filize
---gözün aydın Filiz, annemden kurtuldun benim tanıdığım kadınsa bir daha bizim yanımıza gelmez büyük bir ihtimalle Ali amca ile de evlenecek. Bu işi de bir gecede hallettin. Aferin bize, üniversite bitirmiş iki insanız güya, saçma sapan konuştuk oda duydu. Bir gün ona ne kadar ihtiyacın olduğunun farkına vardığında iş işten geçmiş olacak. Şimdi annemi hallettik senin de annen baban bizim eve gelemez, öyle ya sen evinde başkalarının kahrını çekemezsin. Eğer beni dinlemezsen hemen işin başında ayrılalım. Ben annemi kırdım, bundan sonra dünya kırılsa umurumda değil. Şimdi senden söz istiyorum. Bizim eve sizden hiç kimse gelip kalmayacak. Misafir olarak gelir giderler. Kalmak yok tamam mı der. Filiz
--Amma cemal olur mu der. Cemal
-- lafı geveleme tamam mı? Yoksa yarın boşanma dilekçesini verelimi deyince Filiz okun yaydan çıktığının farkına varır ve
--tamam, Cemal söz veriyorum dediğin gibi olacak. Cemal de
-- istersen olmasın kolundan tuttuğumu kapıya atarım der.
Ertesi sabah erkenden Ayşe Hanım eve gelir. Cemal annesini kapıda karşılar ona sarılır
--ne olur anne beni af et, ne yaptığımı bilmiyorum amma belli ki Filiz bir şey yaptı sana, seni tanıyorum bir şeye karar verdiysen vazgeçmezsin bilirim. Şimdi ne yapmaya karar verdin diye sorar. Ayşe Hanım
--Sizi rahat ettireceğim, beni başınızda bulamayacaksınız bundan sonra, burası senin babanın evi tepe tepe kullan, ben Ali beye söz verdim evleneceğim, merek etme sana komşuyum. Ne garip: bir gençlik tükettim senin yoluna, şimdi yolun açık olsun oğlum der. Eve geçer eşyalarını toparlarken gelini Filiz gece Cemalin neler anlattığını neler istediğini ve şartlarının ne olduğunu hepsini anlatır ve.
--anne biz hata yaptık ne olur gitme sen gidince benim huzurum gidecek. Ben bu kadar kötü olacağını hiç düşünemedim deyince Ayşe Hanım
---kızım siz yüksek okullarda okumuş insanlarsınız, siz düşünemezseniz biz ne yaparız. Artık bana karışmayın ben kararımı verdim ve sözümden de dönmem. Kendime dönek dedirtmem der. Eşyaların toparlar gelinine
-kalanları gelir alırım der ve Cemalin yanından geçer Ali beyin evine gider. Ali bey iki günde nikâh işlerini halleder ve Ayşe hanıma
--bak Ayşe sultan ben sözümü tam tutarım, çoluk çocuk nemize gerek. Kalan ömrümüzü mutlulukla yaşayalım der ve evlenirler.
Yetişmeleri için ömürlerini çocuklarına adayan ve daha sonra nankörlük gören Anneler selam olsun.
Annelerin yaptıklarını unutan evlatlara da verilen emekler haram olsun.
Yaşanmış hikâye isimle kurgudur Faruk Soydemir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.