- 734 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ROL MODELLERİMİZ
Çankaya Üniversitesi’sinde, kendisini kopya çekerken yakalayan araştırma görevlisini tabancayla vurduktan sonra hızını alamayıp ardından hunharca bıçakla katleden öğrencinin haberini okurken kanım dondu. Bu insanlar neden bu hale geldi; bizler nerelerde yanlışlıklar yapıyoruz da bir cana rahatlıkla kıyabiliyor hale geliyorlar. Son yıllarda yazılı basının birinci sayfalarında, haber bülten-lerinin ilk sırasında kadına, öğretmene, doktora karşı işlenen şiddet olayları yer alıyor. Ne oldu da “bana bir harf öğretenin kölesi olurum” sözünü kendisine rehber edinen, öğretmenine değer veren, öğretmeni baş tacı eden bir toplumun içinden öğretmenini katleden insanlar çıkmaya başladı; nereden nereye geldik.
Kendi sağlığını,can güvenliğini hiçe sayıp saatlerce karlı dağları aşarak hastasını tedavi etmek için yollara düşen bir doktor neden şiddete maruz kalır oldu?
Ailesini ayakta tutabilmek için yemeyen yediren, giymeyen giydiren, uyumayan uyutan her türlü fedakarlığı yapan bir anne neden sokaklarda sürüklenir oldu? Neden kör kurşunların hedefi oluyor?
Neden komşu komşusuna güvenemez oldu?
Yetkililer polisiye tedbirlerle önlem almaya çalışsada şiddet olayları önlenemiyor. Psikologlar, Sosyologlar ne der bilmem ama bence bu olayların önlenmesinin altında bireysel silahlanmanın çok kolay olduğu bir ülkede oluşumuz ve televizyon dizilerinde işlenen konular yer alıyor. Hangi kanalı açsanız kahramanlarımızın belinde silah, elinde içki kadehi, yan odada en yakın arkadaşının ya karısı ile ya kızı ile beraber oluyor veya olmaya çalışıyor. Komedi dizileri, filmleri tamamen argo üzerine. Gündüz kuşağında sözde aile programları; bakıyorsun eşi tarafından aldatılanlar, çocuğu kaçırılanlar, cinayet işleyenler. Gelin kaynana kavgaları. Günümüzü bu tür programları seyrederek geçiriyor olmamızın büyük etkisi var.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı araştırmaya göre; insanımız günde 6 saat televizyon izliyor, 3 saat internete giriyor, 1 dakika kitap okuyor. Okuma alışkanlığımız dünyada 86. sırada. Televizyon izleme oranı %95 kitap okuma oranı BİNDE BİR.
Şimdi bu kadar televizyon izleyen toplum içinden, seyrettiği dizilerden kendine bir rol model edinen insanımızın çoğu , kendine göre bir tavır geliştiriyor. Eee ROL MODELLERİMİZ böyle olunca kendine ilim öğreten öğretmenini, hastalığını tedavi etmeye çalışan doktorunu, çocuklarına annelik eden kadınını rahatlıkla ya darp ediyor, yada öldürüyor.
Televizyon sahipleri, senaryo yazarları bu tür olayların olmaması için; toplumu kaynaştıracak, birbirine güveni arttıracak, bir harf öğretenin ne kadar kutsal bir iş yaptığını, ahireti kazanmanın yolunun anne , baba ve eşe gösterilen sevgi ve saygıdan geçtiğini işleyen diziler yaparak katkıda bulunmaları gerekmektedir. Rol modellerimizi doğru seçemezsek, gidenlerin ardından daha çoook göz yaşı dökeriz...
Fevzi Gültuna
05.01.2019/Ankara
YORUMLAR
Fevzi bey merhaba...
Çok güzel ve yerine bir yazı...
Son 15 yıldır bu ülke insanının karakterini diziler şekillendiriyor. Yeni nesil, kült film dedikleri Amerikalıların 3. sınıf vurdulu kırdılı filmleri düzeyindeki "Kurtlar Vadisi" kültürüyle yoğrularak büyüdü. Gençlerin giyimiyle kuşamıyla, yürüyüşüyle, davranışlarıyla Polat ALEMDAR'lık moduna girmeleri için iğrenç bir zemin hazırlandı. İyi iş yapan bu tarz filmler özellikle her geçen sürede daha argo, daha vurdu kırdılı, daha çok kendi adaletini sağlama zihniyetin pompalayan bir sürece girdi. Ve işin daha korkuncu insanların içine düştükleri bu psikoloji siyasi seçim yaparken bile tercihini etkiledi. Şiddete meyilli şahısların baş tacı edilmesi için gerekli dürtüyü aşıladı.
Düşünsenize, bu ülkede "cahil feraseti"ni metheden sözde alimler daha çok rağbet görüyor. Bu ülkede yanmaz kefen ve terlik pazarlayan, Müslümanlara, iyi ki okumamışım ben de okusam sorgulardım diye cehaleti meth eden ama hastalandığında gece gündüz hakaret ettiği batının icadı olan Tomografi, Mr gibi gibi cihazların altına yatan, yine batının icat ettiği yöntemlerle şifa arayan adamların önder kabul edildiği gerçeği var.
Hala patates üzerinde Allah yazısını bulmakla Mars'a gitmeyi aynı düzeyde gören, Uzay Mekiği'ni okuyup üfleyerek düşürdüğünü iddia eden bir kitlenin ülke kaderini belirleyecek düzeyde yer buldukları, itibar gördükleri gerçeğiyle boğuşuyoruz.
Yerden göğe haklı tespitler içeren bir yazı...
Katılıyor ve kutluyorum.
Fevzi Gültuna(Batı Yakası
Dinimizi unuttuk, ecdadımıza sövdük, geçmişimizi yok saydık, geleceğimizi edepsiz, seviyesiz filmlere, dizilere, sanal ortamlara, aklımız telefonda, tüketmek tek derdimiz. düşünmek, okumak çok tehlikeli. ""Fazla okuma, düşünme alim mi olacaksın. kafayı bozarsın."". Bizim yerimize okuyanlar düşünenler var. En büyük düşmanımız Şeytanı unuttuk sanki dost olduk. Şeytana toz kondurmuyoruz. Üst akıl üst akıl. Şeytandan büyük şeytani akıl var mı??..
Yazınız amacına ulaşır İnşa Allah. Okuyup anlayanlarınız berkeketli olsun....
Huzur, güven emek verenlerindir hazırcıların değil...