Facebook Günlükleri -4-
Artık daha az ihtiyaç duyuyorum Facebook’a girmeye. Merak ediyorum da Instagram ya da Twitter hesabım olsaydı da aynı tutumu gösterecek miydim? Sanırım mevzu bu camialarda ne kadar faal olunduğu ile ilgili. Belli bir sebepten ötürü takip ettiğim ya da beni takip eden insanlar olsaydı herhalde daha motive olabilirdim. Sanırım bu da bir tercih meselesi, kimseyi bunun için yargılamamak lazım değil mi?
Geçen iki yazımda gündeme aldığım konulardan farklı olarak bu yazımda Facebook’un nasıl işime yaradığından bahsedeceğim. Ayrıca bilinçli bir Facebook kullanıcısı olabilirliğinin üstüne tartışacağım.
Facebook olmasaydı geçen cumartesi günü bir üniversitenin Freud ve Hegel okumaları içeren etkinliğine gidemeyecektim. Ekranda karşıma çıkan etkinlik sayfasını kaydedip takvimime işledikten sonra tek yaptığım planlarımı o güne göre düzenlemek oldu. Hava kötüydü ama bütün gün de evdeydim, dışarı çıkmam için çok cazip bir sebep oldu bu etkinlik. Kısa ve verimli geçti, düşünme kanallarımı açtı ve kendimi çok iyi hissettim günün sonunda. Bu sefer Facebook’a haksızlık etmeyim diye düşündüm ve hakkını burada vermeye çalıştım.
Demek ki bu şekilde kullanıldığı zaman Facebook:
1) Can sıkıntısına çok iyi geliyor,
2) İnsana kendi için bir şeyler yaptığı hissini veriyor,
3) Kendini geliştirmene olanaklar sunuyor.