- 942 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
EMMİ
İlk kalp atışındaki heyecanı hissettiğinde on dördünü doldurmak üzereydi, komşularıydı. Annesi biber çekme makinesini götür komşuya teslim et demişti. O zaman görmüştü. Emaneti teslim ederken gözlerine öyle derinden bakmıştı ki Nurten bacaklarının titrediğini ve kulaklarına kadar kızardığını hissetti. Kalbi çıkacak gibi yerinde durmuyordu. Eliyle bastırdı sakin ol dercesine. Kaçar adımlarla oradan uzaklaştı, evine dönerken içinde bir kıvılcım vardı ve yanmaya başlamıştı. Konuşmak ve mektuplaşmak erkeğin egemen olduğu toplumda sofradaki yeri öküzden sonra gelen kadın için son derece etik dışı idi. Kadın kısmının aklı kıt ufku dar olduğundan erkeğin sözünden çıkmaması gerekiyordu. Zira her ne yaparsa yapsın erkeğin elinin kiri olan, kadının alnına damga olarak yapışıyordu!.
Ateş düşmüştü bir kere. Kendine yabancı olmuştu. Ahırda hayvanlarla, tarlada zeytin ağaçlarıyla. bahçede sebzelerle gizlice konuşuyordu. Kimdi; neyin nesiydi, içinde kaç tane Nurten var bilmiyordu artık. Gece nöbeti tutar gibi bir bahaneyle çatıya çıkar Lo taşının üstüne oturur, komşu evi seyrederken bütün gün biriktirdiği göz yaşını yavaş yavaş rüzgara karşı savururdu. Aldığı nefesten habersiz, ona dokunamıyor. zifiri karanlıkta onun ışığı ile yol bulmaya çalışıyordu. Niye ellerini ateş basar, terlerdi bilmiyor. Boğazına düğümlenen cendereden kurtulmak istiyordu.
Bu muydu acaba aşk ? Daha önce hiç tatmamıştı. Okulda masal kitaplarında okumuştu ama buna benzemiyordu. Annesini babasını kardeşlerinide seviyordu. Bunun gibi bir şey ise neden onlarda aynı duyguları hissetmiyordu.
İlkokuldan sonra okutmamışlardı. Kız çocuğu evlenir çocuklarına ana, kocasına kadınlık yapardı. Son derece uysal, içine kapanık, pratik, sevecen tam bir teslimiyetçiydi. Kendi akranları birçok okulu kazanıp gitmişlerdi. Onları gördükçe erim erim eriyor, öğretmen olmanın hayali ailenin kararı devreye girdikçe havada asılı kalıyordu. Geceleri komşu evden gelen halk müziği melodileri nenni gibi geliyordu ona. Bir Allah bir kedisinden başka kimse bilmiyordu derdini. Bir tek gönlü şahitlik ediyordu yangınına.
Bir akşam evlerine, yakın komşuları geldi bir bahaneyle. Emmi diyordu hoşbeşten sonra konuğa hizmetini yaptı. Evin büyük kızıydı. Yorulmuştu. Gece yatağına gireceği sırada annesi yanına geldi. 46’lık emminin kendisine talip olduğunu, uzun zamandır düşündüğünü, onlarında olaya sıcak baktığını söyledi.
Beyninden vurulmuşa döndü. Nasıl olurdu ? Babasından büyüktü. Varlıklı olması, aileye destek çıkması ona bu hakkı verir miydi ? İlerki günlerde ailenin baskısı ve emminin aileye koltuk altından sopa göstererek dolaylı tehdidi meyvesini vermeye başladı. Çok dayak yedi. Her tarafı morardı dayaktan. Ya ailesi helak olacak ya bu kurban olacaktı. Ona koyan beden acısı değil ruhunun aldığı darbeleriydi. Sonunda yüklü bir başlık parasına satıldı. Gelin gideceği eve doğru giderken dünyaya ait ne varsa içinde sırayla öldürdü. Bedeni sadece et ve kemik parçasından ibaretti. Gözlerinin feri sönmüş elleri üşümüştü. Yüreği boşalmış. Kalp atıp atmamak arasında kararsızdı. Bir cennet hurisi cehennemini içinde kocasına götürüyordu.
Son kez baktı baba ocağına bütün zeytinlikler, tarlalar, ahırlar, hayvanlar, kardeşleri hatta dünya onun küçücük yüreğine sığmıştı ama o hiçbirine sığmıyordu.
..................................
Herkes çekilip emmi ile başbaşa kaldığında yaralı bir ceylan gibi tir tir titriyordu. Kocası ona doğru yaklaşırken emmi diye inledi... Emmi... Kocası, bana emmi deme paranı verdim artık benimsin dedi. Bu onun için en son darbeydi. Bedeninden zaten vazgeçmişti. Şimdi ruhuda onu terk ediyordu. Emmi yanına gelene kadar o yaradanına koştu. Kirlenmeden, kirletilmeden.
DÖNDÜ DEMİR SİNEL ŞİİRLERİ ÝÜREĞİN SESİ’NDEN
YORUMLAR
Merhaba sevgili dost.
İlk aşk,
Okutulmayan bir kız çocuğunun para karşılığı evlendirilmesi
ve hazin son.. Ne kadar üzücü, ne kadar toplumumuzdan acı bir kesit.
İsterdim ki çocuklarını bu şekilde evlendiren ebeveynler en ağır cezalara çarptırılsın.
Yazık ki özellikle feodal düzenin hala bu yüz yılda süregeldiği bir coğrafyada kız çocukları başlık adı altında eşya gibi alınıp satılabiliyor. Utanıyorum ülkemin bu yüz karası geleneğinden,göreneğinden.
Sevgilerimle dostum.