- 930 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
ANNE VE BABALARIN MUTLAKA EHLİYET ALMALARI GEREKİR.
"Annem dedi ki:
Araba kullanması için ehliyet var. Çocuk doğurması için de ehliyet olsun. Herkes sınava girsin, testlerden geçsin. Testi gelmeyenler çocuk yetiştirmesin!"
Ve eklemiş Uzm. Psikolog Dila Demir:
" Annemden duyduğum en mantıklı sözdü..."
...
Aslında bu konu bilim adamları ve devletin ilgili kurumları tarafından desteklenmesi gerekli bir konudur.
Yüzyılın koşullarında tartışılması, yapılandırılması, uygulanması gereken önemli bir konudur!..
Küresel ısınmayla, iklimler değişti, kimyasal, gıda, ilaç, çevresel atık, vs, zehirlenmelere, bilgi kirlilikleriyle insan genetiğinde mutasyona uğradı.
Eğitimsiz, bilgisiz, dijital kopyacı, robot kişiliklerin oluştuğu bir yüzyıldayız.
Ülkemizde doğan engelli çocukların çoğu eğitim, bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor.
Konuya şöyle dikkatinizi çekmek istiyorum:
Ülkemizde "Anne Baba Okulu" 1992 senesinde İstanbul’da Bakırköy Akıl Ve Ruh Sağlığı Hastanesinde açılmıştı.
Halen aktif midir bilmiyorum. Ama Dila Hanımın annesi doğru demiş.
Anne ve baba adayları çocuk yapmadan önce İYİ düşünmeli ve hazırlanmalıdır.
Nasıl bir dünyaya, hangi maddi ve manevi şartlarla, nasıl bir ruh haliyle çocuk dünyaya gelmeli/ getirmeliyiz?
Bu soruyu tüm anne baba adayları çok iyi düşünmelidir.
Size şöyle bir soru sorulsa, merak ediyorum nasıl bir yanıt verirsiniz?
" örneğin; 10 yaşında tecavüze uğramış küçük bir kız çocuğu, hamileliğini ailesinden saklamışsa, veya bir şekilde hamile kalıp doğurmuşsa, o çocuk; sizce sağlıklı bir anne olabilir mi?"
Günümüzde tecavüze uğramış, ensest ilişkilerden doğmuş, vs mağdur, psikokojisi bozuk, "ÇOCUK GELİNCİKLER" ne derecede annelik duygusunu taşıyabilir ki?
Bu konuyu, farklı örneklerle ve daha detaylarla tartışabiliriz tabi ki...
Küçük bir örnek vermek isterim:
İkinci dünya savaşında, bomba ve silahların etkisinde kalmış, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde gebe kadınların doğan çocuklarında, özgüven eksikliği başta olmak üzere psikotik, nörotik psikolojik bozukluklar tespit edilmiş.
Bir başka örnek vermek gerekirse;
Japon Bilim Adamları, bir grup gebe annelerin rahmine 3 lisan konuşan bir eğitmenin çipi yerleştirmişler. Feride, bu 3 dil eğitimi tam 9 ay boyunca dinletilmiş. Doğan çocuklar kendi ana dilleri Japonca’nın dışında daha sonraki yıllarda üç dili konuşur olmuşlar.
Bu durum bize şu gerçeği kanıtlıyor ki, çocuk anne karnında ve dışındaki dünyayı tam 9 ay boyunca algılıyor, eğitiliyor.
Sonuç olarak;
Anne karnındaki bebek, iç ve dış dünyamızı; hem ruhsal, hem gıdasal, hem bilişsel olarak algılıyor. Doğru yanlış öğrenebiliyor.
Doğduktan sonrasi da nasıl yetiştirileceğine dair eğitim almış bir anne adayı, rusal, bedensel olarak sağlıklı bir çocuk yetiştirebiliyor.
Anne ve baba adayları çocuk olmadan, doğmadan önce anne-baba eğitimi almaları şart.
Es kazaya uğramış kadınların sapıklarla evlilikleri gerçekleşmişse, onların da devlet tarafından, psikolojik destek alması ve tedavi görmeleri gerekir.
Psikolog Dila Hanımın annesini, sağlıklı bir konuya parmak bastığı için kutluyorum.
Anne ve babaların da " çocuk yapabilirsin" belgesini almaları gerekir.
Aksi halde, çekirdek ailelerden oluşan toplumumuz, hastalıklı genlerle geleceğe taşınacaktır.
Eğitimsiz, bilinçsiz annelerden doğacak her çocuk; psikolojik, bedensel engelli hasta bir toplumun doğmasına neden olacaktır.
Emine Pişiren- Kocaeli/Gölcük