- 596 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
✓ ESKİDEN; HIRSIZ KORKUYLA VE ALELACELE, SOYDUĞU EVİN ORTASINA SIÇARDI. ŞİMDİ Kİ HIRSIZLAR; MİLLETİN AĞZINA, MEMLEKETİN İÇİNE SIÇIYOR.! SAHİ; POŞET KAÇ KURUŞ.✓
✓ ESKİDEN; HIRSIZ KORKUYLA VE ALELACELE, SOYDUĞU EVİN ORTASINA SIÇARDI. ŞİMDİ Kİ HIRSIZLAR; MİLLETİN AĞZINA, MEMLEKETİN İÇİNE SIÇIYOR.! SAHİ; POŞET KAÇ KURUŞ.✓
Teknoloji bu kadar gelişmemişti belki ama saygı ve sevgi en üst seviyedeydi. Hangi görüşte olursa olsun, seviyor ve sayıyordu geçmişte insanlar birbirlerini.
"Utanan değil gururlanan insanların adı ve adımları yankılanırdı kulaklarda.!"
Erkek dergileri için poşetsiz ve belli bir yaşın altına satılamaz kanunu çıkarılmıştı.
Yani; "Henüz adam olmamış! Sadece erkek olanlar" tarafından.! Para ödenerek satın alınırdı bu erkek.! dergileri..
Poşet, ayıbı örtmek için değil henüz çocuk yaşta olan yürekleri, çıplak kadın resimlerden muaf tutmak düşüncesi ile zorunlu hale getirmişti...
Öyle ya da böyle "Edeb" anlayışı vardı velhasıl o zamanlar.
Belki de tek var olan ve olmazsa olmaz tek kazanımıydı edeb ülke insanı için..
Bugünse alışveriş yapacaksanız, poşet alacaksınız arkadaş evvelâ.! Evet yanlış okumadınız, "Yirmi beş kuruş" verecek ve poşet alacaksınız evvelâ.!
Saçma sapan bir uygulama diyerek kendinizi yormayın.! Poşet parasını belirleyenleri şuursuz destekleyen yığınlarınlar, hemen ağzınıza tıkarlar bugüne kadar yaptıkları gibi.!
Yıkarlar leş zihinlerin menfaat çarklarını yılan ve yalan dilleri ile.!
Nasıl mı? Şöyle;
"Allah’tan kork yahu, adam/lar daha ne yapsın? Eskiden pazar fileleri ile çevre dostu insanlar yokmuydu bu ülkede? Diyerek meselâ.!
Sıkışınca geçmişe sığınanlar, ferahladıkları an yine geçmişe sövüp sayacaklar velhasıl. Bu yüzden, bu yüzden yormayın kendinizi...
Ceplerine girecek olandan başka hiçbir şey düşünmeyen ve gerçekte poşete girmesi gereken pisliklerin yüzünden, maalesef karnınızı doyurmak için markete girince evvelâ, poşet almak zorundasınız memlekette artık.!
Teknoloji bu kadar gelişmemişti belki ama hangi görüşte olursa olsun, hırsız sadece hırsızdı eskiden.!
Muhakkak geceyi bekleyen ve bağrı yanık bir Anadolu çocuğu olan mahalle bekçisinin, üfleyip öttürdüğü düdükten bile olsa, korkar ve saklanırdı geçmişte hırsızlar.!
Öyle ki;
"Soygun sonunda muhakkak altlarına sıçmamak için, girdikleri evin orta yerine sıçarlardı.!"
Bugünse yedi gün yirmi dört saat ve lacivertlere bürünüp, kravat ile alenen çalıyor hırsızlar.!
Üstelik, kiminin elinde kur-an.! Kiminin elinde ise mühür var.! Şaka falan sanmayın sakın, patatesten yapılmış değil bizzat millet eliyle teslim edilen "devlet mühürü" bu bahsettiğim.!
Peki ama; fark sadece bu mu eskinin hırsızları ile yeni olanlar arasında ki? Değil elbette. Bunlar da sıçıyorlar.! Sıçıyorlar; hem mührü veren milletin ağzının ortasına, hem de memleketin içine sıçıyorlar.!
Özetle;
yirmi beş kuruşluk bir poşetin, kıytırık bir barkod okuyucu tarafından size fatura edilecek olmasını değil, verdiğiniz mühürle ve inandığınız değerler ile ağzınıza sıçılıyor olmasıdır tepki vermenize tek gerçek gerekçe.!
Ya eskiden olduğu gibi pazar filenizi çıkarıp dilinizde dillendirmeye korktuğunuz gerçekleri yutarak ve yutkunarak poşetlik olursunuz, ya da insan.! Tercih sizin.
Ramak Kaldı / (Samim İĞDE)