- 920 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HALİFE-İ RÛY-İ ZEMİN ABDÜLHAMİD HÂN-I SÂNİ VE BASTIRDIĞI PİYANGO BİLETLERİNDEN GÜNÜMÜZ MİLLİ PİYANGOSUNA PİYANGONUN TARİHİ VE PİYANGOYA GELİNCEYE KADAR DAHA NE GÜNAHLAR VAR MESELESİ. -----1. BÖLÜM------
HALİFE-İ RÛY-İ ZEMİN ABDÜLHAMİD HÂN-I SÂNİ VE BASTIRDIĞI PİYANGO BİLETLERİNDEN GÜNÜMÜZ MİLLİ PİYANGOSUNA PİYANGONUN TARİHİ VE PİYANGOYA GELİNCEYE KADAR DAHA NE GÜNAHLAR VAR MESELESİ. -----1. BÖLÜM------
Piyango ilk kez nerede, ne zaman oynandı?
Tarihin tozlu raflarını kurcaladığımızda Roma hükümdarı Ceasar Augustos’un piyangonun babası olduğunu söyleyebiliriz. Zira ilk kez devletin sponsorluğunda kumar oynanması ile ilgili kanunu çıkaran o. Sebep: Roma’nın yeniden inşası. Bu iş için para gerekmiş, o da kumar oynamayı kanunlaştırmış.
Avrupa’da ilk piyangoyu çıkaran İngilizler olmuş. 1566 da Fransa ile yaptıkları savaşın masraflarını karşılamak için piyango bileti bastırıp satmışlar.
1612-1620 yılları arasında piyango biletleri satılarak Virginia Şirketi finanse edilmiş, 1820’li yıllara kadar British Müzesi (1753), Westminster Köprüsü (1694-1768) gibi kamusal işler piyangolardan elde edilen gelirle sağlanmıştır. Amerika kıtasındaki kongre ve koloniler kurtuluş mücadeleleri için piyangolar tertiplemişlerdir.
Daha yakın zamanlarda piyangolar güney bölgesindeki eyaletlerde iç savaş sonrası gelir elde etmek amacıyla kullanılmış, para basma veya borçlanmaya karşı önemli bir gelir kaynağı olarak değerlendirilmiştir. Kurtuluş mücadelelerinden sonra da birçok önemli kamusal proje piyango satışlarıyla gerçekleştirilmiştir.
Osmanlı’da piyango ile ilgili ilk uygulamalar 1854 Kırım Savaşı sonrasındadır. Ülkede Ermeni,Rum ve Yahudi azınlıklar tarafından küçük çaplı eşya piyangoları düzenlenmiş, tiyatro piyangoları tertiplenmiştir. 1856 yılında Ermeni Katolik Kilisesinin güvence vermesiyle eşya ve para karma piyangoları düzenlenmiş, piyango düzenlemesinin karlı bir iş olduğunun fark edilmesi üzerine özel çıkar amaçlı piyangolar tedavüle sokulmuştur.
1857 yılında piyango faaliyetleri yasaklansa da 1861’de Sultan Abdülaziz’in tahta geçmesiyle piyangolar Gayrimüslim azınlıklar tarafından yeniden oynatılmaya başlanmıştır.1880 yılında azınlık piyango uygulamalarının kişisel amaçlı olanları yasaklanmış, hayır amaçlı olanların ise hükumetin izniyle faaliyet gösterebilecekleri belirtilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1870 ve 1910 yılları arasında ( 1870 de Osmanlı tahtında Abdulaziz, 1876-1909 yılları arasında II. Abdülhamid- 1909-1918 Yılları arasında V. Mehmet Reşat vardır ) Şark Şimendiferleri ve Ergani Bakır İşletmeleri tahvillerinin satışını artırmak amacıyla kazananları kur’a ile belirlenen ilk resmi piyango uygulaması başlatılmıştır. Bu piyango dışında..
A) İzmir Islahhanesi’ne yardım ve hapishanede bir sanayi hane inşası için 1887 yılı başlarında“İzmir (Osmanlı) Piyangosu” ( II. Abdülhamid Dönemi )
B) Osmanlı - Yunan savaşında şehit olanların aileleri ile yaralanarak sakat kalanlara yardım etmek için 1898-1899 yıllarında “İane (Yardım) Sergisi Piyangosu” ( II. Abdülhamid Dönemi )
C) 1877-1878 Osmanlı-Rus ve 1897 Osmanlı- Yunan savaşlarından sonra ülkeye Kafkaslardan ve daha çok da Balkanlardan gelen Müslüman göçmenlere yardım amacıyla 1906-1909 yılları arasında “Ziraat Bankası Piyangosu” düzenlenmiştir. ( II. Abdülhamid Dönemi.)
Görüldüğü gibi Müslüman Türk halkı ilk kez yasal olarak milli piyangoyu Osmanlı tahtına gelmiş geçmiş padişahlar içinde en dindarı olarak kabul edilen ( Hatta abdestsiz adım atmadığı söylenir. ) II. Abdülhamid zamanında oynamıştır.
Gerek Halife-i Rûy-i Zemin Abdülhamid Han’ın gerekse zamanın şeyhülislamının bu konuda Kur’anın hangi ayetine dayanarak ’’ Şer’an caizdir ’’ dedikleri de ayrıca merak konusu tabii ki.
Şimdi denilebilir ki ’’Ama o piyangodan elde edilen gelirler devletin bütçesini önemli ölçüde rahatlattı’’
Öyle bir şey denmesin. Öyle bir şey denirse ben de derim ki: ’’Bugünkü Milli Piyango da mesela 2017 yılında devletin hazinesine tam olarak 740.290.017,63 Tl ( Yazıyla : Yedi yüz kırk milyar iki yüz doksan bin on yedi lira altmış üç kuruş ) gelir sağladı.
Yani hiç kimse ’’zaruret ’’ mazeretinin arkasına sığınmasın... Zaruretse devlet şu anda da zaruret içinde. ( Teröriste atılan bir tek bombanın parasıyla bir otobüs alınabileceği söyleniyor. )
Neyse..Devam edelim.
Cumhuriyet döneminde 12 Aralık 1925 tarih ve 689 sayılı kanunla söz konusu kararname kaldırılarak eski Donanma Cemiyeti’nin Hazineye intikal eden parası ve gayrimenkulleri dışındaki hakları Türk Tayyare Cemiyeti’ne aktarılmıştır. Tayyare Cemiyeti’ne nakit piyangosu tekelini veren 9 Ocak 1926 tarihli kanunun 2. Maddesi bilet ve ikramiyelerden kazanç, belediye vergileri ve damga resmi alınmamasını öngörmüştür. 14 Mayıs 1927’de ikramiyeler Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 20. Maddesi hükmünden istisna edilmiş, böylelikle verdiği ödülden hiçbir kesinti yapmayan tek örgütlenme Tayyare Piyangosu olmuştur.
Cumhuriyetin ilanından sonra, karşılığı nakit olarak ödenmek üzere piyango tertip ve keşide etme hakkı 9 0cak 1926 tarihinden itibaren “Türk Tayyare Cemiyeti”ne verilmiştir.
24 Mayıs 1935 tarihinde Tayyare Cemiyetinin adı Türk Hava Kurumu’na dönüştürülünce, piyangonun resmi adı da otomatikman Türk Hava Kurumu (T.H.K.) Piyangosuna dönüşmüş fakat halk arasındaki ismi “Tayyare Piyangosu” olarak devam etmiştir.
5 Temmuz 1939’da Milli Piyango İdaresi kurulmuş, piyango ile ilgili her türlü faaliyet T.H.K’dan alınmış ve Maliye Bakanlığına bağlanan Milli Piyango İdaresi, ilk çekilişini 11 Kasım 1939 tarihinde gerçekleştirmiştir.
Yani efendim bazı vatandaşlarımızın zannettiği gibi ’’ gavurun icadı ’’ olan Milli piyango ülkemize Atatürk ve devrimleriyle girmiş olan bir şey değildir. Müslüman Türk vatandaşı ilk kez yasal olarak Osmanlı Padişahı ve tüm İslam dünyasının halifesi II. Abdülhamid döneminde piyango oynamıştır.
Milli Piyango ile ilgili başka mevzulara da dokunmak üzere şimdilik bu kadar.
Devam edecek.
RESİMLER:
1- II. Abdülhamid Döneminde bastırılan ve satışa çıkarılan ’’Ziraat Bankası Eşya Piyangosu’’
2- II. Abdülhamid Dönemine ait ’’İzmir Hamidiye Sanat Mektebi Menfaatine Mahsus Piyango Bileti.’’( Biletin üzerinde Osmanlıca olarak aynen bu cümle yazılıdır. )
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.