Avşar Elleri
Osmanlının son dönemlerinde devlet, Toroslardaki göçebe halkı, yerleşik nüfus haline dönüştürmek ister. Dağlarda hayvancılık yapan aşiretlere Çukurova’dan yer gösterir. Dağlarda yaşamaya, gezgin hayata alışmış insanlarımız ise köylere yerleşip toprakla uğraşmaya yanaşmazlar.
Devletler, kök salabilmek için yerleşik nüfusu tercih eder. Okul yapacak, vergi alacak, asker alacak, nüfus sayımı yapacak… Göçebe nüfusu ise yaylalarda kodunsa bul! Son dönemdeki asker kaçakları dağlarda eşkıyalık yaparlar ve jandarma takibinden kurtulmak için göçebe nüfusun arasına karışırlar. Bu göçebelerden beslenirler.
Devletin zorlamasıyla Avşar aşiretleri Çukurova’ya yerleşecek olur, baştanbaşa bataklıklar ve sazlıklarla dolu ovada sivrisinekten kendilerini kurtaramazlar. Yeniden dağlara çıkarlar ve asi olurlar.
Halk şairlerimiz arasında Köroğlu, Pir Sultan ve Dadaloğlu’nda duyarlı bir aşk duygusunun yanı sıra yiğitçe bir eda vardır. Dadaloğlu, bu şiirinde “çevik atlarıyla, Kirman işi kılıcı ve mızrağıyla ve cesur yüreğiyle” övünmekte, “Hakkımızda devlet vermiş Fermanı
Ferman padişahın dağlar bizimdir” diyerek de meydan okumaktadır.
Halk şiirimizin bu yiğit sesini anarken, merak edenler için olayın devamını da anlatalım. Fermanın gereği yerine getirilmeyince Sultan bölge halkını, göçerleri yerleşik hayata zorlamak ve isyanı bastırmak için asker gönderir. Avşar aşireti ve Kozan aşiretlerinin katıldığı isyan çözülür ve yenilir. Bu bölgedeki göçebeler Anadolu’nun dört bir yanına üçer beşer aile sürgün edilir. Bunlar da birbirlerini kaybetmemek için sözleşirler ayrılırken…
Şimdi Türkiye’nin her köşesinde bir Kozan ya da Avşar köyü görürsünüz o günlerden arda kalan… Bir de bu koçaklama dolaşır dillerde…
Sedat Demirkaya
insan doğduğu yerde yaşar
orda özgürlüğü ile büyür
toprağa can eker
sevgi toplar
yağmuru olur
nisan akşamlarında kuraklığı
karı kışı erimez yoksul iken mert büyütür
canı yüreğinde bozkırda ilaç tutmaz dağ havası
soğuk pınarlarda yazı serinletir
ne göl nede okyanus ona hediye
dağda bulur
ruhunun huzurunu
Avşar elleri
YORUMLAR
İnsan özgürlüğü ile büyür,
toprağa can eker,
sevgi toplar,
yağmuru olur,yazınızı ve muharrem ertaş'ın güzel sesini beğenerek dinledim.Tebrikler selamlar saygılar.
arıkan
Muharrem Ertaş baska bir gönül gözü var, aynı oğlu Neşet Ertaş gibi..
değişmeden hep aynı kalabilmek adına iki cınar geçti bu yalan dünyadan.
özlemle
saygımla her zaman.