- 563 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÖŞE DÖNME YOLLARI
“Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden daha kolay yaşama yollarını alışkanlık haline getiren insanlar, önce haysiyetlerini sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdur!”
Bu söz kime ait biliyor musunuz? Çoğumuz biliriz de, nedendir bilinmez, kimse gereğini yapmaz.
Bu söz o güzel insan, M.K. Atatürk’e ait. Bu vecizeyi ilk okuduğumda inanın dondum kaldım. Bir insan bu kadar mı ileri görüşlü olur, dedim kendi kendime. Sanki günümüzü işaret ediyordu.
Gitgide artan bir şekilde kumara heves etmemiz, piyango, loto, iddia… gibi araçlara yönelmemiz bunu göstermiyor mu? Sanki bütün millet oturmuş çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden kolay yaşamanın yollarını arıyor. Bu o kadar doğal bir hal olmuş ki, artık kitapçı vitrinlerinde bile “Nasıl Zengin Olursunuz”, “Kolay Para Kazanmanın Yolları” gibi kitap isimleri görebiliyorsunuz.
İki genç yan yana gelince muhabbetlerinin ilk sırasını bu konu alıyor. İnsanların uzun yıllar çalışıp geldikleri yere, o çocuk denecek yaşta nasıl sıçrayarak gelebileceklerinin hesabını yapıyorlar. Hem de öyle bir hesap ki onlara ne kanunlar, ne Allah korkusu engel olabiliyor.
Yeni yetme bir esnaf müşterisini nasıl kazıkladığını zevkle bir arkadaşına anlatıyor. Bir bina yöneticisi kömür aldığı yerden aldığı hakkı olmayan paraya (rüşvete) hak nazarı ile bakabiliyor. Bir öğrenci arkadaşından aşırdığı kalemi hiçbir vicdan sızlaması duymadan kullanabiliyor, devletin malına zarar vermek zevk halini alabiliyor okullarda.
Kopya çekmek bir maharet sayılıyor artık, çekemeyense avanak. Hele hele büyük ölçüde vurgunlar tam anlamıyla övünç kaynağı…
Daha yüzlerce örnek verebilirim. Bunları okurken içinizin sıkıldığını biliyorum. Görmemezlikten gelmek çok daha kolay değil mi? Ama siz devekuşu pozisyonunu alırken hiçbir şey olduğu gibi kalmıyor. Kafanız kumun içinde olduğu için görmüyorsunuz. Birileri kumun içindeki kulağınıza bunları söyleyince de rahatınız bozuluyor ve söyleyene kızıyorsunuz.
Ben bir öğretmenim ve burada çaresizliğimi haykırmıyorum. Ben bir doktur gibi tanı koyuyorum. Önce hasta olduğumuza inanmanız gerekiyor, ardından da kimimize acı da gelse ilaç ve tedavi geliyor.
Siz hastalığı görmüyorsunuz diye hastalık kaybolmuyor. Görmezlikten geldikçe büyüyor. Gelin birlikte çözelim sorunu. Birlikte tedavi edelim. Hasta iyi olmak istemez, tedaviyi kabul etmezse doktor çaresizdir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.