- 1219 Okunma
- 3 Yorum
- 4 Beğeni
nazlının iri gözleri
İzmirin menemen ilçesinde bin dokuz yüz yetmişli yılların, yeşilinin ahenkle dans ettiği ,ağaçların tomurcuklarını doğaya sunduğu mayıs ayında başına geleceklerinden bi haber ,anne ve babasının ısrarı sonucu dünyaya gelen simsiyah saçlı ,kara mı kara tenli ,gamzeli bir minicik pamuk elli kız çocuğu hastanenin rutubetten sıvası akmış , böceklerin birbirleriyle yarıştığı odada fatma ebenin de çabalarıyla dünyaya gözlerini açtı nazlı…
Dudaklarının kıvrıklığını ,gözlerinin iriliği dikkatten kaçmamamıştı.Teşhisi koydular o anda; inatçı olacak bu kız diyerek yaftalanmışım o günlerde ..Herkesin ellerinde ordan oraya zıplatılırken yok annesine ,babasına benziyor söylemlerinin ardından artık kendime benzemeye başladığım o fakir yıllar..
Üç veya dört yaşlarında hayal meyal anımsadığım garip ama o kadarda ürkütücü olaylar peş peşe gelmeye başladı anlaşmışlar sanki yakama yapışmaya, pasaklı yıllar diyerek devam edeceğim…
Evimizden sahi bahsetmeyi unuttum o güzellikleri sizlere sırlı bir ev desem çok da yanılmış olmasam gerekir ..Bahçesi kocaman ne arasan var cinsinden sanki anlaşmış bahçede toplanmışlar sarmaşık gibi avluya
Sokak kapısının üstünde bir çan vardı kim girer çıkarsa onun çalmasıyla dans ederdim çocukluk bu işte .kapımız yeşil tahtadandı. Boyanın yarısı akmış alaca bir renk haline dönüşmüştü ..haydi bismillah diyerek iki basamak atınca avluya girerdik sol tarafı komple toprak yerdi sağ taraf betondu ama sormayın o betonun yarısı hep kırık dökük ..
Toprak yerden bahsetmeden geçemiyeceğim benim bütün haylazlıklarım oraya dayalı çünkü, tavuklarımız vardı bir zühtüm ahh rahmetli diyeceğim hindime çünkü beni ne zaman görse avluda ısırmasından, en nihayetinde rotasını anneanem çizmek zorunda kaldı ..yazık
Ördeklerimiz yemyeşil güzel bakışlı kadife sesliydi …birde hınzırca bahçeye dalan ve yeşilliklerin üzerine işeyen kar beyaz isimli kedim inatçımı inat görenler tıpkı sen diyerek gülümsüyorlardı..mahallemiz şenlikliydi ve o kadar birbirine bağlılığı belki o yıllarımda gözlemledim ..kimin derdi var herkes oturur koşar kimin evinde ekmek yok ona verilir ben zaten gözlerim iri iyice büyütür çocukluk aklımla akrabalarımız sanırdım komuşularımızı bana teyzen ,amcan kaç tane diye sorduklarında en az 20 teyze ve amca ismi sayar gelen misafir bana tuhaf bakardı şimdi anlıyorum öyle neden baktığını..
Sokak güvenli ve arka tarafında tarla vardı o kadar tezek kokusu altında salçalı ekmek yer yüzümüze bulaştımı kikir kikir gülerdik
paramız yoktu ama onurumuz o kadar büyüktüki asla bir şey istediğimi kimselerden hatırlamıyorum ..Oyuncak bebeğim benim hiç olmadı yeni doğan kuzenim hasanın bebek yastığını alır ona tülbent bağlar kız çocuk yapar sallardım .. ninni
Mevlide gitmeye bayılırdım mesela hoşuma giden herkesin bembeyaz örtüsünü takınmış olması üstüne temiz kıyafetler giymesi olurdu çocuklar yerlere oturur büyükler ne yaparsa onu yapmaya meyilliydik ….küçücük ellerimizi avuçlarının içine alırlar elhadilillah derlerdi şaşırırdım .birde şerbetteki fıstıklar ah ah.önemseniyorduk..
olayın kahramanı kemal ürüt, tatar kemal lakaplı heybetli kapıya sığmazdı
Aşırı sert disiplin aşkınla kendini sanki sınava tabi tutmuş gibi mutlaka o geldiğinde evde huzursuzluk çanları başlardı.ütülü gömleği yeleği ve cebinden köstekli saatini çıkardımı değmesin asfaltlar onun görkemine….dedem belkide bana biraz daha duyarlı hassas davranırdı sebebini bilemeden ben büyüdüm oda hakkın rahmetine kavuştu
yedi yaşlarında artık ilk okula başlama telaşesi sardı ben zaten kara ,önlük kara dalga geçerlerdi kara fatma diye unutamam nasıl beynime nüfus ettiyse bu yüzden iki kişinin kaşını patlatmıştım
Eylül hüzündür bende bilirmiydim ki bin dokuz yüz seksenin eylülünde bizim evde gazeller dökülecek, ağaçlar kuruyacak hayvanlarımızın hepsi gidecekti kim bilirdiki ta ki o gün geldiğinde;
yazım hatalarım var özür diliyorum..Affola
.ARKASI YARIN....SAYGILARIMLA
YORUMLAR
Bende hep darbuka yı sevdim hayvanlarsa zaten hep vazgeçilmezim,,bizimde ineğimiz vardı,,zavallı tatar kızı annem hep süt sağar yoğurt yapardı,,zaten şimdi bir kova yoğurdu bir oturmada yeyişim ondan,,
güzel ve mütavazi yazın için kutluyorum,,herkes senin gibi olabilse,,gösteriş merakından vazgeçebilse
günaydın