- 920 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsanları Aşkla Sevdiğini Belli Ederek Muhabbete Çağırmak, Muhabbet Ortamı Oluşturmak Hatırımızda Hiç Yok!
Kalbimiz dünyanın fani işleriyle o kadar meşgul ki, kendimize zaman ayırarak ne yaptığımızın farkında bile değiliz öyle değil mi, ne dersiniz? Hayatımız, bu yorucu tempoya daha ne kadar dayanacak belli değil, bir nefes alarak dünyamıza etrafımıza bakmaktan uzak, başımızı fani işlerin kumuna sokarak nefessiz kalmak için uğraşıyoruz öyle değil mi, ne dersiniz?
Fani işlerle zihnimizde bir şeyleri şekillendirerek varmak yerine sadece kendimizin kazanmasına odaklamışız, bundan başka bir şeylerle ilgilenmiyor alakadar olmuyoruz! Gönülden birilerini –Tasabi- yani insanları aşkla sevdiğini belli ederek muhabbete çağırmak, muhabbet ortamı oluşturmak hatırımızda hiç yok! Bu dünyanın gelip geçici fani işleriyle kazanmaya o kadar odaklanmışız ki bu hırsımızla ortadan ikiye çatlayarak bölüneceğimizden dahi haberimiz yok. Biraz abartmış olabilirim diyorsanız, öyle ise şöyle çıkın bir etrafınıza bakın hiç gönülden muhabbet eden bir ortam bulabiliyor musunuz? Fikirlerimize yani karşı fikirlere, tahammül edene rast geldiğiniz oluyor mu? Birisi aklıselimle bakarken diğeri yıkıcı olmaya devam ediyor, yapıcı olan hiç yok nereyse!
Dün bir haber videosu izledim, bir şoför diğer şoföre yol vermeme meselesi değil de, yolların hepsinin kendisinin sanmasıyla, kendisine hemen yol vermemsiyle, önündeki arabayı durdurarak, arka koltukta duran bir metre uzunluğundaki demir levyeyi alarak acımasızca vurmak için hırsa küfürle alarak acımasızca döveceğini sanarak yürümek istiyor, burası çok ama çok önemli, karşı arabadan inen polis elinde taramalı ile inerken, bunu gören levyeli vatandaş anında üç yüz altmış beş değil bin üç yüz almış beş derce ile dönüş yaparak, kör sakat bir eli ayağı tutmaz numarası yaparak sallanarak yürümeye başlıyor. Yani karşıda anlayışlı kibar bir şoför çıksa fırsat vermeden saldıracak acımasızca vuracak yaralayacak veya öldürecek!
Birisine Tasallut olmayı yani birisini rahatsız etmek bulaşmak vurmak zarar vermek o kadar hoşumuza gidiyor ki, biraz anlayışlı olmak hak vermek karşısında söylenilenin doğruluğuna inanmak ne kadar güzel muhabbet kardeşlik samimiyet doludur ki ama anlayanımız yok yok yok!
Bizler daha dün bu vatan uğruna ve birbirimizin canını korumak uğruna Bezl-i Can değimliydik? Yani canını esirgemeden bir diğerinin canı için verendik, bakın tarihimize ecdadımıza ne oldu bize? Nerede CAN-EFŞAN’lar yani bir dava uğrunda canını veren, canını feda eden ecdadın torunları nerede? Kendimizi ne zaman ne arada kaybettik? Ben cevabını bulamıyor kendi adıma utanç duyuyorum! Can yakan, can inciten, eziyet veren, acı çektiren olmaktan ne zaman vazgeçeceğiz bilemiyorum Rabbim yar ve yardımcımız olsun CAN-EFŞAN’lar, vesselam.
Mehmet Aluç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.