- 1210 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
PİŞMANLIĞIM
Gözleri öyle uzaklara daldı ki uzun zaman kendine gelemedi bekledim, yalanı yoktu samimi ve açıktı yüreğindeki keşke lerin tahribatını anlatıyordu ne var ne yok hepsi ortada bir ara buğulandı gözleri,ne de olsa erkeklik gururu vardı yönünü çevirdi çaktırmadan sildi. Çayından bir yudum aldı yüzüme baktı sonra bir yetmişliği devirmiş gibi söküldü. "Çok sevmiştim o da beni, çocuktuk ama ilk kez gönül kapıları birbirine açılmıştı. Aşkın ne olduğunu aldığımız nefese endekslemiştik sanki ne zaman aklıma düşse tüm bedenimi bir ateş kaplar gözlerime perde çekilirdi ne dünyayı ne de otlattığım koyunları görmezdim. Gözlerimi kapatır hayalinin gelmesini beklerdim kınalı parmaklarını usulca dudaklarıma götürür dalından yeni koparılmış bir gül gibi korkardım, yanımda olmasa da doyasıya seyrederdim onu. Evleri uzakta ama ben her gün bir bahane bulur oradan geçmeye çalışırdım O da sanki benim ayak izlerimi duyar gibi kapıya çıkar helkeler ile suya giderdi bir kez bakışmak için ne taklalar atardık bir daha görüşünceye kadar onunla avunurduk, dedim ya çocuktuk. Biz biraz kalburüstü idik evde dişe dokunur bir şey varsa yürütür gizlice onunla bölüşürdüm yol boyunca, bazen bardaktan boşanırcasına yağmura yakalanmamıza rağmen içim yandığından üşüdüğümü hissetmezdim.
Ilk kez kalbim kanatlanmış duygularımı frenliyemiyordum ne güzel bir duyguydu sevmek.Masallarda dinlemiştim hep ama benimki bir başkaydı.Dünya ikimiz için yaratıldı sanıyordum bizim etrafımızda dönüyordu sanki.Sazlıktan şapka yaparken bile papatya falı bakıyor gibi her ördüğüm kamısta seviyor seviyorum diye başlar sonunu seviyorla bitirirdim hep.
Bir gün ansızın" hadi gidelim"dedi ellerini uzattı, gözlerinde kayboldum taş kesildim olduğum yerde.Görulmus bir şey değildi bu mutluluk.Hic beklemediğim anda ne büyük bir müjdeydi bana.
O da ne,birden annem babam, dedem gelenekler ve töreler karşıma dikildi olduğum yerde sallanıyordum onun eli hala havadaydı bacaklarım titredi başım önde bedenime saklandım.
Araftaydım Cennet ve Cehennem ortası bir tarafta sevdiğim evlilik hayali kurduğum onsuz yaşayamadığım sevdiğim, diğer tarafta engellerim. Kahretsin nasıl bir çıkmazdı bu koyunlar alıp başını gitmeye başladı çobandım, çocuktum ve henüz ergenlikteydim."Hadi dedi hadi beni verecekler bilmiyor musun buranın töresini kıyacaklar bize birbirimizi sevdiğimizi söyleyemeden kimseler duymadan bu aşkı noktalamak da var yaşamak da var" Evet töre ağır bastı; arkamı döndüm kaçar adımlarla oradan uzaklaştım Bir daha yüzüne bakamadım.
Zaman su gibi aktı çoluk çocuğa karıştık ayrı dünyalarda.Her bahar, bana hazan yağmurları getirdi, ne akasyanın çiçegini, ne ıhlamurların kokusunu, ne karanfilin rengini, ne de ağustos böceklerinin sesini hissetmedim duymadım.Kulaklarım, gözlerim, kısacası beş duyum yetisini kaybetmiş yüreğim onda kalmıştı.Çocuklarıma bile yabancıydım eşime onun ismi ile hitap edeceğim diye korkuyordum.
Şimdi her ikimizin de birer yuvası ve çocukları var ben her gün aynı yere gidiyor uzanan eli bu kez
hic bırakmamak için tutmaya çalışıyorum ama nafile tüm çabalarım boşuna.Yaşıyorum işte başbaşa kaldığım pişmanlığımla...
Kurşun gibi deldi geçti töresi
Sevdiğimi eller aldı ben yandım
Gün geçtikçe derinleşti yarası
Her şafakta ah çekerek uyandım
San ki tüm çiçekler O’na sürünmüş
Şavkı vurmuş yıldızlara görünmüş
Zülüfleri sitem ile örülmüş
Mertlik onda kaldı bense cayandım
Sözleri bittiğinde "Keşke" diyordu " Keşke.. "
DÖNDÜ DEMİR ŞİNEL ŞİİRLERİ ÝÜREĞİN SESİ’NDEN
YORUMLAR
Sevgili Döndü Hanımcım,güzel dost,güzel ozan....
Ne hazin bir aşk öyküsü. Okurken film şeridi gibi izledi gözlerim cümlelerinizi.
Seven iki kalbi ayıran töreleri,gelenekleri yerin dibine batsın.
Acaba mutlumudur ayıranlar. Ne anlarlar bilmiyorum sevgiye karşı koymakla. İki mutsuz insanın yaşarken ölmesi kadar acı bir durum yok galiba..
Anlatımı,hikayesiyle mükemmel bir yazıydı..
Sevgilerimle