seyyareler
göğün ihtişamsızca doğan seyyarelerini daha bir sıkıca tutmaya çalışıyorum aklımda: ışık ne kadar uzaksa o kadar büyük olabilir semanın suretine serilen çerağlar. nedense, büyümenin getirdiği yoksunlukları, yer ve gök arasında mekik dokuyan hayaller ve büyülü gerçekler giderecek diyorum, insanların, yeniden kendine dönüp tozkırmızı tutkular bulmasına kılavuzluk eden.
görünmeyen köyler, saklı kentler, ayak basılmamış ülkeler...
kılavuz ve kaşif:
merak, en fütursuz salgındır sükunetin korunduğu yerlerde. karmaşa, düzenlerin en çapraşık olanıdır ve trajediye ithaf edilen kaotik manevralar, sadece bize kara mizahlar sunar. uyurken yataktan düşen silik birine gülünmesini getiren tutarsız mevzular benzeri. kılavuzlar ve kaşifler arasında kalınmışlıktır varolmanın arafı. dünya kendini tanımayanlarla dolu. kaç azizi var hayatımın diye sorguladığın zaman düşmanların arasında bulacaksın onları. çünkü; nasihatları tutulmayanların verdiği eli, faiziyle alır karşı saflar. çocuksu bir hümanizmin yerini mücadele ve kavram kargaşaları aldığında birer birer yıkılır sana uymayan sütunlar. kişilik, çağın en pahalısı: isa; ’cennete sevgi girecek’ doğrultusunda terazilerle dolaşır, maslow; ihtiyaçlara hiyerarşi olan merdivenini, kendini gerçekleştirme damına bir basamak yapar sevgiyi. korkunç bir tüketim çağında, gökte, durmadan yeniden doğan bir sürü seyyare. gezegen demek istemiyorum. gezen; özgürdür. zamana ve yörüngeye çakılı olmayan ne var? tasavvuf ve postyapısal yaklaşımlar, özellikle; doğu-batı arafında kalan kaç ruhu karmaşaya ve kararsızlığa itti? kararsızlık genotipi kuşaktan kuşağa yavaşça sıçrar kronolojide. insan büyüdükçe yaşamın doçentleri olur, ki; bu ustalık, hatalarını, olduğu gibi kabul etmesine elzem olan seçimler çıkarır karşısına. bir filmde şöyle diyordu: ’öldükten sonra bi süre daha uzar ölünün saçları’
ruh?
herhalde, kılavuz ve kaşif arasında kalan yegane kararsızlık.
ihtişamsızca, atmosferde milyarlarca yıldır ışıldayan seyyareleri daha bir seviyorum.
YORUMLAR
büyümenin ruhu dolanır geceleri
gündüz ise parçalanır zamanda ; büyümeseydik büyümezdi her ölenin saçları.