- 907 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRKLER VE KÜRTLER
… Türkler ve Kürtler insanlık tarihinin en kadim milletlerindendir. Türklerin ana yurdu Orta Asya, Kürtlerin ana yurdu Mezopotamya’dir. Mezopotamya Yunanca bir kelimedir. Bölge halkı burayı Kürdistan olarak bilir ve tanımlarlar. Şunu belirtmek gerekir ki, Türkler ve Kürtler iki farklı millettir. Çünkü yaşadığı bölge, örf- adet, yaşayış ve tarihi, eski dini inanışları tamamen bir birlerinden farklıdır. Dolayısıyla iki farklı milleti tek millet saymak tarihi bir gerçeklik değildir. Zaten Kaşgarlı Mahmut’un “Divan Lügat-it-Türk” adlı ansiklopedisinde Türk olarak sayılan boylar ve halklar arasında Kürt veya Kürtlerin herhangi bir boyunu göremiyoruz. Mesela Türkler İslam’dan önce Gök Tanrılarına inanıyordu. Yani güneş, ay, yıldız ve gök cisimlerinin kutsallığına inanıyordu. Kürtler ise İslam’dan önce ateşperest’ti. Yani Zerdüşt’tüler. Tek tanrılı bir inanç telkin ettiği için Zerdüşt’ü bir peygamber olarak kabul eden tarihçiler de vardır.
…Tarihte Türklerle Kürtleri bir birine bağlayan en ciddi ve büyük bağ, İslam’ın kardeşlik bağıdır. Bu bağ öyle sağlam bir bağdır ki yaklaşık olarak 1300 yıldır bütün fitne ve ayrımcılık söylemlerine rağmen bu iki kardeş halkın arasına giremediler. Kürtler Hz. Ömer döneminde İslam’ı kabul ettiğinde hicretin yaklaşık 30. uncu yıllarına denk geliyordu. Aslında bireysel olarak Hz. Muhammed döneminde Müslüman olan Caban el-Kurdi, oğlu Meymun el-Kurdi ve Zozan adındaki kadın sahabe İslam’ı kabul eden ilk Kürtlerdir. Türkler ise Kürtlerden yaklaşık 100 yıl sonra İslam’ı tanıdı. Türkler, İslam ordusu ile Çinliler arasında Miladi 747 yılında yapılan Talas savaşı sonrasında İslam’la müşerref oldular. Bu savaşta Türkler Çinlilere karşı İslam ordusunun yanında yer almıştı.
… Tarihin en eski bu iki milletini tanımlarken özellikle şunu belirtmek isterim: Türkler ve Kürtler tarihin hiç bir safhasında karşı karşıya gelerek savaşmamışlardır. Türklerin Anadolu’ya geçişlerinde Kürtlerin büyük rolü vardır. Çünkü Kürtler Anadolu’da Hıristiyan Bizans devletini değil, Müslüman Türkleri istiyordu. Öylede oldu. Türkler Anadolu’ya geldikten sonra Kürtlerle çok güzel komşuluk yaptılar. Türklerin en büyük destekçisi Kürtler oldu. Birlikte bir çok savaşa girdiler. Her savaşta aynı cephe de omuz omuza verdiler. Koyun koyuna can verdiler. Güneyin sıcağında kavrulup, kuzeyin soğuğunda dondular. Çanakkale’de , Milli mücadele yıllarında, Allah’u Ekber dağlarında hep beraber küffara karşı savaştılar…Kız alıp verdiler, dayı - yeğen oldular, kirve oldular, öğretmen – öğrenci oldular, işçi – işveren oldular. Kan kana karıştı… Fatih Sultan Mehmet bir Türk’tü ama hocası Molla Gürani Kürt’tü. Yavuz Sultan Selim Türk’tü, ama hocası Ebussuud efendi Kürt’tü. Mustafa Kemal Atatürk Türk’tü ama en yakın arkadaşı İsmet İnönü Kürt’tü. Hakeza Kürtler Sultan Abdulhamid’e : “ Bavê Kurdan” yani Kürlerin babası diyordu. Kazım Karabekir ise Kürtlerin kahramanı idi.
… Şunu bütün Türklerin ve Kürtlerin bilmesi lazım : Bu dünya da Türklerin ve Kürtlerin kardeşliği ve akrabalığı kadar başka hiçbir milletin kardeşliği, müttefikliği ve akrabalık bağı yoktur. Bu sebeple bir birlerinin kadr-u kıymetlerini bilmesi lazım. Gerek Türkler gerekse Kürtler İslam’ın yeryüzüne yayılması için çok hizmetleri olmuştur. İslam dünyasında nam yapmış bir çok mutasavvuf ve alimler Türklerden ve Kürtler çıktı. Bugün dünya devletlerinin Türklere ve Kürtlere düşman olmasının sebebi İslam’a yaptıkları hizmetlerden dolayıdır. İçimizde ki hain ve münafıkların en büyük düşmanlık sebebi de yine bu iki halkın İslam’a olan hizmetlerindendir.
… Ey Türkler ve Kürtler ! Sizin zor zamanınız da bir birinizden başka bulacağınız bir dostunuz yoktur. Bunu anlamanız lazım. İçeride ki ve dışarıda ki fitnecilere kulak vermeyin ve kardeşliğinizi muhafaza edin. Sizler her şeyden önce Müslümansınız yani Kur’an’nın fermanına göre, bir birinizi öldüremezsiniz. Bir birinize düşmanlık yapamazsınız. Bir birinizi sevmek ve korumak zorundasınız. Bu Müslüman olmanızın gereğidir.
… Yazımı Kürt bir şair olan Melê Dılbırin’in şu beytiyle bitiriyorum :
Mu’min humu bırane bı fermana Kur’anê
Gerek hev bıparêzın jı kuştın u talane…
Peyxember sond xariye mu’min jı vi cihane
Ta ji hevdu heznekın ew nabinın imanê
Anlamı :
Mü’minler Kur’anın emri üzere kardeştirler,
Bundan dolayı bir birlerini ölüm ve talana karşı korumalılar.
Peygamberimiz yenim ederek demiş ki bu dünya da
Mü’minler bir birini sevmezse asla iman etmiş olmazlar…
… Allah’ın selamı ben Müslüman’ım diyen bütün halkların ve bireylerin üzerine olsun…
Yazı : Erdinç Tip ... 26.11 .2018
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.