İKİ YÜZLÜLÜK DEVAM EDİYOR...

• 7 Şubat 2007 Çarşamba 20:24:22

Hrant Dink’in TV’da öldürüldüğünü duyduğum anda gözyaşlarımı tutamadım.Biz bu filmi defalarca seyrettik.Tüm çıktığı TV programlarında kendisini izlemiştim.Suçlandığı ve mahkûm edildiği yazısını da okudum.Yazının aralarından cımbızla çekilen sözler;Hrant Dink’i hedef gösterdi.Yargı da suçlu buldu.

Öldürülmesinde; medya da, bazı yazarlar da, yorum yapan kişiler de kendilerini sorumlu görmeliler bence. Acaba vicdan muhasebesi yaptıklarında neler hissediyorlar? Merak ediyorum doğrusu. Onların yerinde olmak istemezdim.

Her kanalda, Hrant Dink’in ölümüyle ilgili bazı sözde aydınların fikirleri sorulduğunda (ben o tür kişileri aydın olarak kabul etmiyorum.) timsah gözyaşları ile sanki onlar da hedef göstermemiş gibi üzüntülerini belirttiler..

Bırakın beyler iki yüzlülüğü, maske takmayın, ya olduğunuz gibi görünün, ya da göründüğünüz gibi olun.Yani dürüst olun.
Türkiye, ne çekiyorsa bu iki yüzlülükten, maske takmaktan, dürüst olmayan kişilerden çekiyor.

Hrant Dink "Bize emanetti" dediler. Ne demek emanet. Sizin ve benim gibi o da bu ülkede doğdu, burada büyüdü, bu ülke için askerliğini yaptı. Bu sözleri söylerken "Empati" yapın sayın aydınlar. İstese bir eli yağda, bir eli balda başka bir ülkede de yaşayabilir ve Türkiye’yi kötüleyebilirdi.Bir kısım Ermeni’yi de karşısına almazdı. Biz bunu bile anlayamadık. Sayın "Apo" diyenlere gösterdiğimiz hoşgörüyü Hrant Dink’e gösteremedik.

Son yazısında kendisini, çaresiz ve çırpınan bir güvercine benzetmiş. Bu ülke insanının güvercine dokunmayacağından o kadar emin ki... Yanıldın kardeşim.Yönlendirilen, oyuna gelen, içimizde insanlık duygusu taşımayan, yani insan olmayan yaratıklar var.

Üzerimizde oynanan oyunlar , yazılan senaryolar maalesef zekâ seviyesi düşük, problemli kişilere oynatılıyor. Sen devlet tarafından korunmalıydın, koruma istemene gerek yoktu.

Bence bu duyarlılığı göstermeyen yetkililer de görevlerini yapmadılar. Vicdanları sızlamalı. Ne yazık ki Uğur Mumcu ve diğer birçok aydınımız gibi seni de koruyamadık.

Tüm dileğim, 17 yaşındaki çocuğu bu cinayete azmettirenlerin ve gerçek suçlunun bulunması... Ancak o zaman kamuoyunun vicdanı rahatlayabilir.Çocuk sadece tetikçi. Bunu anlamak için üstün zekâlı olmaya gerek yok.

Ne ben, ne de Hrant Dink geçmişte yapılanlardan sorumlu olamayız.

Hrant Dink’e yapılan insanlık dışı hareketi kınıyor ve lânetliyorum. Eşine ve çocuklarına sabır diliyorum. Mutlaka "Ceza Hukuku" değiştirilmeli ve kaldırılan "Ölüm Cezası" tekrar konmalıdır.
Birlikte yaşadığımız tüm Ermeni kardeşlerimize ve bu acıyı yüreğinde hisseden halkımıza başsağlığı diliyorum.

(Hrant Dink’in cenazesindeki yazıları yanlış algılamamak gerekir. Ora da benim algılamam, biz Türkler daima haksızlığa uğrayanın yanındayız, sizin yerinize kendimizi koyuyoruz.Yoksa herkes biliyor ki, bir Türk Ermeni, bir Ermeni de Türk olamaz. Olgun olalım. Öküz altında buzağı aramayalım. Gençlerimizi tahrik edip toplumumuzu gerdirmeyelim lütfen.)