- 903 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ATATÜRK HEYKELLERİNE SALDIRANLARA NEDEN MECZUP DENİLİYOR? GERÇEK MECZUPLAR KİMLERDİR?
Başlıktaki soruyu cevaplamak için öncelikle meczup ne demektir bir bakalım.
Meczup: Bir inanışın ya da bir duygunun verdiği coşkuyla kendini yitiren, kendinden geçen insanlara diyoruz.
Yani meczup cezbeye kapılmış insan demektir. Cezbe ise yukarıda da belirttiğim gibi bir inanış ya da bir duygunun verdiği coşkuyla kendini yitirme halidir.
Günümüzde ise meczup dediğimizde her ne şekilde olursa olsun aklını yitirmiş insanlar aklımıza geliyor ki aslında yanlıştır.
Meczup sürekli olarak aklı yitik insan değildir. Ya da aklını yitirmiş olsa bile öyle dandik sebeplerle değildir onun aklını yitirmesi. Hatta gerçek meczup mu akıllıdır yoksa kendini akıllı sanan bizler mi tartışılır. Ancak geçmişte olsun günümüzde olsun hiç hakketmeyen insanlara meczup demişiz. Oysa meczupluk aslında üstün bir makamdır.
Mesela günlük yaşantısında gayet normal bir insan bir futbol maçında hele de tuttuğu takım gol atmışsa birden çıldırır. Kişilik değiştirir. Üstünü başını parçalar. Bağırmaktan sesi kısılır. Hatta gölü atana ’ Seninin daşşaklarını yiyim ben ’ bile der. Oysa golü atan ’ Buyur ye madem ’ diye uzatsa yiyeceği filan yoktur. Böyle bir fanatiğe hiç hakketmediği halde meczup deriz. Mesela Fenerbahçe’nin Rambo’su buna en güzel örnektir.
Mesela Tarkan’ın bir açık hava konseri var. Genç kızlar çığlık çığlığa bağırıyorlar. Tarkan az o tarafa dönse çığlıklara ağlamalar karışıyor. Ona dokunabilmek için koruma görevlileriyle resmen kara kucak güreş tutuyorlar. İşte bu cezbe halidir ve o zavallı kızlar da meczuplardır ama dandik meczuplardır tabii ki.
Rahmetli Müslüm Gürses’in konserlerinde görürdük. Millet jiletle kendisini doğram doğram doğardı. Bunlar meczuplukta zirve yapmış insanlardı tabii ki. Ama dediğim gibi gerçek manada meczup filan değillerdi. Meczuplukla alakası olmayan sapıklardı.
Bir de sık sık sosyal paylaşımlarda gördüğümüz çeşitli tarikat zikirleri...Mesela Aczmendiler zikir yaparken öylesine meczuplaşırlar ki (!) onların kafa sallama hızına Heavy Metalci çılgınların ulaşabilmesi mümkün değildir ki gerek Metalciler gerek Aczmendiler ve benzerleri benim nazarımda meczup filan değillerdir. Onlarınki bir çeşit sapıklıktır ki bunun meczuplukla bir alakası yoktur.
Gerçek cezbe elbette ki bunların hiç biri değildir; gerçek meczup da saydığım bu gerzeklere asla benzemez. Gerçek meczup ayağına saplanan okun namaz kılarken çıkartılmasını isteyen Hz. Ali’nin namaza durduğu anda dünya ile ilgisini, irtibatını tamamen kesmesi halidir. Meczubun bu dünya ile ilgisi, alakası yoktur. O bambaşka bir alemin insanıdır.
Neyse...Ana mevzuya dönelim tekrar.
Atatürk heykellerine saldıran, 10 Kasım törenlerinde ya da direkt Anıtkabir’de zaman zaman ortaya çıkıp ’ Putlara tapmayın ’ ve benzeri sözler sarf eden insanların meczuplukla ne alakası var? Veya Atatürk heykellerine saldıran insanlar bir anlık ya da tamamen akıllarını yitirmiş insanlar mıdır? Kesinlikle hayır. Bir iki tanesi belki ama tamamı meczup filan değildir bu insanların. O halde niçin bunlara meczup diyoruz? İşte bunun hikayesi oldukça ilginçtir.
Bilindiği gibi 1932- 1950 Yılları arasında ülkemizde ezan Türkçe okunuyor, namaz tekbirleri Türkçe olarak getiriliyor, hatta Kur’an sureleri namazda Türkçe olarak okutuluyordu. 1941 Yılına kadar bu durum kanunlarla belirlenmiş bir durum olmamakla beraber uygulama böyleydi. 1941 yılında ise kanun çıkarıldı ve kanuna uymayanlar cezalandırılmaya başlandı.
İşte bu dönemde ezanın eskiden olduğu gibi Arapça okunmasını isteyen insanlar bu uygulamalara ve kanuna tepki olmak üzere yaşadıkları köy, kasaba ya da mahallelerde köyün/ mahallenin akıl hastalarını minarelere çıkartıp onlara Arapça ezan okutuyorlar, ezanı Arapça okuyan akıl hastası yakalanınca da ’ Yahu meczubun tekidir o. Ne yaptığını bilmez ’ gibi laflarla savunmasını yapıyorlar, çoğu kez de minareye çıkıp Arapça ezan okuyanın gerçekten de ruh sağlığının yerinde olmadığı, bu sebeple cezai ehliyetinin olamayacağı gerekçesiyle salınıveriyordu bu garibanlar.
’Meczup’ ifadesini zamanın gazetecileri de çok tuttu ve meczuplukla uzak yakın alakası olmayan ama Türkçe ezanla ilgili kanuna muhalefet eden ya da Atatürk’ün maddi veya manevi şahsiyetine alenen hakaret edenlere ’ Meczup ’ denilmeye başlandı. ( 1. ve 2. Resimde de gördüğünüz gibi )
Öyle ki Süleyman Demirel döneminde 10 Kasım 1994 de Anıtkabir’de ’Putlara tapmayın, Allah’a tapın’ Diye bağıran Mahmut Kaçar( 3. Resim ) için de bizzat Süleyman Demirel ’ Meczup ’ ifadesini kullanmıştı. Oysa Mahmut Kaçar daha sonra ’ İdama gitsem de içim rahat ’ ( 4. Resim ) Diyecek kadar aklı başında bir insandı ve yaptığı bir anlık cezbe hali değildi. ( Resim 19.01.1995 Milliyet Gazetesinden )
Ve maalesef günümüzde de bu tiplere halen meczup denilmektedir. ( 5. Resim 19.08.2017 tarihinde Diyarbakır’da Atatürk Heykeline yapılan saldırı ile ilgilidir. )
Mesela Atatürk heykellerini yakan pkk lı hain şerefsizlerin meczupla, meczuplukla ne alakaları vardır?
Velhasılıkelam bence bu tür eylemleri yapanlara ’ Meczup ’ demeyelim. Ha, ’Gerçek meczup kimdir?’ Diye soracak olursanız. Mesela Şems’tir, İbrahim Ethem’dir, Yunus Emre’dir, Somuncu Baba’dır, Hallac-ı Mansur’dur.
Özellikle de kofiden bayılma numaraları yapan Fetö gibi hainlere sakın meczup deyip de gerçek meczupların bedenini ya da ruhlarını rencide etmeyelim.
YORUMLAR
Değerli hocam, davalar/ideolojiler/siyasetler nispeten daha uyanık, daha serinkanlı, daha kucaklayıcı, daha sabırlı, daha dayanıklı vb bünyeler ister...
Böyle bir bünyenin kendi içine kapandığı, davasından başka şeyi düşünemediği, yani bir nevi bir kısır döngüye kapıldığı sanılabilir...
Oysa, böyle bir bünye tam hayatın içindedir ve ait olduğu toplumun ve insanlığın selameti, birliği, bütünlüğü için var olduğunun bilincindedir...
Dolayısıyla, Atatürk heykellerine saldıranların böyle bir bünyeye sahip olmadıklarını, tam tersine böyle bünyelerin ideali olan selametteki toplumun fay hatlarını hedef alan provakatörler olduklarını söyleyebiliriz...
Diğer yandan bir dava toplumu ne kadar selamette tutarsa, davanın taraftarı gibi görünenlerden zayıf akıllı olanlar da şaşmaya, şımarmaya başlar ki, bu, davanın muhalifleri için bulunmaz provakasyon zeminidir...
Dolayısıyla, şimdi olan buymuş gibi, yani davanın taraftarları azıyormuş gibi bir izlenim verilmesi de beklenmeyecek şey değil...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler.
O zaman EMBESİL veya
kanı,akli dengesi bozuk demek daha anlamlı Sami bey.
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler.