- 1455 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Ölüm rabıtası
İlk öğretmenlik yaptığım köy!.Aziz çavuşun iki katlı evinin altındaki tek odalı, harabe olmaya yüz tutmuş hanesinde kalıyordum.aylardan zemheri soğuk kış geceleri en can yakan soğuklar köydeki yolları sarmış, her adımda takur tükür ses geliyor. Sabah namazı için bahçedeki buzdan sızan ince su var.Köy camiisine uzak ve kasvetli yollardan geçerek gitmek gerekiyor bu yolu tercih etmiyorum. Abdestin verdiği titreme beyin damarlarım da titremeye neden oluyor.Bekar olmak bu soğuklar da mücadele etmeyimi gerektirir aziz çavuş! Üste boş bir ev daha var ama sadece adı var . O soğuk gecelerde Rabbime yakarışlarım ziyadeleşiyor.Yalnızlığın verdiği iç huzur beni dahada Rabbime yaklaştırdı sanırım geceleri zikirlerle geçmeye başladı. Bir gece ölüm rabıtası yapıp sağ yanıma yatarak uyudum. Ölüm rabıtasından maksat canlı iken ölümü tecrübe etmektir!. Mezarımda son toprak atılıp üstüm örtülünce uyumuşum. Çok büyük bir handa bomboş bir saray yada mekan artık ne derseniz uyandım. Yüzlerini göremediğim Rabbimin inayetiyle yanıma 2 melek geldi, Konuşmadık! Dayak attılar baya sağ ayağım topallamaya başladı ve sürünerek o mekandan çıkmak için hareket etmeye başladım.Rabbime şükrediyor ve yürümeye çalışıyordum.Allah’ım şükürler olsun bu dayak ile kurtuldum ya daha büyük cezalar olsaydı.. Ve rüyadan uyanış ..bir daha da rabıta-i mevt yapsam da böyle olmadı daha olur mu Rabbim bilir. Anlayacağınız bir kabir hayatı bizi bekliyor ama ne kadar kalırız orda Allah bilir. ..Allah okuyan okullarından eylesin dua ve selam..
2006 gaziantep
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.