- 562 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Uzay çağı mı üçüncü dünya savaşı mı
Endüstrileşmiş sanayisini tamamlamış ve bilgi toplumu olmuş bir dünyada hala kapitalizm ve liberalizmin en vahşi şekilde hüküm sürüyor olmasının tek sebebi dünyanın geri kalan ülkelerinin gelişmiş ülkelere tahammül ediyor olmasıdır... Bütün uluslararası kurumları hiçe sayan batı aymazlığının sonu da insafı da yok. Batıyla benzer refleksler geliştiren Rusya Çin blokunun da ne yazıkki hiç alttan alacağa benzemiyor olması dünyayı hızlı bir saflaşmaya ve kaçınılmaz bir savaşa sürüklediği ayan beyandır. Adına düşük yoğunluklu savaş adı verilen bu kanlı soykırım son otuz- kırk yılda milyonlarca insanı öldürmekle kalmamış bir o kadar insanın yaşam alanını hatta yüzmilyonlarca insanın milyarlarca canlının yaşam alanını yok etmiştir. Dünyanın ileri gelen düşünürleri evrenin kaynaklarının sonsuz olduğu konusunda kapitalizmle uzlaşırlarsa ki bu bir realitedir evimizi yoketmekten kurtarmak olasıdır.
Uzay çağındayız ve uzay teknolojisini kullanabiliyoruz. Japonya bir uyduya yerleştirdiği sonda ile milyar dolarlık bir altın rezervi bulduğunu duyurdu. Esa uzay istasyonu kuruyor ve çok başarılı. Rusya ikinci nesil uzay istasyonu için gerekli birikime sahip Çin ve Hindistan hemen arkalarından bu yarışta geri kalmayacaklarını göstermek istiyorlar ve başarılı çalışmalara imza atıyorlar. Üçüncü dünya ise yangın yeri... Oysa birleşmiş Milletler kendi kurucuları tarafından kârhaneci durumuna düşürülmüş durumda. Parayı veren düdüğü çalıyor.. Çok değil gelecek on yıllarda Çin’in parası amerikanın elinden bu düdüğü alırsa nasıl ses çıkarır hiç bilmiyoruz hatta batının ağlayacağını da düşünmüyoruz. Peki bu ergen kavgasının evrenimize musallat olmasına göz yummak ikinci aydınlanma çağının insanlarına yakışıyor mu?
Bir orta yol bulmak mümkün üstelik savaşmadan... İnsanlığın birikimi savaş gibi yıkıcı ve yok edici bir ihanetle soykırıma uğratılmamalıdır. Uzayın keşfi bir seçenektir ve barışçıl bir seçenektir...