- 578 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bekler İnsan
Yapamadığım şeyler için, elimden gelmeyen şeyler için çok üzgünüm. Siz buna kader mi dersiniz bilemiyorum. Söyleyemediğim, yapamadığım şeyler içimde birikip durdu. İçime atabilmekten başka bir şey yapamıyordum. Zaman zaman çok sinirlendiğim, kaşınmaya başladığım anlar oldu. Suratım karıncalanmaya başlardı. Belki de yüzümün kızarıklığı daha ilk anda çok iyi görülüyordu. Yaşadığım şeyler sadece benim başıma gelmiyordu, hatta daha kötüsü geliyordu insanların başına. Bazen bazı şeyleri bilmemek en iyisidir. Hatta bazen bazı şeyleri görmemek, duymamak da... bazen gitmekte iyidir. Çok düşündüm bunu, yani gitmeyi. Nereye gidersen git kafanın içindekileri bırakamıyorsun. En acısı da bu. Dünyanın öteki ucuna gitsende nafile. Boşuna yürüyüp yorulmakla kalıyorsun. Bir yandan kafanın içindekilerle yaşamak, en ağır işlerle uğraşmak gibi geliyor. Dakikalarca, saatlerce hatta gün boyu... Düşünüp düşünüp aynı noktaya düşüyorsun defalarca. Çözümleyemediğin, halledemediğin, bir noktasını kaçırdığın meseleler konu oluyor zihninde ve orada çarpışıp çarpışıp canını yakıyorlar. Bu sefer son deyip tekrar koyuluyorsun yola. Son demekle son olur mu öyle? Öyle akıllıca laflar edip söz geçirmek çok zor geliyor insanın içine. Ha o an eyvallah deyip geçebiliyorsun fakat biraz sonra? Tekrar takılıp yenik düşüyorsun aklına.
Sonunu bildiğim düşüncelerimin peşinden çok kez gittim. Senaryoyu adımı bildiğim gibi bilmeme rağmen tekrar tekrar okudum. ‘’Eline geçen bir şeyler var mı?’’ diye soracak olursanız, aylarca kaybettiğim şeyler oldu. Kendime yaptığım en büyük kötülüğün düşüncelerim olduğunu anladım. Nasıl vazgeçebilecektim, bana su gibi, ekmek gibi gelen şeylerden?
Çok yazdım bu süreçte.. Hiçbirinin tesirinin olmadığını düşündüm. Yazdıkça acıkmıştım oysa ilk zamanlarda. Çok ilginçtir çok sonralar sorar oldum ‘’Ne için bunca şey?’’ Yutkunarak cevap vermekten kaçındım kendimden. Okyanusa mürekkep damlatmak gibiydi yazdıklarım. O kadar boş, o kadar yanlış… Bu kadar yanlışa sürüklenmek olmazdı. Aklım hakikati görmeme engel oluyordu. Doğru olanı düşünmek aklımdan geçmiyordu.
’İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı. Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar. Ya da hiçbir şey çıkmaz.’ diyor Oğuz Atay... Bir başka söz ise ‘’Her şey yoluna girmeden önce en kötüsü olmak zorundadır.’’
Sizce hangisi? O kadar şeyden sonra her şey yoluna girer mi dersiniz? Yoksa boşuna mı bu kadar bekleyişimiz? Ya da en kötüsü hiç beklememek mi?
Ben mi? Ben Murat Doğan. Yani Sükût Adam.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.