- 397 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SOKAĞIN SONUNDAKİ EV BÖLÜM 23
BÖLÜM-23
Yaptığımız bu kadar iyi işlerin içinde, kötü haber almak insanın ağırına gidiyor. Gülsarı’nın bulunduğu odanın önünde nöbet bekleyen polis arkadaş, gerçekleşmesinden korktuğum haberi verdi. Gülsarı, bir yolunu bulup hastaneden kaçmış. Elimdeki işleri bırakıp hemen hastaneye koştum. Kapıdaki polisleri görür görmez, ‘’ ben size ne söyledim, dikkatli olun!
Nöbetçi polis,
‘’ Baş komiserim bizim yapabileceğimiz bir şey yoktu.
Hansa Baş komiser,
‘’ Nasıl yok ya, Sizi buraya bostan korkuluğu olasınız diye mi diktik?’’
Nöbetçi polis,
‘’ Baş komiserim, nasıl oldu da bu kapıdan çıktı hala anlayabilmiş değiliz. Ancak odaya girdiğimizde kaçtığını fark ettik. Kontrol için odaya giren hemşireyi zararsız hale getirip kıyafetlerini giymiş. Kapıyı açtı hiç konuşmadan aramızdan geçip koridorda kalabalığın arasına karıştı ve kayboldu. Aradan epey zaman geçtikten sonra içerden garip sesler gelince, içeri girdim. Hemşire yatağın üzerinde bağlanmış olarak yatıyordu.’’
Hansa Baş komiser,
‘’ Artık burada boşuna beklemeyin, görevinizin başına dönün.’’
Nöbetçi Polis,
‘’ Baş üstüne Baş komiserim.’’
Hansa Baş komiser,
‘’ Unutmayın bu firar eksi olarak sicilinize işlenecek.’’
Polislere biraz korku verdikten sonra, esas meseleye geldim. Şimdi ne yapacağız? Esma’nın hayatı tehlikedeydi. Hemen Asayişe giderek, Sedat Amirin odasına girdim.
Sedat Amir,
‘’ Ne oluyor Hansa, şeytan görmüş gibisin?’’
‘’ Şeytanı görmedim ama peşine takılacağım Amirim. Haberler kötü. İyi giden şansımız tersine döndü. Gülsarı, bizim bostan korkuluklarını atlatıp, kayıplara karışmış. Kaba konuştuğum için özür dilerim Amirim.
Sedat Amir,
‘’ Desene korktuğumuz başımıza geldi.’’
Hansa Baş komiser,
‘’ bütün suç bende amirim. Daha dikkatli olabilirdim. Vereceğiniz her cezaya razıyım.’’
Sedat Amir, gülerek cevap verdi,
‘’ Sana vereceğim en büyük ceza, Gülsarı’yı yakala olması gereken yere getir.’’
Hansa Baş komiser,
‘’ Baş üstüne Amirim. İlk işim Esma’yı uyarmak ve yanına koruma vermek olacak. ‘’
Sedat Amir,
‘’ Sana bu konuda tam yetki veriyorum. Bütün tedbirlerini al.’’
Hansa baş komiser,
‘’ Biraz evvel Tugay Baş komiseri gördüm içerde.’’
Sedat Amir,
‘’ Biraz evvel döndü.’’
Hansa Baş komiser,
‘’ Dışardan birine güvenemiyorum. Koruma olarak Tugay Baş komiseri vereceğim Esma’nın yanına.’’
Sedat Amir,
‘’ İstediğini yapmakla serbestsin Hansa.’’
Sedat Amirin yanından çıktıktan sonra, Tugay Baş komiserin yanına gittim. Arkadaşlara, yeni gelişmelerin kısa bir özetini yaptıktan sonra yanıma Tugay Baş komiseri alarak yola çıktık.
Tugay baş komiser,
‘’ Yolumuzun üzerinde bir benzinciye
uğrayalım. Depoyu doldurayım.’’
Hansa,
‘’ Tamamdır, önce benzin alalım.
2
‘’ Zor oldu ama başardım, en kolayı da polisleri atlatmak oldu. Bu arada hemşirenin katkısını unutmamak lazım. Kızı bana yardım etmesi için ikna edinceye kadar göbeğim çatladı. Salak vadettiğim parayı çok bekler. Şimdi önemli olan ne yapacağım? Ve nerede saklanacağım? Ondan sonra sıra Esma şıllığında. Birden aklına gelen bir fikirle rahatladı. Neden olmasın ki? Bir hafta önce kendine cehennem hayatı yaşatılan o
Metruk ev kurtuluşu olabilir. Saklanacak daha iyi bir yer bulamam. Akşama kadar gözden uzak yerlerde takılayım. İhtiyacım olan şeyleri temin ettikten sonra gece metruk eve giderim’’. Hava kararana kadar gözden uzak yerlerde dolaşan Gülsarı, hava karardıktan sonra Pazevenk Süleyman’ın kapısına dayandı. Kapıyı açınca beni gördü ve şeytan görmüşe döndü. Beni hemen içeri çekerek, sokağın sağını solunu kolaçan etti ve kapıyı kapattı. ‘’Burada ne işin var? Deli misin sen başımı belaya sokacaksın.
Gülsarı,
‘’Benim başım zaten belada, seni mi düşüneceğim?’’
Süleyman,
‘’ Sende haklısın.’’
Sarıgül
‘’ Şimdi yardım etme sırası sende. Bana para lazım.’’
Süleyman,
‘’ Bu günlerde işler sakat. Ahlak zabıtası göz açtırmıyor. Benden kazandığın paralara ne oldu?’’
Gülsarı,
‘’ Unut onları. Benim evde el koymuşlardır
onlara.’’
Süleyman,
‘’ Çıkar yolun yok. Senin işin tek çıkar yolu var.’’
Gülsarı,
‘’ Neymiş o yol?’’
Süleyman,
‘’ Tuzağına düşürüp bana sattığın kızlara ne yaptırdıysan, sen de onu yapacaksın.
Gülsar,
‘’ Sen bana şimdi fuhuş yap diyorsun.
Gülsarı biraz düşündükten sonra ‘’ yaparım be kaybedecek neyim kaldı ki, güzelim al benim var. Eğer karı pazarlıyorsam kendimi de pazarlarım.’’ Süleyman’ın gözleri hayretle açıldı. Gülsarı’dan her şeyi beklerdi ama kendisini pazarlayacağı aklının köşesinden bile geçmezdi. Ee ne demişler alma mazlumun ahını çıkar aheste, aheste.
Süleyman,
‘’ ben müşteriyi ayarlarken sende içeri gir üzerine bir şeyler ayarla. Makyaj falan yap. Kaportayı düzelt. Arkadaşın arabası ile sokağın başına kadar götüreceğim. İki saat sonrada gelip alacağım. Ha sahi bir soru soracağım ama dürüst cevap vereceksin?
Gülsarı,
‘’ Sor bakalım.’’
Süleyman,
‘’ Bakire misin?’’
Gülsarı,
‘’ Evet bakireyim.
Süleyman,
‘’ O zaman işler değişti. Baştan söylesene be kızım. Ücretin bir o kadar artar. Alacağın paranın iki bin lirası benim. Ama müşteri ile tekrar konuşayım.’’ Süleyman biraz sonra Gülsarı’nın yanına geldi. Tamam, anlaştık şanslı karıymışsın.’’
Gülsarı,
‘’ Ne şans ya, içine tüküreyim böyle şansın.’’
Kırk beş dakika sonra yola çıkmaya hazırdık. Süleyman, ‘’ Bak sonra cayarsan falan ben müşteri ile papaz olurum. Ama sonra olacaklara da sen razı olursun.’’
Gülsarı,
‘’ Tamam be anladık işte, bu işleri az çok biliriz.’’
On beş dakika sonra gideceğim adresi tarif edip beni sokağın köşesinde bıraktı.
3
Hansa, Tugay Baş komiserle Aşevinden içeri girdi. İki polisi kapıda Halil Dayı karşıladı.’’ Hoş geldiniz çocuklar. ‘’
Masalardan birine oturdular. Halil Dayı, soru soran gözlerle bakmaya başladı, ‘’ Bir problem mi var kızım?’’
Hansa baş komiser,
‘’ Var Halil dayı. Hem de çok büyük problem. Ama önce Esma buraya gelsin.’’
Halil Dayı Esma’ya seslendi, Esma yanımıza gelince ben kaldığım yerden devam ettim. ‘’ Esma, Gülsarı hastaneden kaçmayı başardı. Başımız büyük dertte. Yanımdaki arkadaşım Tugay Baş komiser. Bugünden itibaren Gülsarı yakalanıncaya kadar senin yanından bir dakika dahi ayrılmayacak. ‘’ Tugay gerekirse silahını kullanmaktan çekinme.’’
Tugay Baş komiser,
‘’ Baş üstüne Baş komiserim.’’
Hansa Baş komiser,
‘’ Halil Dayı, sende gönlünü ferah tut. Bu günlerde geçecek.’’
4
İntikam içilen öyle acı şerbettir ki ancak onu içen bilir. Müşterisiyle geçirdiği iki saat yaşamının en zor anları oldu. Hayatında birçok ilki yaşadı ve yaşattı. Müşterisi o kadar çok mutlu oldu ki, anlaşıkları paranın iki katını verdi. Dışarı çıktığında Süleyman sokağın köşesinde onu bekliyordu. Gülsarı arabaya biner binmez soru yağmuruna tuttu. ‘’ Nasıl geçti? Müşteri memnun oldu mu?’’ Gülsarı, ‘’ Bana ne soruyorsun? Aç telefonu ona sor?’’
Süleyman’ın yanında geçirdiği bir hafta içinde, kendisini bir müddet geçindirebilecek dünyalığı yapmıştı. Süleyman’ı karşısına aldı.
Gülsarı,
‘’ Helal olsun sana bu bir hafta içinde bana bir kere bile sulanmadın. İsteseydin senide memnun ederdim. Şimdilik benden bu kadar. Sıra sende.
Süleyman,
‘’ Şunu bilmeni isterim Gülsarı beğen sende beğenmesen, ben iş adamıyım. Sermayelerimle aramda daima belli bir mesafe olmalı. Şimdi benden ne istiyorsun.
Gülsarı,
‘’Şu listeyi al sende olanları işaretle olmayanları temin et. Bu akşam geç vakit benim tarif ettiğim yere gideceğiz. Bir müddet orada saklanacağım.’’
Elindeki listeyi göz gezdiren Süleyman, Gülsarı’ya tamam diye başını salladı.
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.