- 1967 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
BEN DE HACI KAĞIZMANLIYIM AMA YER YÜZÜNDE DEN(İZ)İ, GÖK YÜZÜNDE BEDR'İ SEVERİM.
Efendim sitemizde son zamanlarda bir toz duman var ki sormayın. Gerçi bu toz duman beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor hatta ’ Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın ’ da diyebilirim ama millet birbirine böylesine girmişken bir yazıdaki bir ifade dikkatimi çekince bir iki satır da ben yazmak mecburiyetinde kaldım.
O yazıdaki ifade şuydu:
Kars/ Kağızman,(Hacı Kağızman) Kafkaslardan gelmeyiz,
Topraktan, sudan, Hz. Adam oğlu soyundanız,
Hz. Muhammed(s.v.a.)in izinde düşe kalka yürüyenler deniz,
Yüce Yaradanımınza Kul olmaya azimle direnenler den(iz)
Müslüman Azeri Türk’ üz Elhamdülillah diyenlerden(iz)
Bu beşlikte önemli hatalar var her şeyden önce.
Mesela ’ Hz. Adam ’ değil ’Hz. Adem’ dir o...( Haydi klavye hatası diyelim. Ben de yaparım zaman zaman )
Mesela Hz. Muhammed yazdıktan sonra (s.v.a ) yazılmaz çünkü (s.v.a ) sallallahü ve sellem aleyhi’ olarak okunur. Oysa doğrusu ( s.a.v ) dir. Yani: Salallalahü aleyhi ve sellem ( Allah’ın selamı onun üzerine olsun ) [Buna da klavye hatası diyelim ]
Peki buna ne diyeceğiz?
’ Yüce Yaradanımınza Kul olmaya azimle direnenler den(iz) ’
Her şeyden önce ’Yaradanımınza’ değil ’ Yaratanımıza ’ olmalıydı ya haydi buna dahi klavye hatası diyelim. Ama Peygamberimizin izinde olan biri Yüce yaratanımıza azimle kul olmaya niçin direnir? Yüce yaratana kul olmaya hem de azimle direnmek??? Yahu insana kafir derler...
İnsan bir şey yazdığı zaman dönüp okumalı daha sonra. Zira burada öyle bir şey yazılmış ki farkında olmadan, işte o ifade insanı yüz üstü cehenneme sokar. Ne demek Yüce yaratana kul olmaya azimle direnmek? Ne kadar azimle direnirsen diren O sana kendisinin Rab, seninse kul olduğunu tepene vura vura gösterecek nasılsa.
Biliyorum söylenmek istenen bu değil ama dediğim gibi insan yazdığını bir kez olsun dönüp okumalı değil mi?
Gelelim bu yazıyla benim ne ilgim olduğuna:
Efendim ben de Hacı Kağızmanlıyım. Daha önceki pek çok yazımda da Kağızmanlı olduğumu belirtmiştim. İşte o sebeple sanırım bir iki kişi beni yukarıdaki beşliği yazan kişi ile karıştırmış. Yine aynı sebeple olsa gerek özelden ’ Sen falancaya niçin küfür ediyorsun, yazdıklarınla ona küfür ettiriyorsun?’ diye sorup durdu bir müddet.
Evet ben de Hacı Kağızmanlıyım ama bahsi geçen kişi değilim. Benim üslubumu herkes bilir. Yaklaşık sekiz senedir bu sitedeyim. Bahsi geçen kişi eğer bu beşliğinde belirttiği gibi Kağızmanlı ise sadece hemşeriyiz o kadar. Bunun dışında tanımam, kim olduğunu bilmem, merak da etmem.
Dedikten sonra Hacı Kağızman nedir ya da kimdir konusuna gelelim. ( Den’iz ve Bedr’i de yazının en sonuna bırakalım )
Bugün Kars ilimize bağlı oldukça güzel, meyvesi bol bir yerleşim yeri olan Kağızman Türkler henüz İslamiyete geçmeden önceleri Kalızvan olarak bilinen bir yermiş. Bu ismi buraya Hazar Türkleri vermiş. Hazar Türklerinin Kalız boyu ve ’ Yurt ’ anlamına gelen ’Van ’ kelimeleri birleştirilerek ’ Kalız Yurdu ’ anlamında buraya Kalızvan denmiş.
Daha sonraları belde Arşarunik olarak anılmaya başlanmış. ( Her halde bu dönemde Kağızman Ermeni Krallığı olan Ani Krallığının eline geçmiş olsa gerek. Kesin bir bilgiye sahip değilim )
Tuğrul, Çağrı Beyler ve nihayet Alparslan’ın seferleriyle Türk hakimiyetine giren Kağızman’a bu dönemde ne ad verilmiş onu da bilmiyorum ama 1468 de Akkoyunluların eline geçince buraya - Altın madeni olduğundan - ’Kızıldere denilmiş. ( Şimdiye kadar Kağızman’da altın madeni olduğunu hiç duymamıştım. )
Kanuni döneminde Osmanlı Hakimiyetine giren Kağızman’a 1600 lü yıllarda ’ Narinkale ’ adı da verilmiş. Bunun sebebi de o devirlerde Kağızman’da narın çok fazla olan bir meyve olmasıymış. Ancak Evliya Çelebi de bu ismin Sasani hükümdarı Nuşirevan’ın kızı olan Narin’in Kağızman çarşısında bir kale yaptırmasından kaynaklandığının yazar seyahatnamesinde.
Son olarak ilçeye yine Hazar Türklerinin dediği gibi Kalızman denmiş ve bu isim zamanla Kağızman’a dönmüş. ( Hepsi rivayet tabii ki. )
Peki Hacı Kağızman?
Onun hikayesi de şöyle:
Narinkale’de oturan bir kişinin Kağızman isminde bir hizmetçisi varmış. Günün birinde evin sahibi hacca gitmeye hazırlanıyor. Evini, hanımı, çocuklarını Kağızman’a emanet edip gidiyor. Bir gün evin hanımı helva pişiriyor sonra da kendi kendisine “Efendim bu helvayı çok severdi. O da olsaydı da yeseydi.” diyor. Bunu duyan Kağızman “Abla sen helvayı bir tabağa koy, ben efendiye götürüp veririm.” diyor. Evin hanımı buna inanmıyor. Hatta ’ Zavallı Kağızman sanırım helvayı çok seviyor. Ona nasıl olsa verecektim ama efendiye götürmek için de ayrıca istediğine göre demek ki iki tabak yemek istiyor ’ Diye düşünüp iki tabak helva veriyor Kağızman’a
Kağızman o günün yol ve vesait durumunu düşünmeden akşamüstü kapıdan dışarı çıkıyor, bir saat olmadan da boş tabaklarla dönüyor. Evin hanımına da ’ helvayı beye ulaştırdım. Çok sevindi, afiyetle yedi ’ diyor. Hanım inanmasa da bir şey demiyor Kağızman’a. Sadece ’Sağol ’ diye cevap veriyor.
Nihayet evin efendisi hacdan dönüyor. Komşu ve akrabaları onu görmeye gittiklerinde Kağızman’ın bir gece içinde kendisine helva getirip tekrar geri döndüğünü anlatıyor. Kağızman’ ı çağırarak bütün halkın huzurunda Kağızman’ ın kerametli bir kişi olduğunu ortaya koyuyor.” Esas hürmet edilecek biri varsa oda Kağızman’dır.” diyor ve ilk önce kendisi Kağızman’ın elini öpüyor.
Rivayete göre keramet sahibi kişilerin kerameti anlaşıldığı andan itibaren yaşamazlarmış. İşte Kağızman da öyle oluyor ve orada vefat ediyor.
Daha sonra Narinkale’nin adı Kağızman olarak değiştirilmiştir.
Bu da bir rivayet ama bu rivayet sadece rivayet olarak kalmamış. Hacı Kağızman’ın Kağızman ilçesinde bir türbesi dahi var.
Velhasılıkelam benden(iz) de Hacı Kağızmanlıyım ama Den(iz)i severim. Pek çok yazdığıma kızsa ve itiraz etse de o da beni sever.
Yeryüzünde Den(iz)i sevdiğim gibi gökyüzünde de Bedr’i severim. O da beni sever. Hatta kulaklarımı çeker ’ Normal fabrika ayarlarına dön ’ diye.
Evet Bedri abi. Fabrika ayarlarıma döneceğim de görüyorsun işte...
Sonuç: Ben Kars- Kağızman - Merkez Bağlaraltı mahallesinden ’Eli Eyüp’ün Torunuyum. Kamil’den olma, Sürmeneli Fatma’dan doğma... Başkasıyla karıştırmayın lütfen.
RESİMLER:
1- 2- Kağızman
3- Hacı Kağızman Türbesi bahçe kapısı
4- Hacı Kağızman türbe binası
5- Hacı Kağızman türbesi
YORUMLAR
Şıhın oğluna selamlar, Bedri amcan kulaklarını çekiyor mu?
Etme bulma dünyası
Değerli hocam, şunu sık sık düşünürüm: Bizim bu kadar kolay zıtlaşmamızın, inatlaşmamızın temelinde anneye olan bağımlılık var...
Bir nevi çocuksuluk sendromu...
Bu sendrom yetişkinlik, yani dünyayı gerçekçi olarak algılama yollarını bağlıyor...
Öylece de biz dayanışma bilinci, ortaklık kurma iradesi sergilemekte çok zorlanıyoruz...
Samimiyet ve ciddiyetle kulak verme, dinleme ve iletişim sürdürebilme yeteneğinden sürekli yoksun kalıyoruz...
Yani mızırdanıp durmanın istediğimiz emziği sağlayacağı duygusallığı ile hareket ediyoruz...
O yüzden bazı şarkıların (Senin kadar kimseee sevmiyor anneee!...) bu kültürü fena baltaladığına inanıyorum...
[Zaten bu ve bunun gibi şarkıları söyleyenler de ıkınır gibi, bir şeyi içinden atıp, kurtulmak ister gibi bir gerilimle, salya sümük ağlayan bir bebe, oral dönemde saplanıp kalmış bir ruh hastası gibi söylüyorlar...:)))]
Çok mu zalimce yorumladım?...:)))
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Bu sonu gelemeyecek tartışamaya son vermeniz dileğimdir...
Bu yazıları okuyan üyeler kimin ne olduğu konusunda kendilerince zaten fikir sahibidir... Uzatmak havanda su dövmektir!...
Konu kapanmıştır!!!!...
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.
Haklısınız Sami bey çok doğru .. Sinirlendik iftiralardan bıktık Sayın Akmetin bey Bizi tanımadan neden kesin bilmediği bir şeyi yok sayıp bizi yalancı durumuna sokuyor ... Hoş değil. Kendisini çok iyi tanırız...
Oda bizi tanır.. Baksın ki iftira kolay mı.. Sizden özür dileriz Biz bize hakaret edenleri sadece edebe davet ettik hepsi bu 35O bize göre şiir den sonramız yanlışlarımız var inkar edmedik. Ama gerici yobaz , Lanet okumalar hoş olmuyor.. İnsanları zehirliyormuşuz zehirlenenler okumasınlar dedik Durmuyorlar..
Hatasız olduğumuzu söylemedik hiç bir zaman... hakaretler tehditler. hoş değil İlgisi olan olmayan karışıyor..
Bizim beşliğimizi eleştirmişsiniz keşke bizim sayfada yapsaydınız daha iyi olurdu bizde size açıklardık Bizi yalanlar gibi .. Şu yanlış bu yanlış kafir olur insan gibi hoş değil Ameller niyete göredir. Küfür lafını duyunca ne yapacağımızı bilemedik biz kimseye küfür etmedik küfür aciz zavallıların işi .
Özür dileriz bizim sayfalarda o kadar hakaretler yedik ki birden sizin sayfanız olduğumuzu unutmuş uz
Sayın AKMETİN Doğru söylüyorsunuz Şahsiyet okumakla gelişmiyor... Sakat babanın okuttuğu, Adama bir kilo suçuk alamayacak karakter yoksunu, Sakat babanın parasıyla askerigazinoda nişan baba yok utanıyor beyimiz, Halk eğitim merkezinde lüks düğün baba yok... Askerliğini o babanın parasıyla Kısa dönem yap .... Ananı bir deliye emanet et, Kılıbık... Sonra ne mutlu türküm diyene.. Baba parasıyla torpille işe gir .. Ne Mutlu Türküm diyen ne Bizim analarımız yalan mı söylüyor... Sakın, sakın... on metre yakınımda olma..... bizi bilenler bilir.. ..Sende bilirsin..
Bir daha olursa sonuçlarına katlan. Yalakalık zihniyetini bırakın, bir azcık Adam olmayı deneyin. Sizin bu konularla bir alakanız yok Şaban gibi her şeye maydanoz olmayın ...Zavallısınız...
.... Haddini bil.. Hak her yaştan büyük'tür.. Büyüklük kalmamış da. .. Bundan sonra the end... her şey bitti sakın sakın..... Sayın Akmetin kılıktan kılığa girmenize gerek yok.. biz bir çok şeyin farkındayız velahevle dedikçe sabrımız yanlış anlaşıldı..Her halde... Siz anlarsınız....Karakter bozulunca kılıktan kılığa girmek sizler için normal... Ha Babanızın şiir defterinden şiirler mi yazıyorsunuz.. Zavallı yazık yazık... Babaya ihanet, anaya ihanet, kibir kimseyi beğenme, Yeğenlerin Kürt diye beğenme sen hangi soydansın.. Söyle de öğrenelim.. Sayın bey efendi Kılıbık...Sayın Akmetin Senin küçük kızın hatırına bu kadar.. ... Bir daha sakın, sakın....
E.F.M.E.YAZICI tarafından 11/6/2018 3:35:32 PM zamanında düzenlenmiştir.
Akmetin
-Babayla anneyle evlat arasındaki ilişkiler kimseyi ilgilendirmez. Onların sorunudur. Hangi evladın iyi hangisinin kötü olduğunu onlardan başka kimse bilemez.
- Ben gazinoda nişan yapmadım çünkü zaten nişanım olmadı.
-Düğünüm halk eğitim düğün salonunda oldu. Babam kendisi gelmek istemedi. Babam hasta bir adamdı herkeste bilir. Allahın verdiği hastalığın neyinden utanacağım. Hırsız değildi namussuz değildi kimseyle işi olmazdı. Kimseye kötülüğü yoktu.
- Askerliğimi paralı yapmadım o zaman kısa dönem askerlik yaptırılıyordu üniversite mezunlarına. Herkes gibi askerlik yaptım.
- İşi parayla girme diye bir şey olmaz. Tanıdık büyüğümüz refarans oldu. Bu ülkede herşey böyle yürür.
Sen bunlardan rahatsız olduğunu göre özel bir kinin yada şizofrenik fezayanınların tutmuş. Babanın defterinden şiir yazıyormuşum. Bu kadar geri zekalısın işte.
Sen seni bende beni bilirim. Kimliğini açıklada ne *ok olduğunu dökeyim çok istiyorsan. Çocuklarımı da ağzına alma alçaklığını hiç gösterme. Pişman olursun her kimsen adam olmadığın ortada da siteler girip onu bunu tahkir etme belanı bulursun bir beladan. Uzaktan ökelenmeye çamur atmaya gazel okumaya benzemez. Git kendi çamurunda yuvarlan.
E.F.M.E.YAZICI
Tanımanız hiç hoşunuza gitmez.. Babanızı çok yakından tanırım Adamcağız bir kilo sucuğu babasına çok gördü... Üstelik torunlarımı bile bana sevdirmediler. Demek nişanınız askeri gazinoda olmadı yazık. yazık, Samibeyin yazısızı ne ile ilgili bilmiyorsun ne diye yorum yapıyorsun... Şahsiyetsizler bizim şiirlerimizi beğenenleri arayıp bu adamı beyenmeyin diyorlar.... Hakaret ediyorlar Edebe davet edepsizlik mi?
Sorularına cevap verdik hakaret nerede. Okumadan yorumlar insanları yorar Sizi çook yakından tanırız Şok şok olursunuz.... Akıllı olun
Biz korktuğumuz için değil. Meslek gereği gerekirse gururla açıklarız..
Bilin ki size hiç iyi gelmez...
Hala insanları hor görenlere acaip kıl oluyoruz. Çoluk çocuk öyle mi
Aman haaa Kendi düşen çok ağlarmış Zeka Zeka...
Akmetin
Kaleminize sağlık hocam.
Ne yazık ki bu sitede zaman zaman hoş olmayan şeyleri yaşamak durumunda oluyoruz. Herkes aynı fikirde olacak diye bir kuralımız yok. Zenginliğimiz farklılıklarımız. Ben de bu siteye üye olduğumdan beri sizleri tanıyor ve seviyorum. Ayrıca Deniz Hanım gibi bir arkadaşımıza yapılan da hadsizlik. Bana yapılmış gibi üzüldüm. Bu arada Bedri beye ben de teşekkür ediyorum. Sonuçta insan yazarken de kendini güvende hissetmek istiyor. Aslında burada hem bilgileniyor, hem eğleniyor, hem de farklılıklarımızı ortaya koyuyoruz. Seviyeyi düşürmenin bir alemi yok.
Tekrar teşekkür ediyorum umarım tekrarı yaşanmaz.
Saygı ve sevgilerimle
sami biberoğulları
Edebiyat Defteri maalesef daha önce de böyle saçmalıklara sahne oldu. Bunlar gelip geçici. Hepsi zaman içinde toz oldular. Biz ise buradayız hamdolsun. Yeter ki dik durmasını bilelim.
Ayrı ayrı fikirlerde olacağız eyvallah, ayrı ayrı zikirlerde olacağız ona da eyvallah ama aynı sitenin mensupları isek sitenin kurallarına uyacağız.
Selam ve sevgiler.
Hepsi bir yana hemşerim Kağızman'da Azeriler yok bilirim. Hiç Azeri'ye rastlamadım. Benim bildiğim Azeri kardeşlerimiz Kars, Iğdır ve Tuzluca'da varlar diye biliyorum : Yanılıyor muyum. Hem bence çoluk çocuğu fazla muhatap almamak lazım diye düşünürüm, Muhatap alındıkça bir şey sanırlar kendilerini. Selamlar.
E.F.M.E.YAZICI
E.F.M.E.YAZICI
sami biberoğulları
Kağızman'da Azeri olup olmadığını doğrusu bilmiyorum. Ama dediğiniz gibi Kars, Iğdır ve Tuzluca'da varlar.
Öte taraftan yorumunuza cevap yazan E.F.M.E Yazıcı rumuzlu şahıs muhatabım değildir. Ben sadece onunla beni karıştırmasın hiç kimse diye yazdım bu yazıyı.
E.F.M.E Yazıcı
Sana gelince: Sen herkesi edebe davet ediyorsun sözde ama edep denen mefhumun E harfiyle bile uzak yakın ilgin yok. Edepli insan misafiri olduğu bir hanede bir başkasıyla dalaşmaz. Burası benim sayfam. Söyleyecek bir lafın varsa bana söyle. İki kişi konuşurken üçüncüye ne düştüğünü ben mi hatırlatayım sana?
Öte taraftan İdris Akmetin ile ilgili olarak yazdıkların ne beni, ne bu sitedeki diğer insanları ne de seni ilgilendirir. Kaldı ki doğru mu yalan mı onu da bilmiyoruz. Diyelim ki doğru. Sana ne, bana ne? Peygamberin izinden insanların sırlarını ortaya saçarak mı gidiyorsun?
Herkesi davet ettiğin edebi öğren önce.
Ve son olarak: Ben kimliğimi açık açık koydum ortaya çünkü hiç kimseden çekinecek, korkacak bir yönüm ve yanım yok. Sen de koy kimliğini ortaya ki kim olduğunu bilelim.
Akmetin
Allah iftiralardan, ahlaksız dedikodulardan fesatliklardan korusun herkesi. Sayfanda hoş olmayan şeylere sebep olduk kusura bakma. Bu yüzden çoğu zaman yorum yapmaktan kacinirim bir kendini bilmez moral bozar diye. Malum her türlü insan var her yerde.Yazıların düşündürücü bazen de eğlendirici. Ama her zaman okuma fırsatım olmuyor. Sağlıcakla kalın.
O printerin siz olacağınızı ben hiç düşünmedim zaten hocam. Ama ne yazdığını anlayabilmişsiniz ya sizi ayrıca tebrik ederim. Ben size kızsam da (son günlerde çok kızdığım oldu evet) severim. Bilirim ki siz de beni seversiniz. Bu derece seviyesizliği sizden beklemek size büyük haksızlık olur. Aslında ben kişiyi şikayet bile etmedim. O derece önemsemedim ama beni seven insanları üzmüş ve kızdırmış. Herkese ve başta Bedri komutanıma çok teşekkür ederim.
Zaten bir süredir site içindeki paylaşım laçkalığı yüzünden siteye girmiyordum. Arkadaşlar bu yazıdan bahsetmese göreceğim de yoktu. Ha, site içinde olsam da bu şahıs ne yazmış diye asla gidip okumam. Vaktim o derece değersiz değil.
Sonuç olarak size de teşekkür ederim hocam.
Sevgilerimle...
sami biberoğulları
Edebiyat Defteri gibi nezih bir sitenin edebiyatın tamamen dışında konularla böylesine saçmasapan bir yer haline gelmesi gerçekten üzücü. Ve üzücü olan bir başka husus da benim bile zaman zaman edebiyatın dışındaki konuları buraya taşıma, burada tartışmaya açmam...
Ama gözü kör olsun nefsin. Birileri nasırıma dokununca marifet ehli gibi sessiz kalamıyorum. İlla şeriat ehli gibi ben de onun nasırına basmalıyım.
Neyse...
Tüm zıtlıklarımıza ben den(iz) i seviyorum.
Selam ve sevgiler.