- 2219 Okunma
- 11 Yorum
- 8 Beğeni
BU DÜNYADAN BİR DE GÜLTEN AKIN GEÇTİ...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sustu şiirin bilge ve nahif sesi...Ne çok yarım kaldı şiir ve şehirler şimdi daha çok yalnızlığı yudumluyor. Bugün bütün şairler biraz daha yetim duygularına, biraz daha ıssız, biraz daha kimsesiz. Kocaman bir yürek daha kayıp gitti bu kupkuru dünyadan. Biraz daha azaldı insan olan yanımıza dokunan nahif ifadeler; merhametin,vefanın ve en güzel duyguların boynu bükük şimdi, hicran yine müstehzi bir edayla gülümsüyor bir köşede...
Ne güzel anlatmıştın kendini hiç büyümeyen ’deli kız’: ’Beni sorarsan KIŞ işte / kalbin elem günleri geldi...’ ve dertliydin insanların kendilerini merkeze alıp ’ben eksenli’ yaşamalarından... ’Ah, kimselerin vakti yok/ Durup ince şeyleri düşünmeye’ demiştin ya hani, demiştin de kelimelerin, nasıl da dudaklarında acıyla kıvranmıştı. Çünkü artık sadece ’anlaşılmaya’ odaklı yaşıyor, karşımızdakini ’bizi sevdiği’ oranda seviyor, ihtiyacımız kadar değer veriyoruz. Anlamak,idrak etmek, empati kurmak bile kendi dünyamızla az çok ilintili ise kapsama alanımıza giriyor ancak. Kalın, yontulmamış dimağlarımızla, ruh dünyamızla ve duygularımızla empati yapıyor, güya derdi çekenin derdinden anlıyoruz.Oysa hep bir ’ben’ tuzağında, hep bir ’menfeat’ sarmalındayız..ki bu yüzdendir, hakiki insan olmanın hep uzağındayız...
Kıymetini ya gidince ya ölünce daha iyi anlıyoruz insanların, kıymet verdiklerimizin ya da yitip de gidince uzak diyarlarda... Çünkü istiyoruz ki herkes "gel’ dediğimizde koşsun ve gelsin, derdimizle hemhal olsun.. ’nen var’ diye sarmalasın bizi.. sorgusuz sualsiz bassın bağrına.. ne yapsak da itmesin, ötelemesin istiyoruz.. ve yine ne yazık ki aynı tavır bizden beklendiğinde, o kapılarını bizim için hep açık tutmasını istediklerimizi, o anki halimizle karşılıyor, ’ne haldedir’ diye bir empati yapma gereği hissetmiyor, ruh ve his dünyamızın o anlık durumuna kurban ediyoruz. Bizim her gittiiğimizde ne durumda olursa olsun şefkatle ve tebessümle’ hoş geldin’ diye karşılamasını murat etttiğimiz sevdiklerimizi; bizler, onun hissiyatını hiç düşünmeden bir duvar soğukluğuyla karşılayabiliyor hatta ters yüz edebiliyoruz...
...
Maupassant ’Yalnızlık’ hikayesinde yalnızlığı anlatırken "Birbirimize zincirin halkaları gibi bağlı olsak da aslında hiç ulaşamayacak kadar uzağız ’ demişti.. Bizler ne kadar yakın gibi dursak da birbirimize aslında o kadar kalın duvarlar örüyoruz ki aramıza..’benlik’ duvarları hep engel oluyor ’biz’ olmaya..koşulsuz sevmeye, menfeatsiz dostluğa ve her duvar insanlığımızdan daha çok şey götürüyor...
Bir Gülten Akın göçtü bu alemden.. hayatın bütün bezginliğini, yorgunluğunu ve yalnızlığını yüklendiği o melal vurgunu bakışlarıyla.. sessizce..şiir hüznüyle... Ve ne yazık ki şiirleri elinden alındığı için kalpleri madde ile katılaşanlar, doların günlük kuru kadar bile haber değerine layık görmediler onun gidişini...
Güle güle hayatı şiir olan kadın.. şiir gibi olsun yolculuğun.. umutlu rüyalarınla git.. hiç büyümeyen yanınla ’deli kız’.. uğradığın her yer şiir güzellliğinde olsun...
....
BENİ SORARSAN
Beni sorarsan,
Kış işte
Kalbin elem günleri geldi
Dünya evlere çekildi, içlere
Sarı yaseminle gül arasında
Dağların mor baharıyla
Sis arasında
Denizle gül arasında
Yanımda kediler, kuşlar
Fikrinden dolaşıyor
Hiçbir iktidarı sevmesem de
Sobanın iktidarında
Çarpışa çarpışa nasılsa
Büyüyebilen kızlar
Uslu, sakin, ölümü bekliyorlar
Yaşlılık
Dev mi oldular, başkaları
Üstüne üstüne gelip korkusuz
Güçlerini deniyorlar
*****
Gülten AKIN
...
SENİ SEVDİM
Seni sevdim,
seni birdenbire değil usul usul sevdim
"Uyandım bir sabah" gibi değil, öyle değil
Nasıl yürür özsu dal uçlarına
Ve günışığı sislerden düşsel ovalara
Susuzdu, suya değdi dudaklarım seni sevdim
Mevsim kirazlardan eriklerden geçti yaza döndü
Yitik ceren arayı arayı anasını buldu
Adın ölmezlendi bir ağız da benden geçerek
Soludum, üfledim,yaprak pırpırlandı
Ağustos dindi
Seni sevdim, sevgilerim senden geçerek bütünlendi
Seni sevdim, küçük yuvarlak adamlar
Ve onların yoğun boyunlu kadınları
Düz gitmeden önce ülkeyi bir baştan bir başa
Yalana yaslanmış bir çeşit erk kurulmadan önce
Köprüler ve yollar tahviller senetler hükmünde
Dışa açılmadan önce içe açılmadan önce
Kapanmadan önce
Nehirlerimiz ve dağlarımız ve başka başka nelerimiz
Senet senet satılmadan önce
Şirketler vakıflar ocaklar kutsal kılınıp
Tanrı parsellenip kapatılmadan önce
Seni sevdim.
Artık tek mümkünüm sensin
Gülten AKIN
.....
’Bileğin diyorum
Sol bileğin
Yüzüme sürerdin
Vedalaşırdık
Damarın damarıma
Bana bıraktığın buydu.’ Gülten AKIN
....
....
Mürsel Emre Doğan, 6 Kasım 2015, İstanbul.
YORUMLAR
Kutluyorum, efendim.
Kaleminize, emeğinize sağlık.
Vefalı yüreğiniz dert görmesin.
Selam ve saygılarımla...
mürsel emre doğan
Nur içinde yatsın. Kaleminize sağlık, kutluyorum sizi.
Sevdiğim bir şiiride benden olsun.
KADIN OLANIN TÜRKÜSÜ
Git oldu can, sürgün geldi dayandı
Sürgün yine geldi dayandı
Kitapları topladım, çocukları giydirdim
Hadi de doğrulalım Dranazın karına
Biz nereye düşeriz, halk fakir fıkara
Her bahar, her yaz gurbette
Sılaya dönmesi olur velakin
Ne sılamız belli, ne gurbetimiz
Çiğdemi Ardahan yaylalarında
Nergisi Sinopta
Vanda koparmışsak sarı gülü
Portakal kokusu Kumlucadan gelir
Karıştırdık sıla nere, gurbet hangisi
Bizim gibi gurbetçi görülmemiştir
Git oldu can, sürgün geldi dayandı
Diktiğin fidanlar sen olmayanda
Yel vura ırgalana, gün vura duldalana büyüyecek
Yasa şu ki ekinler yürüyecek
Bebek dillenecek, güçsüz hallanacak
Sis kalkacak İsfendiyar başından
Selam olsun bizden önce geçene
Selam olsun dosta, hasa, çile çekene
Selam olsun dayanana, düşene
Yüreğim yürektir, bakma gözüm yaşına
Git oldu can, sürgün geldi dayandı
Sorulmasın vatanımız ilimiz.
Gülten Akın
Saygılarımla.
mürsel emre doğan
Rüzgar saati
Adam senin böyle ilk gündüzden
Sulayıp biçtiğin çayır çimen
Üç güne kalmaz tazelenir
Adam senin böyle kuşluk vakti
Ürküttüğün serçeler -iş olsun-
Akşama kalmaz unuturBenim bir nokta kırılmışlığım
Gözlerimin ardında büyür durur
Aklım ....
Saygıyla anıyoruz ...
Tebrikler abi basarin sonsuz olsun..
Saygimla
Yaşadığı yıllar ve eşinin bürokratik görevi göz önünde alındığında beş çocuğa annelik yapan bir sanatçı olarak verdiği çabaları anlamak hiç zor değil...
1951'de il şiirlerini yayınlayan şair 1967'de: "“Şiirlerime çevrem girinceye değin kendi sorunlarımla uğraştım. Sonra halkı tanımaya başladım. Daha tam tanıdım diyemem. Anladım ki çevremdeki kişilerin yaşamı benimkinden daha ilginçtir, daha önemlidir. Şiirimin kapılarını şimdi ardına dek onlara açmış durumdayım.” diyecektir. Bu sözüne büyük bir bağlılıkla ürünler veren Gülten Akın’ın şiirlerinden toplumun siyasal ve kültürel yapısını belirlemek olasıdır....
Vefa örneği çok değerli bir paylaşımdı... Ruhu şad olsun... Güne gelen yazınızı ve sizi kutlarım...
Saygılarımla...
mürsel emre doğan
Teşekkürler ziyaret için.
gülten Akın'ın anısına sevgiyle..
güzel insanlar güzel izler bırakarak bu dünyadan göçüp gidiyor. ve başka güzel insanlar da o izlerden...
ömrünüze bereket.
mürsel emre doğan
Gayet güzel bir anma olmuş.
Gülten Akın'ı 2005 yılında yayımlanan Dünya Şiir Bildirgesinde tanımıştım.
21 Mart günü "okunan" bildirgede şöyle sesleniyordu insanlara/insanlığa:
-Şiir,sözün özgürlüğüdür!
Bir saygı da benden.
mürsel emre doğan
Gülten Akın'ın en sevdiğim şiirlerinden...
Yağmurlu
Uzağı ne zaman düşünsem aydınlık
Burda geceler kaldı sen gittin
Geceyle uyku suyla yosun
Benimle olduğun bilmez misin
Uzak ve beyaz şehirlerden
Bir ince yağmurla gelirsin
Gece bekçisini sokağından
Garibi yatağından çeker alırsın
Bir hikaye bilir söylerim
Dost yıldızlara karşı ve sabaha doğru
Bu hikayenin bir ucu sendedir
Kurtarmak isterim kurtarmak isterim
Bütün uçurtmaların ipi elindedir.
Saygıyla anıyorum...
Paylaşım için teşekkürler..
mürsel emre doğan
Sağ olun. Selam ve saygımla.
Evet ölümünün sene-i devriyesi, Türk şiirinin nahif kalemiydi Gülten Akın ve ben onu farkettiğimde
geç kalmışlığıma hayıflanmıştım Allah rahmet eylesin
"
Tohum ekenlerin, fide dikenlerin
Kimse durduramaz yağmurunu
Güneşini kimse kesemez♥️ #gültenakın"
sardunya şiiri
https://www.youtube.com/watch?v=sc4fTDEIgwc
günde görmekten bahtiyar olacağım bir yazı okudum, sağ olun
mürsel emre doğan
Selam ve saygımla.