7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1716
Okunma
Yoğun bir mesai günün birkaç dakikalık kısa bir zaman aralığında iş yerimizin çay ve kahve servisiyle sorumlu hanım kardeşimizin getirdiği kahveyi odam da yudumlarken oda da bulunan televizyonu açıp haber bültenlerinde neler var diye bir göz atmak istemiştim. Birkaç kanallı gezmiştim ki, Sayın Cumhurbaşkanımızın değerli eşi Emine Erdoğan’ın, sıfır atık adı altında çeşitli cam, kağıt, plastik ve metal atıklarının yeniden değerlendirilmesine dönük başlattığı kampanyayı tanıttığı konuşmasını denk geldim. Konuşmanın İlgimi çeken bölümü kampanya kapsamında naylon türü plastik atıklarının çöpe atılmasının önlenmesi için marketlerde bir ocak 2019 tarihi itibariyle naylon poşetlerin market müşterilerine para ile satılacağının söylenmesiydi.
Nihayetinde hanımefendinin konuşması bitti ve canlı yayın bağlantısı stüdyo da devam etti. Stüdyodaki katılımcıların dilleri bir karış dışarıda sayın hanımefendinin başlattığı kampanyaya övgüler düzüyorlardı.
Yahu biride demiyor ki, iyi de marketten alınan domatesi, patlıcanı, sucuğu ve diğer ürünleri vatandaş şeyine mi sokacak cebine mi dolduracak neyle evine götürecek? Dahiyane fikre sahip katılımcılardan tabi ki bir biri ardına çözüm önerileri geliyordu(!) efendim vatandaş alışveriş torbasını yanında getirecekmiş! Ya da efendim eskiden kese kağıdı kullanıyormuşuz yeniden kese kağıdı kullanmalıymışız(! )Pes doğrusu birincisi: O poşetlerin maliyetini market sahipleri zaten ürünlerin fiyatına yansıtıyorlar. İkincisi: O kese kağıtları için kesilecek ağaçlar ne olacak? Üçüncüsü: vatandaşın o poşetleri parayla satın almasının çevre temizliğine ve çevreciliğe nasıl bir katkısı olacak? Olsa olsa market sahiplerinin poşetleri vatandaşa para karşılığı vererek yani satarak ekstra para kazanmalarını sağlayacak. Bu projenin geri dönüşümle ne alakası var?!’’
Vatandaşın çevrecilik adına bilinçlendirilmesi elbette çok önemli ancak nihai çözüm her şehre modern çöp ayrıştırma ve atık arıtma tesisleri kurmakta.
Yakın geçmişte de tüm kamuoyunun tepkisini çeken ya da başka bir ifadeyle yasalara uyan onurlu vatandaşların tepkisini çeken ve insanların aklıyla alay eden iktidarın çıkardığı imar barışı zırvalığıdır. İşin garip tarafı imar affının yasalaşmasından sonra yapılan kaçak yapıların yıkılmasıdır. İyi de ne fark eder suç suçtur. Suçun eskisi yenisi olur mu? Olur, tabi böyle muhalefet olursa bal gibi de olur yani bu ülkede böyle saça böyle tarak misali iktidar muhalefet denklemi ile karşı karşıyayız. Yasalaşan bunca saçmalığın ardından bu sıfır atık projesinin vatandaşın aleyhine sonuçlanacak şekliyle ve marketler noktasında uygulaması sanırım vatandaşın, sizin deee, imar barışınızın daaa, geri dönüşümünüzün deeee, diyeceği günlere adeta davetiye çıkaracak nitelikte olacaktır.
Yüce Türk milletinin aklıyla alay etme cür’etini gösteren tüm siyasetçiler ne aldığınız oyların çokluğuna ne de siyasi partinizin köklü geçmişine güvenmeyin, unutmayın ki vatandaşın geri dönüşümü ve sıfır atık projesi sizinkine asla benzemez.
Bunun için ülkenin siyasi tarihine ve ülkenin siyasi çöplüğüne bakmanız yeterlidir.
Serhat BİNGÖL.04.11.2018