Başkasının Emeğine El Uzatmak
Kıyamet mi yakın nedir anlayamıyoruz, bir türlü çözemiyoruz neden bunca kötülük,aklın almadığı bunca cinayet, bunca kavga, bunca savaş?! Yaşlı bir teyzemiz vardı mahallede, daha çocuktum o zamanlar. Konuşurlarken kulak misafiri olurduk biz de. "Bina ile zina artınca bilin ki kıyamet zamanı" demişti birgün.Sözün doğruluğunu bir yana bırakalım. Duruma bakarsak; yurdumda da, dünyada da kötü manzaralar hergün gözümüze gözümüze sokulmakta. Kadın cinayetleri, çocukların istismarı, hırsızlık almış başını gitmekte! Kıyameti zaten yaşıyoruz. Herkeste bir paranoyaklık hâli, herşeyden şüphelenir duruma geldik. Geçen gün kızım, anne kullanmadığın zaman bilgisayarın kamerasını siyah bantla kapat dedi şaşırdım!
İnsanın insana yaptığı kötülüğü, vahşi doğa dışında hangi canlı yapar ki dünya yüzünde? Akla hayale gelmeyecek ne kadar yol varsa insanoğlunda.
Emek ne demektir? Beyin ve beden gücüyle enerji ve güç harcanan herşey emektir. Bedeli maddi manevi aynıdır. Emeği ortaya koyanın elbette ki kendi emeği için her türlü hakkı vardır da hakkını arayabilir mi her kişi? İşte bu ülkemizde zor zanaat. Bir kez ya da bir kuruş hiç farketmez, eylem açısından. Çünkü başkasının her türlü alınteriyle ortaya çıkardığını almak tabiri caizse "aşırmaktır". Bu her alanda böyledir bana göre.
* Bu konuya edebiyat yönünden bakalım.
*Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK.) MADDE 71 de belirtilene göre:
/Başkasına ait esere, kendi eseri olarak ad koyan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bu fiilin dağıtmak veya yayımlamak suretiyle işlenmesi hâlinde, hapis cezasının üst sınırı beş yıl olup, adlî para cezasına hükmolunamaz./
/Bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır./ www.turkhukuksitesi.com
* Şiir hırsızlığı bildim bileli var olmuştur. Nasıl tespit edilebilir: ancak rastgele okuduğunuz şiirlerde birebir görebilirsiniz.Yazarken okuyup etkilenmiş olduğunuz şairler olabilir, alıntı yaptınız diyelim, o alıntıyı mutlaka belirtmeniz gerekir. En korktuğum şeydir bu durum, bir kelime dahî olsa yazarım. Başka bir sitede bir şiirimde herkesin kullanabileceği ancak ünlü bir şairin şiirinde geçen iki kelimeyi alıntı olarak yazmış idim, her yorum yazan bunun gereksiz olduğunu, bu iki kelimenin herkesin kullanabileceği türden olduğunu yazmıştı. Adı duyulmuş şairlerin arasında bile intihal sürtüşmesi çokça olmakta ve ispatında da deşifre edilmekteler ki çok yüz kızartıcı bir durum.
*İnsanların bazıları o kadar cüretkârlar ki, güftesi Turhan Oğuzbaş, Bestesi Avni Anıl’a ait olan ve
"Ne olur akşamları gelsen /Otursan yanıbaşıma/
Dinlesen hiç bitmeyen maceramı/Ağladığımı yalnız sen görsen"
dörtlüğüyle başlayan ve çok bilinen bu şarkının bütün güftesinin içine birkaç satır ekleyerek kendi şiiri gibi yayınlayan kişinin hiç utanması arlanması olmadığı gibi korkusu da yok imiş ki bunu kendi şiiri gibi asmış sayfasına.
Benim gibi birkaç kişi denk gelmiş,onlar da bir şeyler yazmışlar yorum bölümüne. Tabii ki, hırsımdan Allah ne verdiyse yazıp, site yönetimine bildirdim ben de.
Aynı sitede kendi şiirlerimin içinden ayrı ayrı ç(a)lıntılanıp iki de ilave yapılmış, olmuş başka bir kişinin şiiri. Buyurun bakalım, ne diyeceksiniz? Tutar yüzsüz yüzsüz sen almışsın diyebilir. Allah’tan şiir kitabımda mevcut olan şiirlerimdendi ve o şahsın yayınladığı tarihten önce kitap basılmış idi.
*Azmin elinden birşey kurtulmaz yeter ki gayret gösterilsin. Ancak bunun için de elbirliği şart.Okuduğumuz bir şiirin kulağımıza âşina geldiğini hissedersek, birey olarak yapmamız gereken şey araştırıp bildirmek.
"Kendi bahçesinde dal olamayanın biri, girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor" demiş Özdemir Asaf Bu sözün tam da bu duruma uygun olduğunu düşünüyorum.
* Gelelim diğer asıl konumuza: akıl almaz bir şekilde Zülfü Livaneli’nin 2013 yılında yayımlanan ‘Kardeşimin Hikâyesi’ adlı romanının birebir kopyalandığını romanın yayıncısı Doğan Kitap’ın editörlerinden Tanıl Yaşar gittiği bir kitapçıda yeni yazarların kitaplarını karıştırırken tespit ediyor. İlk dikkatini çeken giriş cümlelerinin birebir aynı olması. Buradan yola çıkarak, ilerleyen sayfalarda roman kahramanlarının ad değişikliği,birkaç cümle ve bölüm eklendiğini görür. Kapağında da "Her kadın erkeğinin kıyamet çiçeğidir" mottosunun olduğudur.
*Anlamak gerçekten mümkün değil. Bu kitap,dünya çapında kendini duyurmuş sanatın kaç dalında faaliyet göstermiş olan çok ünlü birinin kitabı. Nasıl bir cesarettir?! Ortaya çıkabileceği ihtimali yüzde yüz olan bir eylem. Peki bu çalıntı eseri basılmadan önce okuyan editör ne yapar burada? Bir editörün, bu kadar ünlü birinin kitabını bilmemesi de ilginç!
*Doğan kitap hukuksal süreyi başlattıklarını basın yoluyla bildirdi.Sanatçı Zülfü Livaneli ise, bu eylemi gerçekleştireni tanımadığını söylemiş ve keşke esinlenerek ortaya farklı bir şeyler koyabilseymiş diyerek, kendisinin adına üzüldüğünü belirtmiş.
VE
Ben şimdi, bu kitabı Zülfü Livaneli çaldı derler diye korkuyorum. Bu olay "ülkenin geldiği noktayı gösteriyor" diye belirtmiş.
Umalım bu eylem büyük yankı bulsun ve böylesi gözü kara insanlar başkalarının emeğine elini uzatamasınlar!...
Hâdiye Kaptan
YORUMLAR
aklıma bişey geldi...ben yine geldim.
bilmem kaç sene önceydi..adam kamyonun arkasına Nazım Hikmet'in bi dizesini yazmış altınada kendi adını.
ben hiç kızmadım hatta sevindim,yaşayan bi Nazım'ımız bile olmuş dedim.
benimsemiş adam sevmiş kabullenmiş.daha güzeli ne olurdu.
şimdi burda emek kavramımı var.
eğer Nazım mezardan çıksa o adamı öperdi.en azından o vatandaş bilip bilmeden Nazım'ı gündemde tutuyo.
selam ve sevgiyle.
Cok guzel ifade etmissiniz bende bu olayi tam da bugun yaşayanlardanim malesef birde benim.ve uc arkadasimin siirini calan kisi demez mi ben calmadim sadece potpori yaptim yonetim derhal el koydu duruma ama bu tur kisilerin onunu kesmek icin el ele vermeliyiz.
Kim olsa uzulur boyle bir durumda ama bunu yapan nedense mutluluktan cildirir karsisindakinin uzdugunu bildigi halde...
Ne diim allah islah etsin boylelerini.
Saygimla
Vuslâtı kelam tarafından 11/2/2018 8:09:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ahlaksızlığın adını cesaret koydukları günden beri arşa çıktı bu kule
yavuz hırsız ev sahibini bastırır gibi bir atasözü var dilimizde
çürümenin neresine dokunursak leş kokusuyla bir duman dağılıyor etrafa
çalıyorlar ortaya çıkınca ağlama zırlama iki özür acındırmanın dibine vuruyorlar yani izah edemiyorum
ne ararsanız var çirkinlik adına
bu duygusal şiddetle; ruhumuzu, iyi niyetimizi, insani bakışımızı, her şeyimizi ama her şeyimizi sömürüyorlar. Sanki planlanmış programlanmış robotlar gibi
toplumu ayakta tutan, taşıyıcı kolon ahlaktır, ahlakı yıkarsanız bu toplumu din dahil hiç bir şey ayakta tutamaz.
Şöyle ki; yazılı- görsel basın, tv İnternet dahil her yerden saldırı altında olan toplumda bilinçli ve sistemli bir yıkım var,
din odaklı yükleme yapılırken yine aynı yerden yıkılma başlıyor ve yayılıyor.
hasılı "namaz günde 5 vakit ama ahlak 24 saat"
sağlıkla kalın
hotamisli
Gecenlerde aksam ustu bisikletle isten eve gidiyorum. Evimin yakindaki bir otobus duraginda 3 Fasli genc ( 15 - 20 yas arasi) otobus duraginin camini kirmaya calisiyorlar. Hem duragi depikliyorlar hem de katila katila guluyorlar. Yanlarindan gectim gittim. 100 metre filan sonra geri geldim.
ikaz ettim, hemen durdular. Biraz konustum, biri terbiyesizlesti ama ikisi ozur dilediler. genclerin dengesizligini goren ve benim o genclerle konustugumu goren Fasli bir komsum da gordu ama adam bir sey olmamis gibi gelip gecti.
Gencler benden ozur diledi, sinirim yatisti ama komsum olacak o adama halen canim sIkkIn.
Kendi milletinden genclere konussa belki benden daha etkili olabilirdi diye dusunuyorum ama duyarli degilmis meger.
Toparlayim, bugun otobus duragini kiran yarin daha buyuk haylazliklar yapar. Bugun belki beni dinlediler ama ileride bu tur dengesizleri ikaz etsen cok zararli cikabilirsin...
En buyuk kabahat cevresinde olup biten en ufak kotuluge bile engel olmayan bana ne lazimcilik anlayisidir.... Bu sorun evrenseldir, duyarsizligin ne dini, ne de milleti vardir.
abdullah konuksever
Filiz Şahin.
Türkiye Hollanda saat farkından olsa gerek
selametle bay Abdullah Konuksever
Son günlerde bu konuya çok değiniliyor.
Demek ki çok mağdur insanımız var.
Olanları okuyunca şaşırmamak elde değil.
Nasıl bir kişilik, nasıl bir yüzsüzlük bu?
Anlamak mümkün değil.
Ha benim bir şiirimi çalmış, ha cebimden parayı hiç farkı yok.
Önemli ve ilgilenilmesi gereken bir konu.
Saygılarımla...
Bu konuda insan ne yazacağını bilemiyor artık
Bir silkelenme ve de ölü toprağını üzerimizden atma zamanıdır artık
Öyle durumlar olaylar var ki her şey normalmiş gibi cereyan etmekte
Bu böyle gitmemelidir.
Çözüm ise güçlü demokrasi Özgür ve de bağımsız hukuk bir de köklü eğitim seferberliği fırsat eşitliğine dayanan
diyor ve de kutluyorum saygılarımla