- 1680 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
ANNELER SEVGİ KOKULUDUR - öykü
-Yıl 1982, ailem beni okutamamıştı! Biz fakirdik ve ilkokuldan sonra benim iş sahibi olmam gerekiyordu. "Oto tamircisi olmam için beni sanayide çalıştırmaya başladılar." Hayatım çok zor koşullarda geçiyordu. Günlerden salı, iş dönüşümde dışarıda lapa lapa yağan kar bedenleri donduruyordu. Çaresizlik diz boyu iken, çarşı pazarı kaplayan kar, herbir yanı beyaz bir çarşaf gibi örtüyordu. İçimde esen kocaman fırtınalarla minicik yüreğim üşüyordu ve buz kesmişti bedenim. Âh yoksulluk yok mu? İnsanı hayata daha da kamçılıyordu. Evime giderken, yaşlı bir ninenin sesini işitmeye başladım. Oğlum, oğlum! Adın ne senin diyerek, şefkâtle bana seslendi. Adım Rahmet dedim. Korkma! Benim hiç evlâdım yok! Evlât hasreti beni kahretti. Beni annen bilerek gel yüreğimi sar, seni ısıtayım evlât dedi! Çaresizce ona sığındım. Beni hiç tanımadan evine aldı. Adının Sakine olduğunu ondan öğrendim. Sakine nine, beni öz evlâdı gibi korudu ve hiç usanmadan bağrına bastı. Rahmet evlâdım! Anneler sevgi kokuludur diyerek yüzümü okşadı ve yanağıma bir buse kondurdu. O zamanlar on iki yaşındaydım. Karnımı doyurdu, koyunlarından sağdığı sütten içirdi. İç oğlum! Süt seni korur! İki gün sonra karlar az da olsa erir ve kocası evin kapısını çalar. Selim dede içeri girer ve beni görünce şaşırır. Sakine nine seslenir, gel beyim bu tanrı misafirimiz Rahmet dedi. Adımın Rahmet olduğunu öğrenen Selim dede bana seslenerek, Rahmet gel kucakla beni oğlum. Kokla beni oğul deyişi beni benden almıştı. Ne muhteşem yürekli insanlar varmış dedim kendi kendime. Hava kararmış ve elektrikler kesilmişti. Kör karanlık sarmıştı evin herbir yanını. Sobanın bulunduğu odaya geldim, sobadan sızan ateşin rengi süzülüyordu önüme doğru, irkilen bedenimle ödüm kopmuştu. Sessizce ağlamaya başladım. Korkularım içimi ürpertmişti. Gök şiddetle gürlüyordu. Esen rüzgâr, yağmur damlalarını camlara doğru serpiştiriyordu. O gece kabus gibiydi. Sabahın ilk saatlerinde, evden ayrılmak istedim fakat, kapının sesini duyan Selim dede, hey ne oluyor orada derken, birden panikledim! Selim dede dedim, size daha fazla yük olmadan ve sizi uykunuzdan mahrum etmeden gitmek istedim. Evlât dedi! Bu ne demek oluyor? Ne yükü dedi ve ekledi! Evlâdım dedi! "Biz gönül zenginiyiz, suyumuzu dere yataklarından doldururuz, ekmeğimizi ektiğimiz buğdayımızdan çıkartırız, sebzemizi biz ekeriz, hatta hastalandığımızda bile ilacımızı biz yaparız." Kimseye ihtiyaç duymadan, kendi imkanlarımızla yaşarız. Parayı yaşantımızda nadiren kullanırız. Evlât biz bize yetiyoruz ve memnunuz halimizden dedi. Anlatırken gözlerinden yaşlar akıyordu Selim dedenin. Elimden tuttuğu gibi, gel evlâdım dedi. Bir yere gitmek yok! Ailem merak eder, gitmem gerek dedim. Öyle güzel anlar geçirdim ki onlarla, hafızama kazılı eşsiz anılardı. Yaşananlar benim için büyük bir deneyim olmuştu.
-Aradan geçen dört yılım dolu dolu anılarla geçmişti. Ergenlik dönemine girmiş ve on altı yaşıma yeni basmıştım. Artık iş sahibi olmuştum, kendimi kocaman bir adam gibi görür oldum. Ne de olsa evine para götüren bir birey olmuştum.
-Köyümüzde hep ilgimi çeken bir kız vardı. Saçları uzun ve gözleri yeşildi. Bakışları can yakıcıydı. Hep onu gözlerdim. Günlerden perşembe günüydü, elinde taşıdığı odunları zar zor evine taşımaya çalışıyordu. Odunları bir hamleyle elinden almak istediğimde, o’da olur mu öyle şey dercesine mahcup mahcup bakıyordu. Lütfen bırak! Ben taşıyabilirim, seni yormak istemem! Hem köy halkı bize ne der? Kötü olur benim için dedi. Adını sordum? Adının Arife olduğunu söyledi. "Parlayan gözleriyle, yüzündeki ifadeyle beni benden almıştı." Arife, o gün içime mutluluk tohumlarını ekmişti. Annesinin hamur yoğurduğunu ve aceleyle gitmesi gerektiğini söylüyordu. Çok teşekkür ederim dedi. Zahmet ettin ve yoruldun benim için. Hakkını helâl et derken, ondan söz istedim. Bir gün göl kenarında oturma sözü verirsen hakkımı helâl ederim dedim! O’da tamam dercesine, olur bir gün dedi. Sevgiyle ıslanan gülüşlerim, dört bir yanıma huzur rüzgârları yalpalıyordu. Kısa bir sürenin ardından, onu galonla su doldururken gördüm. Şimdi tam sırası dedim. Suyu doldurma Arife! Sözün vardı. Hadi kalk gidelim dedim. Kalkıp peşimden geldi. Göl kenarında oturduk. Arife, ben seni uzun zamandır görüyor ve beğeniyordum. Benim can bağım olur musun? Dedim! Işıl ışıl parlayan gözleriyle bana bakıyordu. Bilmiyorum! Bilmiyorum! Ne diyeceğimi bilemiyorum dedi! Ben cevap istiyorum dedim. Sonunda istediğim "evet" cevabı almıştım. Canım anacığıma bu güzel haberi vermek için, mutluluk şarkıları mırıldanarak yanına gittim. Anne ben seni çok seviyorum dedim. Bende seni çok seviyorum oğlum dedi. Beni öpüp mis mis kokladı. Ben mutluluk gözyaşları içindeydim. İçim heyecanla dolmuştu. Sana bir şey anlatmak istiyorum dedim. Rahmet neyin var oğlum dedi? Hadi söyle dedi! Anne, ben Arife isminde bir kızdan çok hoşlandım. Kim bu kız diye sorduğunda, birden duraksadım! Köyümüzden muhtarın kardeşi olan Mesut’un kızı dedim. Cennet kokulu annem, ışıldayan gözleriyle etrafına mutluluk gülücükleri saçmaya başladı! Anneler sevgi kokuludur derdim hep. Varlıkları bir gül gibi açar gönüllerde. Sevdiğim kıza anında onay verirken, benim mutluluğum için yüreğimi öpüyordu anne sevgisiyle. Sevdiğim kız Arife yaşıtımdı! Onunla nişanlandım ve on yedi yaşında evlendik. "Hazan mevsiminde Cumali ile Selma adında iki çocuğumuz oldu." Herkes mutluluğu uzak diyarlarda ararken, ben aradığım mutluluğu yakınımda bulmuştum. Arife ile bir serüven gibi ömür tükettik. Yıllar geçti ancak, sevgi bağımız hiç bitmedi! Mutluluğumuzu hep sevgiyle ısıttık ve hakiki mutluluğun sahibi olduk.
-Şimdi tam zamanı! Sevgimize sahip çıkalım ve mutluluğumuzun gizemli kokusunu salalım göklerin derinliklerine...
Mehmet Öksüz
YORUMLAR
Daha ne olsun seven var sevilen var. Mutlu olmak için ortam var. Mutluluğa destek olan var.
Güzeldi. Tebriklerimi sunuyorum
Saygılarımla...
Mehmet Öksüz
Sevgiyi flörtlerde arayanlar, sizin gibileri örnek alırlar inşa Allah... Aynı memlekette olmanın büyük avantajları var... Ortak duygular, ortak düşünceler, mutluluğunuza yardımcı illaki,
Mutluluğunuz daim ve Gençlere örnek olsun, yazılarımız, ömrünüz, okurlarınız bereketli olsun inşa Allah...
Mehmet Öksüz
Yaşamımızın her karesinde sevgiye muhtaç kaldığımız yarınlarımızla umuda sımsıkı sarılarak, gün ışığına kavuşabilmeyi amaç edindik. Însani yüreğinizle bin yaşayınız üstadım. Var olunuz güzelliklerle...