- 2086 Okunma
- 7 Yorum
- 13 Beğeni
Anneme s'onsuz mektuplar.
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Nasıl böyle sessiz kalabiliyorsun gürültüsü bitmeyen içimde anne...
~
Sınav hayatımın hangi dönemine yerleştirilmiş ömrümde çözemedim henüz. Art arda gelen (dert demiyorum) problemlerin çözümlemesinde nasıl bir not aldım henüz bir bilgim yok. Günahım çok olmalı, öyle olmalı ki ardı arkası kesilmeyen keder silsesi bitmedi. Öyle derler sizler de bilirsiniz çekilen her sıkıntı ya bir sınav ya da günahları silinmesi için bedeldir diye.
Melekler benim için de duâ eder mi bilmiyorum (ama ben en azından öyle umuyorum) rivayete göre abdest alıp yatınca sabaha kadar bir melek duâ edermiş o kişiye o yüzden abdest alıp da yattım bugece anne. (şuan saat 23:45, günlerden cuma, tarih ise senin gidiş yıldönümüne tamtamına 44 gün 15 dakika var)
Güzel günler önce takvim yapraklarından
sonra aklımızdan sonra kalbimizden dahası hayata dair olan planlarımızdan sonbaharın sarısı eşliğinde düştüler bir kasım öncesi, usulca, kederli ama güzel. Onlar şimdi mazi.
Bir ölümsüz şairin sözüleyin güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler. Güzel günler de dünlere bürünüp bittiler.
Peki elde ne kaldı tüm güzellikler terk eylediyse bizleri ve dünyayı.
-off başım!
Düşünme şimdi bunları, düşünürsen canı yanacak bitkin bedeninin, düşünme o yüzden... o yüzden yitirme bir tutam içinde kalan mavini beynim.
Bir terslik olmalı. Bu çifte kavrulmuş keder demetleri kıymete bindiyse eğer demektir ki bir terslik var buralarda.
Benimle bi kâlbime kadar gelselerdi gösterecektim onlara kırığınıda küslüklerini de ama ona da yanaşmadılar.
Bir olumlu cümle, kesit, his.. bir olumlu dilek mesela.
Yanan onca mumu söndürdüm artık içimdeki, yansa ne olur yanmasa ne. Yaşanacaklar (bir kaderse eğer temenninin anlamı ne) nasılsa bir bir olması gerektiği gibi olacakmış, öyle der düzeni kurgulayan çok bilmişler.
Herneyse.
Düşünemiyorum, oysa düşünsem bulacağım cevabı da. Umrumda değil artık ne kalbimin ne de ayağımın kırığı. Binlerce rivayetin olduğu bu dünya da bozuk düzenin çarkı döndükçe ezileceğiz bunu biliyorum.
Zamanın değirmeni yavaş dönermiş ama güzel öğütürmüş içindekileri
ve hiçbir acı bakî değilmiş öyle demiş Sebahattin Ali, üfleyince geçermiş sadece bazı acılara daha çok üflememiz gerekirmiş. Eyvallah.
Başımdaki karabulutlara inat gözlerimdeki acıları etkisinden oluşan yıldızların ışığında ilerliyorum anne. Biliyorum her acı bitecek hatta her şeyin bir sonu gelecek. Damarımdaki iğne çıkacak ilaçlar ağrılı vücudumda uyuşturma görevini kusursuzca yapmaya hazırlanırken ve gerçekleştikçe bu eylem ben unutacağım sancılarımı. Güneş biraz cılız gösterecek ışıklarını
sabaha ki haklı da kasım öncesi bilirsin bu zamanlar.
Dediğim gibi hayat sanırım devam ediyor anne. Ömrüm olursa bunu yarın bu vakitlerde daha iyi anlayacağım zira bu yazdıklarımın üstünden 24 saat geçmiş ve o malum günün içimi kavurmasına da 43 gün 15 dakika kalmış olacak.
Üzülme her zaman bu kadar ağır nüksetmiyor hüzün içime sadece bugün dinlediğim bir müzik, balkonuma tesadüfen savrulan küçük sarı yaprak eşliğinde o ince yağmur ile çiseledin kâlbime. Yoksa bu kadar dalmazdım derine ve yazmazdım bir mektup daha sana ulaşmayacagını bile bile. Anla beni yazmalıydım SENİ ÇOK ÖZLEDİM.
Anlattığım gibi, her şey senin gibi çok sessiz bir o kadar gürültü olan beynimde. Sen olmayınca oluştu tüm bunlar ve hayat senden daha da sessiz devam ediyor anne. Lütfen bana bu ağır devam eden hayatta biraz huzurlu yaşamam için duâ et kederli ama o naif sessizliğinle.
Seni çok özleyen kızın.
Z. Nâr
(26 Ekim / 23:59/2018)
.
YORUMLAR
Evet, bende daha Annem sağ iken hep derdim ki Allah korusun Annem bu dünyadan giderse, ben ardından hiç bir Anne yazısı okuyamam hiç bir Anne içerikli şarkı dinleyemem. Tıpkı Eller kadir kıymet bilmiyor Anne, yada Geceler sessiz ve karanlık, üşüdüm üstümü örtsene Anne gibi, (ayriyeten biz hep ters düştük gençlik yıllarımda, ailenin tek asi si bendim, sonradan düzelsede aramız kalpte kanayan yaradır olumsuz hatıralar ben biliyordum vede diyordum en çok üzülen ben olurum yokluğunda geçmişin günahında hesap veremem, ödeyemem vicdanımda. O gitti insanın yaşı kaç olursa olsun yine çocuk bir yanı Allaha inancımızda sonsuz fakat sanki benim Annem ölemez gibi. Aklıma getirmek düşünmek istemiyorum, sanki o Uzakta orda bıraktığım yerdeyaşıyor daha kabüllenemedim son günlerinde yanında değildim. Bir gün İstanbul'a dönersem işte belki o zaman fena koyacak acı gerçek, onu bulamayınca zaten ardından sessizliğime gömüldüm kimselerede demedim en samimi dostlarım bile sonradan öğrenmişler. Konuşma yetim kayboldu sanki en iyi arkadaşım yalnızlığımdı hepten kabuğuma çekildim. Aylar geçiyor o eski ben ben değilim ne müzik dinliyor ne insanlarla, arkadaşlarla iletişime geçemiyorum içimden gelmiyor. Annem Kendi annesine söylerdi Gittin artık seni ben nerde bulup yalvarayım, ben hislerimi belli etmesini seven biride değilim hiç bir yerde, sayfalarda derdimi paylaşmayıda sevmem, bu gece uykum kaçtı hiçte gece yarısı adetim değildir cep teli elime almak veya sayfalarda turlamak uzun zamandır uzaktım burdaki sayfamdan bir mesaj kutuma bakıp çıkmakken niyetim karşıma nerden, nasıl bilmem Bu yazı çıktı hep kaçınmışken ben Anne ile ilgili okumamak için diğer yorumcularında yorumlarınla birlikte okudum. İnsan yıllarda geçse alışamaz fakat yapacak bir şey olmadığından sadece katlanır.
Nar-ı Çiçek
Maalesef bazı gerçekler hiç değişmiyor...
Rabbim sabır versin size de bana da ve tüm öksüz yetimlere.. anlatılmayacak kadar zor ve tarifsiz bu acı...
Allaha emanet olasın değerli kalem.
Iyi bayramlar diliyorum.
hülya hicran
hülya hicran
hülya hicran
Nar-ı Çiçek
Teşekkür ederim değerli yoruma iyi bayramlar diliyorum değerli şair.
Dün, bu yazınızı görür görmez favorime eklemiştim..
O an okuma fırsatım olmadı, dedim favorime ekleyeyim okurum sonra...Az önce okudum..
Sizi o kadar iyi anlıyorum ki, ben de kendi doğum günüm yaklaştığı zaman bir strese giriyorum..Doğum günümü kendi günümde hiç kutlamadım..Aslında ben hiç doğum günü kutlaması yapmadım..Arkadaşlarım bir kaç gün öncesinden moral olsun diye bir takım hazırlık yaparlar her yıl..Ben de onları kırmamak için kabul ederim..
Peki bu durumun yani benim doğum günümün, sizin yazınızla ne ilgisi var onu anlatayım..
Anneciğim, benim doğumumda solunum yetersizliğinden vefat etmiş.. Yani benim doğum günüm, annemin ölüm günü...
Beni bir kez olsun kucağına alamadan, hiç emziremeden gözlerini kapatmış.. Bense bütün hayatım boyunca anne sevgisinden mahrum yaşadım...Yine de vardır Rabbimin bir bildiği dedim sabrettim..
Bir ay kaldı doğum günüme..Şu an senin duygularını öyle dolu dolu hissediyorum ki..
Birbirimizi anladığımızdan çok eminim..
Kalemine gelince, gerçekten kaliteli tarzın ve şiirlerinle beğenerek takip ettiğim bir arkadaşımsın..
Hep yaz canım..İçinde tutulu kalmasın sözcüklerin..Yaz ki; gözlerinde birikmiş damlalar, satırlarından özgürce aksın..
Gün seçkisi için tebriklerim
ve
Çokça sevgimle canım..
Anne yazılı her şeyi okumaktan kaçınıyorum hâlâ...:((( o yokluk, kayıp çok ayrı bir şey. Bir tarafın yok oluyor sanki ve olgunlaşmak zorunda kalıyorsun şikayet edeceğin biri olmadığından artık, ağlıyamıyorsun omzuna başını koyacak kadar samimi hissedemediğin için hiç kimseye..
Alışılmıyor işte bazı kayıplara ve azalmıyor acısı artıyor her yeni gün doğduğunda...iyi ki geçici bu dünya...
... Sızı'ydı hissettiğim okurken. Telafisi mümkün olmayan sızı...
Sevgilerimle her daim
Anneye yazılan mektuplar
Ki yüreğin en derinine
En el değmemiş
En kutsanmış
En efsun yerine
Ben annesiz kalan bir insan olarak
Keşke annem yine benimle olaylıda
Bir uzvum eksik olaydı dedim daima.
Anlamsız kalıyor annesiz bazı şeyler;
Örneğin sırdaşlık yarım kalıyor
Şefkat yarım kalıyor
Merhamet yarım kalıyor
Sevgi yarım kalıyor
Sevinçler yarım..
Çok duygulandım çok. Yürek kelamıjıza bin sağlık.
Sonsuz tebriğimle .
Kalbi duamla
keşke seni anlıyorum demek, seninle birlikte ben de kanıyorum demek biraz olsun hafifletse acıları. lakin biliyorsun sen de sözler yetersiz kalıyor bazı duyguları dile getirmekte..
özellikle kaybetmişliğin duygusuysa bu daha da zorlaşıyor kendini ifade etme güdüsü..
yarım kalmak nedir hemen hemen herkes biliyor kendince..
benim büyüklerim, çocuk anneden yetim kalır derler hep..haklılar da
ama beterin beteri denilen bir şey de var bu dünyada..hem annesiz hem babasız kalmak gibi(benim gibi)
bizi yaratan ölümü veriyor lakin yanında sabrını da veriyor
biliyorsun sen bunları zaten söylememe gerek yok
çekilen acıların günahlara kefaret sayılması tek temenni
cennette buluşacağımız günün duasıyla birlikte tabi
geçecek bu ağrılar demeyi çok isterdim :((
geçmiyor..
bunun üstüne ne yazacağımı da bilmiyorum..
Rabbim tüm ölmüşlerimizin mekanını cennet eylesin
kanayan kalbine sevgimle..
üzülme
sarı bir yaprağın toprakla buluşması gibi
bir gün kavuşacağız biz de..