- 1044 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SUÇLU BENİM ASLINDA...
Beyhude ölüm beyhude ömür:
Geldik ve gidiyoruz demenin
En deli vurgusu
Tebaası yokluk olan
Gayri meşru bir kazanım
Hele ki fıtratın mevzu bahis saklısı
Belli ki derinlerde gömülü bir şiir adına
Başa çıkamadığımız bunca vecize.
Israrcı kelamın doğasından mütevellit
Kirpiklerimden düşen yaşın
Kaynakçası şairin yüreğinin belası
Her kanayan ve kanan imge
Deli fişek olsa da rüyaların hulasası.
Zoruma giden güdümleri ömrün…
Kayıtsızlığın şiar edindiği zulüm benzeri, ölümü kucaklamak aslında ölümü tek hak eden benliğimin yazmaktan son anda çekindiği titrek itiraf ve istifa dilekçesi.
Mahşerin kapısında bir beyit kadar kapısına sıklıkla uğradığım.
Hastane güzergâhında aslında edebiyatın simsarlığını yapan hurafeler.
Gölgemle kavgalıydım madem bir zamanlar… derdimin eleme olan düşkünlüğü ve Yaradan nezdinde düşkün kimliğimle sadece O’na ulaşmak iken ısrarcılığım.
Belki’lerimi öldürdüğüm dünümün sonrası belli ki belli deyişimde bile titrek bir sitayiş var.
Zamanla büyümek iken derdim küçülen egom ve satırlara kezzap döküp aslında iç sesimi öldürme istemim.
Nöbete kaldığım her şiir ve şehirde kayıtsız şartsız tek maruzat sahibi benim.
Gün içerisinde nerede ise yirmi milyona yaklaşan nüfusunda nasıl oluyor da kapladığım hacim itibarı ile bu denli nefret çalım atıyor sağımdan solundan.
Ömür boyu okul yolu gözledim.
Şimdi hastane yolu gözlüyorum.
Sanrılarımı uyutmayı dilediğim bir zaman aralığı ve koridorlardan geçip morga uzanan yolculuğu çoğu hastanın.
Ötenazi yapmayı dilediğim bir duygu silsilesi.
Maruzatım ne ise dillendirmek değil dinlendirmek istediğim iç sesim hatta ölümüne sevip de varlığımı lav etmek isteyenlere asla kin beslemediğim.
Tanıdığım bir yolculuk… dün gibi.
Yüksündüğüm… ben gibi.
Aşınan tabanlarım… yük gibi.
Solan reçinesi mevsimin…
Kuşların albenisinde ben kuş bakışı ölüyorum ve ruhumun surete dönmüş halini resmediyorum durduk yere oysaki bilincindeyim işe yaramadığının ve yaramayacağını da yine de nükseden siyahı beyaza boyamak aslında kayıpların tarhında göğe bir çivi de ben çakmak istiyorum.
Çakmak çakmak gözleri kardeşimin aslında görüntü itibari ile ben yoğum.
Zamanın alaveresi dalaveresi şükürler olsun ki hayatımda yalana yer yok.
Zaman zarfları bir yanımda ve izlek bildiğim bir kuytuya yer ediyor izafi ve yorgun öğeleri edebiyatın.
İmgeler sıra dışı kayıtsızlığın da izdüşümü her günü geceye böldüğüm sonra katladığım hayatın kapları ve etiket yapıştırıp ismimi yazdığım günleri düşünüyorum okul çatısı altında ben pembe beyaz ellerimde yumuk yumuk seyrindeyim hangi öğretmense başımı okşayan ve ben bir fino köpeği gibi mutluyum.
Zaman zarfları… zafiyetlerim.
Öğrenme açlığım.
Nakşeden dualar. Annem sırtımı sıvazlarken soruyor bana:
İmtihanın nasıl geçti?
Somurtuk mizacımla söyleniyorum:
Kötü.
Akabinde en yüksek notu alan ve başka bir sıfata nail olan mutlu çehrem yine de dokunmuyor sıfatlar.
Dokunmuyor henüz acılar.
Göğün metanetinden bihaberim ve acılardan ve henüz bilmediğim bir duygu; ölünün arkasından gözyaşı dökmek.
İplere sarılı vücudum ne de olsa neşriyatımda bağımlılık var ve zaman özürlü bir çocuk olma hakkım elimden alınmış.
Evle okul arası mademki on dakika; demek oluyor on birinci dakikada polis sirenleri çalacak ve en yakın hastaneler kolaçan edilecek.
Sevgi… sıcağım.
Sevgi… bucağımda saklı.
İnanç… zaten ilk öğreti.
Dualarımda O’nunlayım ama yakından tanımıyorum derken canım yanıyor ve anlıyorum ki; O’nun yeri çok ayrı.
İçimin şebekesinde henüz elem yok ve düş kırıklığı da ve yalanlar saf tutsa da bilip bilmeden inanıp bu sefer yeni sıfatlara nail oluyorum.
Oysaki… duymuyorum hiç birini ve gücüme de gitmiyor doğal olarak.
Zamanda yalınayak koşuyorum.
Muhitimin dışına çıkma hakkım mademki elimden alınmış…
Soyut bir rahle şimdilerin duasına eşlik eden ruhumu serdiğim.
Gönülsüz bir musalla taşındayım sanırım en çok rüyalarımda mutlu ve özgürüm.
Şimşek çakan anlarda teyit ediyorum acılarımı sanıyorum ki mahşer kapıda oysaki kapıda soluklayan sadece bir evsiz ve benden istediği yırtık battaniyeyi bir türlü bulamıyorum rüyalarımda.
Ve bir meczup rast geldiğim.
Ayağına taş dokunsa sanıyorlar ki benim beylik bir zulüm ile ruhlarına kiracı ve musallat.
Kayıpların zikrinden ben bir şifreyim.
Göğün tentesinde konan küçük bir serçeyim.
Yüreğin merhalesinde kayıtlarım var kimselerin bilmediği ve sevinçlerim var/dı madem bir zamanlar…
Bazen reşit bir acı konaklayan.
Bazen şirret bir şarkı kulaklarımı mesken tutan.
Belki hiçliğin imlerine takılı aklımla varlık katsayında oynamalar yapıyorum.
Bir varım bir yok…
Bir vardım bir…
Arkası gelmiyor ne de olsa tükenmiş bir sayının sıfıra yuvarlanmış küsuratıyım.
Eksi ile artının birbirini götürdüğü… sıfırdan muzdarip bir sayıdan bile küçüğüm.
Küçümen öykülerine sığınan bir kahramanım aslında kendi hikâyemi bir türlü yazmayı beceremezken ve solan gün ışığında solmayı bekleyen ne de olsa tetikleyicim hep o suçlu mevsim.
Suçlu benim aslında.
Suçumu itiraf ediyorum.
YORUMLAR
Yeni bir mevsim, yeni bir başlangıç diyerek artılar eklemeye çalışmak gerek bazen. Hayat devam ediyor her şeye rağmen. Mutlu olmak zorundayız. Sevgilerimle
Gülüm Çamlısoy
Bu bir mecburiyet olmamalı üstelik ne acılar yaşanırken-gerek hayatımızda gerek ülkemizde ve dünyada-kayıtsız mı kalalım?
Bir de mutlu olmamıza engel insanlar varken asla olası değl.
Bu, benim kaçıncı başlangıcım ve bunu ancak ben bilir ben yaşarım.
Yeni bir başlangıç için artık çok geç.
Teşekkür ederim.
Duyarsız olmak bir çözüm ne de olsa mutluluk onlara ait.
Müjgan Akyüz
Gülüm Çamlısoy
Nefes almakla iş bitmiyor.
Hele ki kardeşimin yakalandığı hastalıktan sonra, nefes alıp da mutluyum diyecek kadar vicdansız değilim.
Ölümden bile korkmazken...yeter ki Allah bana sevdiklerimin acısını vermesin.
Herkesin hayatı dört dörtlük değil sayın Müjgan Hanım.
Karamsar filan da değilim üstelik.
Saygılarımla.
Müjgan Akyüz
Kanser gibi bir illet yüzünden ablamı ve babamı kaybettim, onların çektiği acıları gördükçe artık çekmesinler diyerek ağlaya ağlaya ölümlerini ve bu acılarının son bulmasını diledim.
Kimse kimsenin yaşadıklarını bilemez. Elimden gelen iyi dileklerimi sunmak sadece.
Sizi rahatsız eden söylemlerim olduysa tekrar özür diliyorum, sevgiyle
Gülüm Çamlısoy
Kusura bakmayın ne olur.
Öylesine zor bir süreç ki hele ki bu hastalık bir kere konmuşsa hanenize.
Ben asla kırmak istemem kimseyi ve beni yanlış anlamayın ne olur.
Ve evet, ben de babamı ve nice akrabamı bu hastalık yüzünden kaybettim.
Mutluluk sevdiklerimizin varlığında saklı.
Güzel varlığınız bana elbette umut aşıladı ama inanın ki kendimi suçlu hissediyorum ne zaman gelse aklıma mutluluk.
Rica ederim.
Asıl ben özür dilerim.
Sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.
İnşallah güleceğim/iz günler yakındır.
Yüreğinize selam olsun.
Hayat, değerli Müjgan hanım ve insan bilemiyor hiç bir şeyi yine de Allah beterinden saklasın.
Allah'a emanet olun.
Gülüm Çamlısoy
canım arkadaşım, çok teşekkür ediyorum güzel varlığınıza.
hep sevgimlesin bil bunu.
İtiraf etmek erdemdir..
İçinde bulunduğumuz ahvalin suçlusu biziz!
Kim ne etkide bulunursa bulunsun..
Mevsimler ne denli değişirse değişsin...
Depremler, yanardağlar, tsunamiler..
Örtmez başarısızlığımızı!
Bence. öyle... Suçluyuz, mutsuz isek...
Tebrikler Gülüm Hanım.
Gülüm Çamlısoy
Pay sahibi olmak elbette ilk sırada lakin bir de müdahale edemediğimiz dış etmenler var.
Her ne olursa olsu bir kez ok yaydan çıkmışsa eğer...
Geç belki de her şey için çok geç hem de.
Yürek dolusu teşekkürlerimle değerli varlığınıza.
Çok sağ olun değerli hocam.
Sonsuz selam ve saygılarımla.
ZEYBEK HOCA
Mutsuzluk da bir süreç, sonuçta....
İyi geceler..
Saygı, selam benden Gülüm Hanım.