- 1564 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Susmak
Susmak, belki de tanımlanması en güç olan bir terimdir. O kadar çok boyutludur ki, bu terimin tanımlanması belki de deveye hendek atltmaktan dahar güç bir iştir. Çünkü, susmak içerik olarak çok geniş bir alanı kapsayan psikolojik, sosyolojik, biyolojik ve fizyolojik betimlemelerden edinilecek bilgilerin, bir insana yaptığı etkilerin tepkisinden doğan duygusal bir eylemdir.
Susmak, bazen cevapların en güzelidir. „Söz gümüşse, sükut altındır“ demişler Atalarımız. Susmak, huyların, karekterin, efendiliğin bir ölçüsüdür bazen. Bazen de sessiz bir boyun eğiştir içinden çıkılmaz bir durumda.
Sessizce akıp gitmektir yerine göre … Kendini, kendine teslim etmektir, bir insanın kendi içiyle özüne dönmesi, sinmesi ve unutmasıdır geride bıraktığı iyi ve kötü anılarından arınması için. En güzel cevaptır verilen geçmişe ve geleceğe ... Bulutlu ve kasvetli gönül havalarında. Yoğrulmaktır bedenle, ruhla, sevgiyle, sempatiyle, empatiyle, canla başla …
Susmak, duygu yüklü beyni, yüreği kendi içinde sessizliğe gömmektir edeplice! Bazen de her şeyi anlayıp „hayıra yormaktır“ kendi halinde! Susmak bazen en büyük isyan, bazen en büyük kabulleniş, bazen de gidiştir hiç bir şey söylemeden yorgun ve yorulmuş, yıpranmış, aşınmış bir ruhla başbaşa kalabilmek için.
Dinlemektir kendini, kendi içinde! Kendi başına, kendi sessizliğinin gölgelerinde ufku beklemek demektir. Susmak, hürriyettir acıda, sevgidir kaynayan bir ruhta.
Bazende körlenmektir, körlenmiş bir gönülle başedememenin derin acılarıyla boguşarak ümitsizce belirsiz bir günü, geleceği, politik, ekonomik, ekolojik, eğitimsel ve hukuksal bir gözlemlerle rapor edebilmektir geçmişe dayanarak. Bazen de ağlayarak kabullenmek demektir. Yapabileceklerimizin sınıra dayandığını, kendi kendimize telkinlerde bulunarak uyarmaktır. Bilinçli olmadığımız bir yerde; uyumaktır“ „Söz söyle, seni bir mcliste/ toplumda, okulda, evde dinlesinler, söylemeyeceksen sus seni sükut bilsinler“, diyerekte bir konuya vakıf olup olmadığımızın hesabını yapabilmektir.
Susmak, bazen asil bir duruşun sergilenişi, bazen de nezaketin en kibar ölçüsüdür.
Ama susmak yinede; karşıdan vazgeçmek demektir. Kırılmış olmak demektir. Dinlenmek istemektir. Dinledikçe susmak, öğrenmek, öğrendikçe susmak ise kendini kontrol ederek tartmak demektir. Tek başına iki kişi olmak demektir. Yanlızlığın resmini çizebilmek için beyin merkezinde analiz yapabilmektir. Diğer bir ifadeyle, kendini yontmak demektir, kendi kendinin heykeltraşı olmak demektir.
Susmak, sanatta ustalaşmak, hayatta tecrübe kazanmak demektir. Billurlaşmaktır bir kristal gibi.
Susmak, susmak! Üzgün olmaktır, üzülmektir, ciğerden, özden, yürekten konuşmaktır, acımaktır, acıyı yürekte paylaşmaktır. Patavatsızlıktan, gaftan, dedikodudan uzak durmak demektir. Çekişmelere ve yermelere meydan vermemek ve yenilmemek için, kendi içinde yorum yapabilmektir. Yorumu sorularla derinleştirip çevreye ağırbaşlılığı ıspat edebilmektir susmak.
Susmak, saçmalamalara ve suçlamalara yer vermeyerek karalamadan uzak durmaktır. Oturmuş ve sağlam bir karekterin belkide en belirleyici özelliklerinden birisi kendi düşüncelerimizden sorumlu olmak ve sorumluluğu üzerimize almak olduğuna göre, susmak bir tercih değil, şartların getirmiş olduğu edepli, erdemli, akıllı, bilgeli bir davranış biçimidir. Oysa çoğumuz farkında olmadan; duygularımızdan, düşüncelerimizden ve eylemlerimizden başklarını sorumlu tutarız. Bu bize bir ara molası gibi gelse de, huzursuzluk hissi içimizde bizi kemiren bir fare gibi sürekli ve olmuzsuz bir hareketlilik yaratır. Bu da insan sağlığına/ ya da kendi sağlığımıza vermiş olduğumuz en büyük psikolojik zararlardan bir tanesidir.
Toparlarsak, susmak, kendini ve ötekini affedebilmek demektir. Ağırlığını hissetirmektir. Ama susmayı kesinlikle, küsmekle, kızmakla ve alınmakla ve alınganlıkla ilintilemeyin.
Yazıyı okuyan herkese yürekten teşekkür ediyorum ve bir uzmak olarak size sadece „yerine göre konuşun, ya da susun“ tavsiyesinde bulunuyorum.
Psikolojik ve Sosyolojik bir gözlem yazısı yazdım bu günde. Mesleki gözlemim!
Hasan Hüseyin Arslan - 11 Haziran 2018/ 11. Juni 2018
YORUMLAR
Suskunluğun bu kadar güzel ifade edildiği başka bir yazı okumadım değerli kalem.
Bir çok tanım ne kadar da yakın geldi bana bir bilseniz.
Evet ,suskunluk çoğu zaman konuşmaya değmeyen mevzularda kelime israfından kaçınmak,
Çoğu zaman, olayları düşünmek ve analiz yapmak için kaliteli bir zaman aralığı
Çoğu zamanda insanın kendisiyle konuşmak için dış dünyaya ket vurmasıdır..
Mükemmeldi...
Sevgi ve selamlarımla