- 804 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Görmeyi unuttuk bakmakla yetiniyoruz...
Eee yastığa koyduk kafayı bakalım,
Şimdi sen uykuya gidemiyorsan bekle ki o gelsin.
İşin yok gece boyu telefonla bütün sosyal medyayı alt üst et .
acaba eskiden telefonumuz yokken,
nasıl beklerdik uykuyu biraz hatırlamaya çalışalım bakalım...
Yer yatağında büyüdüm ben
bir uykusu olurdu ki sormayın,
birde soba kenarıydı ki değmeyin keyfime,
ha birde yok öyle kendine ait oda falan,
soba bir odada yanar ve herkes
o odanın bir parçası olurdu bütün kış boyunca.
Sonra lambalar kapanınca sobanın alev kırmızısı yansırdı duvara.
Demlikten gelen fısıltılar eşlik ederdi o ahenge
ve eminim ki hiç böyle bir senfoni dinlememişsinizdir,
hiç rahatsız etmez aksine okadar iyi gelirdiki
dinlerken dalardın derinlere.
Sonra elin kolun durmaz gölgeler çıkartırdın duvara,
kimi zaman bir kuş kimi zamanda
bir köpek,gölge işte istediğini istediğine benzet,
karanlık gizler nasılsa bütün kusuru.
karanlığın içinde uykunun ziyareti tamamlanır sabaha açardın gözlerini
ve ilk işin o gece boyu üstünde gecelediğin yatağı sırtlanmak olurdu.
Rafa kaldırırdın bütün geceyi bir kitap gibi.
Ertesi gün buz gibi yeniden getirir sererdin sobada ısınmadan içine girmeye korkardın😊
üşümenin hakkını verir içinde zangır zangır titrerdin
,ısınana kadar da devam ederdi,inanın bu bile çok eğlenceli gelirdi.
Birde yazların vazgecilmezi balkonda yatma eğlencemiz vardı.
Bütün yatağı yorganı balkona taşır üstünede sineklik örtü kapatırdın
biraz aralayıp yıldızları seyrederdin,öyle birkaç yıldız falan değil ha
sayısız parıldayan yıldızlardan bahsediyorum öyle her yerden görünmezdi bu manzara,
yıldız kayacak da göreceğim diye gözlerimi kırpmadan dakikalarca gökyüzünü seyrederdim.
Birkeresinde babamın kullanmadığı gözlük camını mukavvaya koyup teleskop yaptığımı hatırlıyorum,
tehlikeli ve çok heyecanlıydı😊sabahları çaktırmadan yerine konulurdu o gözlük camı 😊
takım yıldızları,akıncı yıldızları,çoban yıldızı ve kuyruklu yıldızı
hep o zamanda öğrendik göre göre yoksa nerde merak edipte nerde göreceğiz,
şimdilerde gökyüzüne baktığımız mı var Allah aşkına ?
Kısacası uyku bahaneydi gecelerse şahane...
Herşeyin tadı tuzu bir heyecanı vardı şimdilerde mahkum gibiyiz
kurtuluşumuz nedir nerede ve nezamandır bilinmez bir mahkumiyetteyiz.
Ne alıkoyuyor bizi yaşamaktan,hayata şevkle hevesle dokunmaktan anlayamıyoruz
ve bunun sadece benim şahsi hissiyatım olamadığını da biliyorum ki bir çoğumuz aynı durumdayız.
Daha bugün gökkuşağını gördüm uzun bi zaman sonra,
en son ne zaman görmüştüm hatırlayamıyorum bile
sarısını kırmızısını birde yeşilini görebildim en fazla
diğer renkleri görebilecek kadar bile bakamadım.
oysa bu gökkuşağı küçükken gördüğümüzde nerededir diye peşine düştüğümüz gökkuşağı değil mi?
Evet ta kendisi.
Fakat gerçek şu ki artık görme yetimizi kaybettik hayata sadece bakmakla yetiniyoruz.
Öyle zannediyorum ki soluduğumuz havanın kıymetini son nefeste,
bastığımız toprağın kıymetini ayaklarmızdan kayıp gittiğinde anlayacağız.
Yaşadığımızı sandığımız hayattan çoktan geçip gittiğimiz hayata selam olsun
ve hepimize çok büyük geçmiş olsun...
22.10.2018 Ömer Koç