- 2006 Okunma
- 7 Yorum
- 7 Beğeni
ATATÜRK, APO, RECEP TAYYİP ERDOĞAN, NECMETTİN ERBAKAN, VE ANDIMIZ.
’’Türk’üm, doğruyum, çalışkanım’’ diye başlayan ve 1933 yılından 2013 yılına kadar kesintisiz olarak seksen yıl ilk okullarda ve ilköğretim okullarında tüm öğrencilere ezberlettirilen, okutulan andımızı bilmeyen yoktur. Peki hiç merak ettiniz mi Osmanlı Devletinde de okullarda böyle bir ’’Andımız ’’ metni olup olmadığını?
Osmanlı devletinde ’’ Türk’üm’’ ya da ’’Osmanlıyım ’’ Diye başlayan bir and yok ( Ya da ben rastlamadım böyle bir anda ) ancak ’’Sıbyan Mektebi ’’ denilen okullarda ( Bir nevi ana okulu - ilkokul karışımı bir yapı ) derslere başlamadan okunan bir gülbank ( Özel olarak tertiplenmiş dua ) var. Şöyle bir şey:
Allah Allah illallah
Cellül cebbar, muînüssettâr, hâlikul leylü vennehâr, lâyezâl, zülcelâl, birdir Allah.
Erin erliğine, Hakk’ın birliğine, dîn-i mübin uğruna şehîd olan gaazilerin aşkına diyelim bir Allah.
Allah Allah dâim hay (3 defa)
Evveli Kur’ân, âhırı Kur’ân
Tebârekellezî nezzelel fürkaan
Eli kan, kılıcı kan
Sinesi üryan, ciğeri püryân
Dîn-i mübîn uğruna şehîd olan
Gaaziler aşkına diyelim bir Allah!
Allah Allah dâim hay (3 defa)
Evveli gaza, âhırı gaza
İnâyet-i Huda, kasd-i âdâ
Dîn-i mübin uğruna şehîd olan
Gaaziler aşkına diyelim bir Allah
Allah Allah dâim hay (3 defa)
Hacılar, gaaziler, râvîler
Üçler, yediler, kırklar
Gülbang-i Muhammedi, nûr-i Nebi, kerem-i Alî
Pirimiz hazret-i Osman Zinnûreyn-i Velî
Gerçekler demine devrânına hû diyelim
Hûuuuuuuuuuuu
Böyle bir duayı minicik çocuklar nasıl okurmuş bilemiyorum doğrusu ama okurlarmış. Neyse...
Yani annesi Zübeyde Hanım tarafından bir elif cüzü ve bir cüz kesesi ile ilk mektebe başlattırılan çocuk Mustafa’nın ( Daha sonra Mustafa Kemal ve 1934 den itibaren de Atatürk ) tahminen 1885 -1886 yılında okuduğu and bu...İçinde ne ’’Türk’üm ’’ var ne de ’’ Osmanlıyım ’’[ Osmanlı’da dört yıl, dört ay dört gününü tamamlayan her çocuğun okula gönderilmesi zorunludur. ]
Başka and var mı peki?
Var.
1912 yılında Türk Ocaklarının, 1914 Yılında ise Sivil İzcilik Teşkilatının kuruluşuna öncülük etmiş olan Sultan V. Mehmet Reşat 1914 de İzci teşkilatlarında okutulmak üzere şöyle bir and hazırlatmış ve okutmuş:
“Allah’a ibadet ve Hakana itaat edeceğime, daima vicdanlı, vazifesini tanır, kanuna hürmet eder, yiğit bir adam olarak hareket eyleyeceğime, vatanımı sevip sulh ve harp zamanında fedakârlıkla hizmet yapacağıma, izcinin töresine baş eğeceğime namusum ve şerefim üzerine söz veririm”
Başka da and ya de benzeri bir uygulama yok eğitim- öğretim ile ilgili olarak...
1933 Yılına geldiğimizde zamanın Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip önce kendi kızları için bir and düzenler, sonra bu and günümüze kadar ( 2013 Yılına kadar ) bazı eklemeler ya da çıkarmalarla gelir.
Andımızın İlk şekli şöyledir:
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
( Bizim kuşak böyle okudu )
1972 yılına gelindiğinde Andımız şu şekle dönüştü:
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam;
küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi, canımdan çok sevmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene!
İşin komiği nedir biliyor musunuz? Bazı okullarda sol görüşlü öğretmenler ’’Kurduğun ülküde’’ ifadesini ’’ Kurduğun ülkede’’ olarak okuttular; ’’Ülkü’’ kelimesi Ülkücülüğü çağrıştırıyor diye. ( Bu yüzden az kavga etmedik solcularla )
1997 yılında Andımız bir kez daha düzenlendi ve 2013 yılında kaldırılıncaya kadar şu şekilde okundu:
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!
Şimdi tekrar 1933 senesi ve hemen sonrasındaki bir kaç seneye bakalım:
Yukarıdaki andı değil de gülbanklar ve ’’Rabbi Yessir ’’ duaları okuyarak ilk öğretim hayatına başlamış olan Mustafa Kemal Atatürk’e karşılık mesela 1937-1939 yılları arasında devlete baş kaldırmış olan Seyyid Rıza’nın torunları okullarda ’’Türk’üm, doğruyum’’ diyorlardı. 1925 Yılında Türkiye Cumhuriyetine karşı resmen savaş ilan eden Şeyh Sait’in torunları da ilk mektepte ’’ Türk’üm doğruyum’’ demişler, varlıklarını Türk varlığına armağan etmişlerdi (!) Ben çok çok çocukken yaşadığımız İstanbul’un Balat Semtinde komşumuz Paraşko Amca ile Evniki Teyzenin oğlu olan Gılyanti de ’’ Türk’üm, doğruyum ’’ diyordu. Anası-babası öldü o ise Atina’da yaşıyor şu anda. Yani varlığını Yunanistan’ın varlığına armağan etti.
Biraz daha yakına gelelim.
1949 Doğumlu olan Abdullah Öcalan da ilkokulu okuduğu Urfa- Halfeti- Saylakkaya İlkokulunda ’’ Türk’üm, doğruyum, çalışkanım’’ diyordu çocukluk yıllarında. ’’ Varlığım Türk varlığına armağan olsun’’ da diyordu.
Evet Abdullah Öcalan da ’’ Büyüklerimi saymak, küçüklerimi sevmek’’ diyordu. Gel gör ki varlığını adadığı (!) Türk varlığından büyük- küçük demeden, yaşlı- bebek demeden on binlerce insanın varlığına son verdi. Onun kurduğu örgüt hâla Türk varlığına son vermek, en azından azaltmak için her gün aralıksız katliama devam ediyor.
Daha da yakına gelecek olursak 2004 -2006 yılları arasında görev yaptığım Fethiye- Çiftlik- Ali Rıza Köse İlköğretim okulunda okuyan Alman öğrencim Roni Frnazak ( Okunduğu gibi yazdım ) da her gün ’’ Türk’üm-doğruyum’’ diyor ve varlığını Türk varlığına armağan ediyordu (!) Zorunlu Din derslerinde Fatiha suresini ve pek çok sureyi pek çok Müslümandan daha iyi ezberlemişti ama dini Hırıstiyanlık, kitabı İncil, peygamberi İsa’ydı. )
Mustafa Kemal Atatürk andımızı okumadı ama Türk’ü yok olmaktan kurtaran lider oldu. Abdullah Öcalan tüm ilköğretim hayatı boyunca andımızı okudu,’’ Varlığım Türk varlığına armağan olsun’’ dedi ama daha sonra on binlerce Türk’ü öldürdü.
Bana göre mesele andımızı okumak ve okutmak ya da isimlerimizin önüne TC ifadesi yapıştırma meselesi değildir. Türklük bir ruh meselesidir. O ruh da her gün papağan misali and okumayla ya da ismin önüne konan T ve C harfleriyle oluşan bir nesne değildir.
Ha bu arada. 2013 yılında Andımızı kaldıran günümüzün devlet başkanı Recep Tayyip Erdoğan da ilk öğrenimini tamamladığı İstanbul- Kasımpaşa semtindeki Piyale Paşa İlkokulunda her gün andımızı okuyordu ama şimdi ’’Andımızı okullardan kaldıran adam’’ olarak anılıyor.
1994 Yılında "Bu ülkenin evlatları asırlar boyu mektebe besmele ile başlar. Siz geldiniz besmeleyi kaldırdınız, ne koydunuz yerine? Türküm, doğruyum, çalışkanım. Sen bunu söyleyince öbür taraftan da Müslüman evladı ’Ya öyle mi, ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım’ deme hakkını kazandı ve böylece siz bu ülkenin insanlarını birbirlerine yabancılaştırdınız." Diyen ve bu yüzden de siyasi yasaklı durumuna düşen Necmettin Erbakan da gerek okul hayatına başladığı Kayseri Cumhuriyet ilkokulunda gerekse Trabzon’da bitirdiği ilkokulda andımızı okuyanlardan biriydi.
Ve son olarak: Hiç kimse ’’Andımız tekrar okunmaya başlasın’’ dedi diye vatan haini olmayacağı gibi yine hiç kimse ’’Andımız okunmasın ’’ dedi diye vatan haini olmaz. Okunması bir kazanç mıdır? Hayır. Okunmaması bir kayıp mıdır? Hayır. Okunsa da olur okunmasa da. Ağacın yaşken eğileceği orta okul yıllarında, duygu ve düşüncelerimizin artık şekillenmeye başladığı lise yıllarında,toplumun aydın kesimleri olacağımız üniversite yıllarımızda okumuyoruz da bir yerimiz mi eksiliyor? Vatan severliğimize halel mi geliyor?
Velhasılıkelam bir kaşık suda fırtına koparmanın anlamı yok.
RESİMLER
1- Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluk fotoğrafı
2- Abdullah Öcalan’ın çocukluk fotoğrafı
3- Recep Tayyip Erdoğan’ın çocukluk fotoğrafı
4- Necmettin Erbakan’ın çocukluk fotoğrafı
YORUMLAR
..yalnızca and üzerinden-kısa bir tarih değerlendirilmesi yapılmış elbette aydınlatıcı ! fakat çoğunluğun benim gibi giriş ve sonuç bölümlerine bakıp geçeceği cinsten..öz yok -siyasi kimlikler var türk-islam bir de kültürel müslümanlık..demokrasi yok yapılan tüm siyasetler insan odaklı olmalıdır ? ki öyle başlarlar işe devlet adamı-politikacılar..ve mutlak bir tahakküm mevcuttur-güçlüden yana..yazılır anayasalara..uymak zorunda olanlar dezavantajlı kesimler yani tüm azınlıklardır gariplere marşta okutursun and ta..seve seve..veya zorla..gerisi boştur hocam..beyaz türkler-elitist kesim hepsi kurucu babalarımızdır onlar bayrağa ata'ya ülke'ye söz söylediklerinde dilleri sürçmüştür veya 'hainlere' yanıt içindir sözleri !! ve hep çok rahattırlar ''okunsa ne dir okunmasa ne'' çünkü misak-ı milli dahil sahibidir tapuludur onlara-size bu ülke varlığınız türk veya herhangi bir ırka-soya hediye edilir- istersen etme ?! diyarbakır cezaevi yaparlar-askı tazyikli su elektrikte veriyorlardı bi ara ..daha yeni mevzu Bekaroğlu- Nedim Şener için''Fetöcü polisler içerde iyi davranmamışlar bana söylediler ''dedi..türkçesi devletten dost olmaz sivile bu ülkede..baskıcı ceberrut ne demek ? külliyen beka yani birlik için öldürmek hapis işkence teferruattır devlet budur işte tümüyle..saygılar sevgiler...
Peki sayın hocam ; en yakın, en çok korktuğu ve en çok üzerine oynadığı muhalefeti PKK ile ilişkilendirmekten prim uman bir partinin, liderin, sırf PKK ile birlikte yürüttüğü sözde çözüm sürecine zarar gelmesin diye, bu gün kendinden olmayan herkesi onların savunucuları gibi göstermeye çalışırken, sırf onlara yaranabilmek ve Kürt halkının da oylarını kapabilmek uğruna yıllardır benimsenen, vatanseverliğimizin ilânı olarak kabul edilen andımızı kaldırmaya kalkışması sizce çok mu önemsiz ?
Andımızın içeriğinden yararından, zararından çok, niçin, neden ve kimlerin isteği ile kaldırılmak istenmesidir bizi en çok ilgilendiren !
Sen beni tehlikeli muhalif gör, yandaşlarına yaranabilmek için PKK destekçisi yaftası yerleştir, sonra da PKK' ya yaranabilmek uğruna andımızı kaldırmaya kalk ! Yok öyle üç kuruşa beş köfte.
'' TÜRKİYE CUMHURİYETİ TOPRAKLARINDA YAŞAYAN TOPLULUKLARIN TAMAMINA TÜRK MİLLETİ DENİR. '' MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE sözü, asla ırkçılık amacıyla söylenmemiş, bilakis bu topraklar için kan veren, can veren Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Zazası, Arnavutu, Boşnağı vb. hepsinin kopmaz bağlarıyla birlik içinde , eşit yurttaşlar olarak bu vatanda yaşamlarını sürdürebilmeleri için söylenmiştir.
Selamlar, saygılar.
sami biberoğulları
Keşke daha önce kaldırılmış olsaydı.
Değerli Arkadaşım.
Şapka kanunu hangi sene yapıldı? 1925
Hangi yıla kadar yürürlükte kaldı? 2014
Peki insanlar hangi seneden itibaren kanun yürürlükte olduğu halde şapkayı giymemeye başladı? 1950
Demek ki yürürlükte olan bir kanun bile eğer uygulamada bir faydası görülmüyorsa uygulanmıyor.
1930 Larda Hitlerin başlattığı rüzgar ile tüm Avrupa'da etkili olan aşırı milliyetçiliğin bir tezahürü olan andımız o günün şartlarında makul ve mantıklı olabilirdi. Bu günün şartlarında ise hep şikayet ettiğimiz ezberci eğitimin bir parçası olmanın dışında bir anlamı yok.
Selam ve saygılar.
Fikret TEZEL
İstiklal savaşının kimler tarafından ( Türk, Kürt, Arnavut, Çerkez, Zaza ve diğerleri ) kazanıldığını bizden çok Atatürk biliyordu. Öyleyse andımızın amacı asla Hitler'le benzeştirilemez ve ırkçılık olarak nitelendirilemez. Tarihçi olan sizsiniz, bilginizden şüphe yok ama yorumunuza itiraz hakkımız olmalı Sami hocam. Selamlar, saygılar.
kıymetli hocam toplumu ayrıştırmaya yönelik gündeme getirilen önemli bir konuyu
bu kadar açık net anlatmanız gerçekten takdire şayan bir durum ben hala ilk okul
çagında bize ögretilen andımız izmir marşı istiklal marşı on kasım ve daha nicelerini
ezberimden silmiş değilim rahatsızda olmadım ülkemi sevmektende hiçbirzaman vaz geçmedim
geçmişte ne zaman semlaşmayı kaldırıp yerine günaydını getiren kamu kurumlarında istiklal marşı yerine
enternasyonalı okutmaya yönelik zorbalar türedi bende onlara karşı kendi inancımı savunma ihtiyacı duydum
bizleri inaçlarımızla değerlerimizle birbirimize düşman etmeye çalışan hangizihniyet olursa olsun buna karşıyım
kalemin varolsun saygılar sevgiler
sami biberoğulları
Türk olmaktan, '' Ne mutlu Türk'üm Diyene '' demekten hiç bir zaman ben de rahatsız olmadım.
Fakat burada mesele sadece andımız meselesi değil aslında...Eski Fetöcüler şimdi yeni talepler peşindeler.
Selam ve sevgiler
Değerli hocam;
Kurbağaları da önce soğuk suya koyarlar zıplayıp kaçmasın diye.Sonra yavaş yavaş ısınırken su kaynama noktasında kurbağalar çoktan ölmüş olur. Şimdi biz su daha ısınıyorken değerlerimize sahip mi çıkalım? Yoksa suyun kaynamasını mı bekleyelim?
Eliminasyon devam ediyorken durdurmayalım mı diyorsunuz?
Andımızı tek başına okumak yetmez. Bilinçli,değerlerinin tek birini bile,en küçük parçasını bile kimseye malzeme ettirmeyecek, sonuna dek ki bu son ne olursa olsun ATA'sına ondan miras ne kalmışsa hepsine sahip çıkacak evlatlar yetiştirmezseniz sonuç APO gibi köpek olmalarından geçer. Ayrıca Apo gibi vatan hainlerinin asıl nerelerde ve hangi yollarla diğer eğitimlerini aldıkları hakkında bir şey yazmama gerek yoktur sanırım.
İyi böyle o zaman bakalım izleyelim görelim. Anıtkabir yıkılınca bir infial yaratırız olmazsa!
Sevgilerimle...
sami biberoğulları
Bir grup doktor ve sağlık ekibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da nüfus planlamasının önemini anlatmışlar gittikleri her köyde. Sonra da kadınlara spiral vermişler ( tıbbi adı nedir sen daha iyi bilirsin )
Vermesine vermişler ama daha sonra köylere gelen pkk lılar '' Kadınlarımıza dinleme aygıtı yerleştirdiler '' Diye propaganda yapınca köylüler inanmış. Lakin devletle papaz olmak da istemedikleri için spiralleri çıkartmamışlar. Öte taraftan dinlenme korkusu da var. Ne yapacaklar?
Sık sık kadınlarının rahimlerine eğilip '' Türk'üm, doğruyum, çalışkanım. Ne mutlu Türk'üm diyene '' diye bağırmışlar devlete bağlılıklarını (!) kanıtlamak için.
Evet sevgili Deniz.
Hem ezberci eğitim sistemine karşı olmak, hemde bu sistemin bir parçası olan ve ezberlenmiş bir kaç cümleden öteye gidemeyen bir metni ille de ezberleyelim ve söyleyelim diye tutturmak neyla nasıl izah edilebilir onu da bilemiyorum
Selam ve sevgiler.
Kimseye teker teker okutulan bir metin değil andımız
Isteyen coşkuyla okur, istemeyen sadece ayakta durur
Bu ant bence birleştirici kaynaştığını bir metin
Kişinin özüne Serkan edilen bir aşı değil
Toprağı bol olsun çok kıymetli bir değerimiz olan sevgili Rara Güler
Bu topraklarda doğmuş bir değer ermeni kökenli bir vatandaşımızda
Bu toprakların suyunu, aşını ve havasını kollamış bir insandı
Tabutunun üstüne Türk bayrağı örtüldü işte vefa, işte vatana saygı ve minnet bu
Anlayana sivri sinek saz
Yazıklar olsun bunca sorunu bıraktık bu birleştirici, kaynaştırırım antla uğraşıyoruz pessss
sami biberoğulları
Bu kadar önemliyse neden sadece ilkokullarda okutuldu bunca sene? Neden sadece 7-12 yaş arasındaki çocuklar ezberledi, söyledi? Oysa çocukların fikir ve düşüncelerinin şekillendiği yaş 12 den sonrasıdır.
Neden orta okullarda, liselerde yok da sadece ilkokulda var?
Selam ve saygılar.
Kişinin vatan severliği işini en iyi yapma gayreti, azmi gösterir. İşiniz ne olursa olsun..Her işten kaytar, torpille işe gir, çalışma, millete zorluk çıkar, bizden, değilsin... Yanlış şeyler.. Vatan sever şuurlu, dürüst çalışan her kestir.. Kolaycılar, yalakalar, haksız kazananlar değil.
Ömrünüze, yazılarınıza okurlarınıza bereket. Hayırlara vesile olur inşa Allah.
bilmediklerimizi de öğrenmiş olduk teşekkür ederiz....
sami biberoğulları
Vatanını gerçekten seviyor musun? O zaman işini doğru yap.
Selam ve sevgiler.
Kıymetli hocam birkaç gündür deftere giremedim, şu aralar pek televizyon seyredip gazetede okuyamadım şimdi deftere girince baktım ki, andımızla ve Türklükle ilgili lehte ve aleyhte kaleme alınmış birçok yazı var. Hayırdır!Türklüğün bilinen tarihi ile on bin yıllık kültürel geçmişi olan bir ırk olduğu değilde buharlaşıp uçabilen bir kimyasal olduğumu keşfedildi. Ne oldu da ilkokulda okutulan sonrada kaldırılan andımız yeniden defterin ortak paylaşım konusu oldu?!'' Doğrusu çok merak ettim. (lütfen insanın başına ne gelirse ya meraktan ya da…. …. diye devam eden sözü hatırlatmadan bana yardımcı olur musunuz?
Saygı ve sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL tarafından 10/21/2018 1:32:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Konu sadece andımız meselesi olsa daha önce de yazdığım bu konuda ağzımı bile açmazdım. Ama değil. Andımız aysbergin su yüzünde görünen kısmı. Su altındaki kısmını da sen zaten bilirsin.
Selam ve sevgiler.