- 1047 Okunma
- 8 Yorum
- 2 Beğeni
İLLA Kİ İHANET Mİ ETMELİYİM?
Zarf attı birden bire görünmeyen bir el.
Zarfın içi belki de boştu lakin parmaklarım çok heyecanlandı içinden çıkacağını merak ettiğimden de değil hani zira kimin yazdığını bile bilmiyordum.
Şimşek çaktı akabinde oysaki nasıl da sakindi gökyüzü tıpkı içimdeki sükûnetin miadının dolup da az sonra şakırdayacak olmam gibi.
Kendimden bıktığımı itiraf ediyorum hele ki iyilik katsayımdaki o muazzam karesi çift kişilikli varlığımın akla zarar.
Sohbetimde neler konuştuğumuzu asla söylemem hele ki bana mimlenmiş bunca zarf var iken.
Neyin ya da kimin muhatabı isem ve işte sorun burada belli ediyor kendini.
Muhatap olduğum kimse yok ki özellikle kin beslediğim ya da hakkında ileri geri konuştuğum.
Kapının çaldığı o an ve gecenin kim bilir kaçıncı perdesi?
Açmalı mıyım kapıyı?
Asla.
Belki de otomatiğe basıp apartmana almalıyım geleni.
Ne haddime.
Zaten tık yok dışarıda sadece öksüz kalan o üç kedi yavrusu ve bir tanesinin gözleri hiç görmezken ama bana çok dikkatli bakıyor ve ne zaman tek damla yaş süzülse yanaklarımdan koşa koşa geliyor yanıma.
Dün özürlü olsaydım keşke.
Ve akışına bıraktığım ne ise.
Ölsem mi?
Ne gam.
Ben zaten yaşadığımı filan iddia etmiyorum.
Misal mi?
Hayatım boyunca ne altın gününe ne de komşu toplantılarına çağrıldım zira bilirler nasıl da ketum olduğumu. Varsa yoksa kendi özelimi ihlal ederim ve açarım içimi.
İşte faturamın kesilmesine bilfiil iştirak olduğum o gün ve peşi sıra gelen günler.
Anlamsızca kovuşturulan ve istişare edildiğime çok sonradan vakıf olduğum.
Altın gününe gitmesine gerek kalmadı kimsenin ne de olsa söz gümüşse sükût altın diyenlere ihanet ettim ama öncelikle kendime.
Öncelikle kendimi ihbar ettim.
Dünya değiştiren çok insan oldu son zamanlarda ve hangi birine rahmet okuyacağımı şaşırdım üstelik taraflarınca lanet okunduğum.
Benzememek idi madem uğraşım.
Ve tekrarlamak kendimi.
Tekerrür eden kendimden sıkıldım ve iyi niyetimden Tanrı bile sıkıldı.
İlla ki ihanet mi etmem gerekiyor?
O zaman başlıyorum.
İlk olarak o görmeyen kediyi son sürat geçen bir arabanın altına fırlatacağım sonra da akan salyalarımı silip en yakın kafeye misafir olacağım ne de olsa günün gıybetine saniyeler kaldı.
Mirasımı kimseye bırakmadan kendim yiyeceğim ve öncelikle bilgisayarımı imha edeceğim.
Tabii ya; bir Oğuz Atay olma ihtimalim… elbette yok.
Farzı mahal öldüm… ne yani arkamda kalanlar mı sahiplenecek yazdıklarımın telif hakkını?
Gülümseme ihtiyacıma sahip çıkacağım artık.
Nankör yetilerimden uzaklaşacağım da. Sahiplenme duygum ve kılıf biçilen yalanlardan nemalanmak bir kez bana nasip olsun, değil mi ama?
Görüntü itibari ile ciddi bir yetişkin iken ve içimdeki çocuk neşem en yakınımdakilere nüfus ederken belki de tayin edeceğim namert karakterimle daha fazla yandaş toplarım.
Cinsiyetinden şüphe eden o git gel gölgeleri belki de atayacağım en yakın dostum olarak ne de olsa lafından ve sözünden dönenler kuluçka dönemindeki tavuklar gibi çok iç gıcıklayıcı.
Randevulaşmak belki de aynı saatte üç farklı kişi ile ve delik deşik ruhumla öznemi geri çekeceğim belki de uğrayacakları ihanet duygusu ile satır başı yapacağım yeni bir aşka yelken açacağım.
Aşkın kifayetsizliği daha doğrusu duyguların sömürüldüğü ve fiziki açılımlar getirilen o münasebetsiz ilişkiler.
Aile içi çarpık dayanışması yine aile fertlerinin.
Ya da gözü açılmamış bir genç kızın yeri geldi mi en bonkör unvanı yine koca koca insanlara nispet yaparcasına fütursuzca ortalarda gezinen.
Ölüm manifestom.
İçimdeki katil.
İçimdeki potansiyel suçlu.
Ne de olsa ben bir suçluyum ama bu sefer kendi hayallerimi değil başkalarının huzurunu yok edeceğim ve ihbar edeceğim kim ise Allah’ını tanımayan yine bir diğer münafıkla hasbıhal edip en yakın arkadaşını satacağım.
Nankör ve rezil bir ses tonu ile sokak ortasında atacağım o kahkaha ile herkesi birbirine katacağım.
Cinsiyeti olmayan bedenler ve arkasından bakıp da kadını erkeğe; erkeği kadına benzettiğimiz ya da tam tersi.
Bir hayvanı insanlaştırdığımız ve bir insanın içindeki o yırtıcı hayvanı ortaya çıkardığımız.
Gecenin geç saatinde belki de en deli fişek yörüngede kendimi fırlatıp hayatın ve eğlencenin tam ortasına üstüne üstük memleket ağlarken ben en gaddar insan olacağım tıpkı görüp de sustuğum gibi.
Anlı şanlı bayrağımızı ayağı ile çiğneyen o adamın arkasından koşup da yakalayamadığım ve tek ses edemediğim güne lanet okuyup tüm kötülere lanet okuduğum günleri geride bırakıp…
Kötülüğü besleyenlere ve yüreği nefretle beslenenlere atıfta bulunmayacağım.
Kan dolu bir coğrafyada kan kusup kızılcık şurubu içtim diyenlere sırtımı dönüp…
Kötü olmayı dileyeceğim bu sefer yüce Yaratandan.
Cehenneme kürek kürek kömür bu kez kendim atacağım üstelik kendim için.
Bıkkınlık verdiğim insanlardan özür dileyeceğim.
Bana sataşan kim varsa bir bir ihbar edeceğim ve hesaplarını ben keseceğim.
Nidaların solduğu gecede şuh kahkahalar atacağım.
Güllerin solduğu bir güz gecesi taşa tutacağım kim ise edebiyle yaşayan.
Sevgiyi çiğneyip yok sayacağım ve sadece şeytana tapacağım.
Nokta koyacağım her güne.
Nokta koyacağım yazdığım her yazıya.
Nokta koyacağım hayatıma.
Bana nokta koyanlara ben ünlem imleci ile cevap vereceğim ve asla da tek soru sormayacağım.
Yan gelip yatacağım asla okuyup yazı yazmayacağım ve düşünmeyeceğim.
Kim ise ihtiyaç sahibi caka satacağım ve giydiğim tüm kıyafetleri karşı bahçede yakarken ağaçları da yakacağım.
Nefret ettiğim AVM’lere bu kez en pahalı giysileri almak için gideceğim ve tüm sermayemi yatırdığım kitapları gidip bir kütüphanenin önünde ateşe vereceğim.
Dualarım… sahipsiz kalacak.
Sevdiğim insanları artık sevmeyeceğim.
Beni zaten kimse sevmezken tüm kötülere tapacağım.
Kapalı mesaj kutumu infilak ettiren; adımı karaya çalan ve bana çamur atan kim ise gidip hasbıhal edip kötülük nasıl yapılırmış, dersini alacağım sonra da vereceğim dersini.
Dersini vereceğim evrene hem de bir bir.
Derimi soyanlara kat kat esvaplar sunacağım.
Âşık olmadan yaşayacağım ve edebiyata sürekli imla hataları ile dolu yazılar armağan edeceğim daha çok sevileyim diye.
Sevgiyi baş tacı yapan sırdaşlarımın sırlarını tek tek ifşa edeceğim.
Yerim idam sehpası, biliyorum.
Ve altımdaki o tabureye ben tekme atıp boynuma geçireceğim o ipi ve gem vuramadığım umutlarımla beraber uzun bir yolculuğa çıkacağım.
İyi niyetimden ve sevgimden asla ödün vermediğim ömrümü eninde sonunda sonlandırıp… en büyük cezayı yine kendime verip sonsuza kadar cehennemde kalmaya söz veriyorum.
Ne de olsa verdiğim hangi sözü tuttum ki?
YORUMLAR
Hiçbirini yap/a/mayacağınıza kalıbımı basarım.
Değişikti Gülüm Hanım.
Selamlar..
Gülüm Çamlısoy
Denemedim mi sanıyorsunuz?
Aslında denemedim gibi bir bir şey.
Her şeyi kabullendim artık bu anlamda sadece yolumu adımlıyorum.
Bilip bilmeden kırdığım kim ise Tanrı beni affetsin.
Evet, değişik olmasın ben istemiştim ama ben bu yazıyı çok da sevmedim hani.
Tarzımda değişiklik yapmak adına.
Çok teşekkür ediyorum.
Saygılar, selamlar.
Eksik olmayın.
Günaydın Gülüm Hanım...
Baştan söylemeliyim, hayranım bu üretken yanınıza...
İnandığımdır, yüreği dolu olanların işi yazmak!
Adınıza yazılmış bir şiir okudum geçenlerde...
Sizin üzülmenizi istemediği vardı her satırda. Çok hoşuma gitmişti, hayatta size dayanak ve gölge olmayı bilenleri görmek...
Siz yine de "ihanet" sözcüğünü çıkarın, hayranı olduğum kelime haznenizden...
Ne omuz ovalayın o zarflara, ne kötü söz edin, size yakışan işinize bakın lütfen!
Kapalı kafeslerde yaşayanların işi olmalı zarf atmak!
Yüreği değil de, midesi geniş olanların mesela...
Neler neler görüyor gözlerimiz, kimbilir daha neleri görmeye katlanacak!
Hepsini toplayıp çöpe atın diyeceğim de, şimdi bir de poşete acıdım ben... :)
Yazın Gülüm Hanım, durmaksızın yazın, yükünüz hafifler...
Ve inanın bana, ancak böyle kazanılıyor oryantasyon farkındalığımız...
Ömrünüze bereket... Kaleminiz kavi ola inşaAllah...
Nicelerine dileklerimi ve sevgilerimi bırakıyorum, almayı unutmayın lütfen...
Gülüm Çamlısoy
Günbegün nelere maruz kalıyor insan.
Söylemekten imtina edip sadece Allah ile paylaşıyoruz.
Ucundan dönüyoruz yanlışların ve iyi ki aynı kalmayı başaran insanlar var.
Görmeden geçmek lakin gözümüz kayarken.
Bir anda yıkıldığımız; bir anda yok sayıldığımız.
Var işte var: umudum var ve inancım yine dünyanın hala yaşanılır bir yer olduğu.
Kötülük de olası iyinin değerini anlamak için.
Mutsuzluk da ki anlam olsun küçük detaylar bizi mutlu kılan.
Aynı kalmak adına direnç gösterdiğim kadar varlığıma sahip çıkmak ve inancıma bu anlamda yazmak doğru orantılı olumlu duygularla ve inancım da ivme kazandığı.
Sevdiğim kadar sevildiğime de vakıfım ve bu, Allah'ın takdiri.
Bir sözcük bile sizi hayata bağlıyor.
Güne gülümseyen bir yüzle başlamak.
Yalnız olmadığımı biliyorum şükürler olsun ki.
Gözyaşlarıma hakim olmaya çalışıyorum.
Sevgili Gül Hanım, çok sağ olun çok çok sağ olun.
Sığındığım limanda güvendeyim çünkü ben doğru yerdeyim.
Yürek dolusu sevgimle.
Tüm güzel temennileriniz bana bir şükür vesilesidir yine hayata dört elle sarılmam gerektiğine bir kez daha vakıf iken.
Gülüm Çamlısoy
Günbegün nelere maruz kalıyor insan.
Söylemekten imtina edip sadece Allah ile paylaşıyoruz.
Ucundan dönüyoruz yanlışların ve iyi ki aynı kalmayı başaran insanlar var.
Görmeden geçmek lakin gözümüz kayarken.
Bir anda yıkıldığımız; bir anda yok sayıldığımız.
Var işte var: umudum var ve inancım yine dünyanın hala yaşanılır bir yer olduğu.
Kötülük de olası iyinin değerini anlamak için.
Mutsuzluk da ki anlam olsun küçük detaylar bizi mutlu kılan.
Aynı kalmak adına direnç gösterdiğim kadar varlığıma sahip çıkmak ve inancıma bu anlamda yazmak doğru orantılı olumlu duygularla ve inancım da ivme kazandığı.
Sevdiğim kadar sevildiğime de vakıfım ve bu, Allah'ın takdiri.
Bir sözcük bile sizi hayata bağlıyor.
Güne gülümseyen bir yüzle başlamak.
Yalnız olmadığımı biliyorum şükürler olsun ki.
Gözyaşlarıma hakim olmaya çalışıyorum.
Sevgili Gül Hanım, çok sağ olun çok çok sağ olun.
Sığındığım limanda güvendeyim çünkü ben doğru yerdeyim.
Yürek dolusu sevgimle.
Tüm güzel temennileriniz bana bir şükür vesilesidir yine hayata dört elle sarılmam gerektiğine bir kez daha vakıf iken.
İhanet mi?
Kime, niye.....
Ortada ne var ki, bölüşülemeyen...
Neyse..
Site zaten yeterince "aksıyor..." Yazamadım dün, mesela..
Zarflar kime, merak etmem ben... Okuyun, sohbet edin..
Fakat kedileri ihmal etmeyin!
Bence o zaman ihanet etmiş olursunuz...
Kendinize!
Tebrikler Gülüm Hanım.
Gülüm Çamlısoy
Ne kusur ne zafiyet.
Ne gerçek ne de hayal.
Kedilerin zaten sahibi var.
Çok teşekkürler değerli varlığınıza.
Sağ olun değerli hocam.
Saygılar, selamlar yürek dolusu...
Gülüm Çamlısoy
Kendime ihanet etmemek adına yazıyorum hele ki bunca ihaneti hep kendime etmişken bir ömür boyu
Sağ olun hocam.
Hayal dünyamın ürünü yazdıklarımın çoğu ve gerçek addedilen aslında gerçekler değil mi yalanın uzantısı?
Kaybolmamak adına tüm uğraşım keybettiklerimin ardından.
Merhaba Gülümm...Valla bir an korktum ha ,ne oldu acaba dedim.O çok güzel duyguları güzel yüreği nereye ? Ama biliyorum Gülüm asla o duygulu kalbi değişmez...sevgiler sana Gülümm,iyi akşamlar.
Gülüm Çamlısoy
Belki değişmesi gereken çok şey ve çok insan var ama...
Sadece yazının akışında nüktedan bir dil sunmak istedim.
Benden memnun olmayan çok insan olsa da benim güzel dostlarım ve sevdiğim insandan ayrı düşmek olası mı canım benim?
Hayata karşı kayıtsız kalamıyor insan gel gör ki bir şey de gelmiyor elinden.
Sadece dua etmek ve sevmek ve umutları saklı tutmak.
Asla o kalbimi asla değişmeyecek.
Saf addedilsem de örselensem de kimse beni sevmekten ve hayal kurmaktan alıkoyamaz.
Nasıl mutlu ettin güzel varlığınla canım Günay zaten hayat yeteri kadar sıkıcı ve sıkıntı yüklüyor insana.
İyi akşamlar güzel yürekli arkadaşım benim.
Çok sağ ol canım.
Ben seni çok sevdiğimi söylemiş miydim?
Evet, seni çok seviyorum: o pırıl pırıl yüreğinde bana da yer açtığın için şükrediyorum Rabbime senin gibi eşsiz bir dost kazandığım için.
Yüreğine selam selam olsun canım Günay...
Tüm sevgimle.
Off çok kızdırmışlar seni canım..
Ama iyiler istese de kötü olamazlar, tabi bunu en iyi bilenlerdensin sen de..
Hiç tanımadığımız, bilmediğimiz birinin acısı bile sızı olup düşüyorsa yüreklere..
Şükür!
İyiler hâlâ var..
Sevgiler canım..
Gülüm Çamlısoy
Belki o, bile değil.
Hiçliğimi savunduğum her gün çünkü varlığıma ihanet etmemek adına insanlara duyduğum saygı ve sevgiyi de kollarken...
Bağdaş kurduğum aslında tam da merkezi inancın bu sayede aşabilidiğim çok şey ve daha da nicesi.
Ve savunduğum kadar da zararsız olmak en azından tüm zararı sadece kendime verirken ek olarak dış etmenleri de eklediğimde...
İşte: çıkış noktam daha doğrusu doğruyu ve çıkışı aradığım.
Çok teşekkür ediyorum çok hem deç
Sevgilerimle gönül dolusu güzel yüreğine.
Aman Allah'ım bu ne müthiş bir ironi.
Öyle olmalı...Öyle olmalı...
Yoksa ben kendimden bile korkar hale geleceğim.
Karanlık; ışığı kıstığımız kadar ortaya çıkandır. Kimseye bu ışığı kısmasına izin vermemeliyiz, diye düşünüyorum.
Yüreğiniz hep aydınlık olsun efendim.
Selam ve saygılarımla.
Gülüm Çamlısoy
Gelin görün ki; tutarsızlık had safhada ve aynı kalsam bile bu kez suç teşkil ediyor koruduğum onca değer.
Kim ne istiyorsa saygımla sunuyorum ve kim ne diliyorsa eşlik ediyorum.
Pörsüyen bir duygu cumhuriyeti oysaki ben doğanın kırlangıç kanatlarında bir benek kadar küçük ve zararsızım lakin gördüğüm zarar ve aldığım darbelerin haddi hesabı yok.
Bu, bir ironi çünkü ben Rabbime gönülden sevdalıyım.
Asla da değişmeye niyetim yok.
Çok teşekkürler değerli yazarım.
Hayırlı akşamlar.
Selam ve saygılarımla ve elbette en iyi dileklerimle...