İntihar Şairleri
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Şiirinin soluğu tükenirse şair ölür/ mü ?
" Edebiyat, felsefe ve şiirle uğraşan yazarlarının ölüm ve intiharları üzerine, amerikalı bilim adamı dr. james kaufman tarafından kapsamlı bir araştırma yapılmıştır.
söz konusu araştırmada muhtelif zamanlarda yaşamına son veren veya doğal yollarla ölen 1987 yazarın hayatı incelenmiş ve şu sonuca varılmıştır:
* şairler, edebiyatın diğer dallarıyla ilgilenenlerden daha erken ölümle tanışır.
şairlerin diğer edebi türlerle ilgilenen insanlardan daha çok dirençsiz olmasının nedeni ise:
dr. kaufman journal of death studies dergisinde yayınlanan araştırmasında, şairlerin ruh hastalıklarına yatkınlığında en temel sorunları “normal bir insandan daha fazla düşünme, yalnızlık hissini çok daha şiddetli yaşama, zirveye erken yaşta çıkma, içlerine kapanma ve sosyal hayatla olan bağlarının şiirle gitgide zayıflaması olarak sıralamıştır.
* şairlerin yaşamla bağlarını erken koparmaları "onların iç dünyalarında olup biten sancıları şiirle atlatmaya çalışmalarına ve bu duygular şiirin onaramayacağı bir dereceye eriştiğinde düştükleri ruhsal bunalımla kendilerini imha etmeyi son çare olarak görmeleriyle" açıklamıştır.
* şairliğin akıl hastalıkları ve depresyonla ilişkili olduğu düşüncesinin çok abartılan romantik bir adet olduğunu savunan karşı bir cephe olsa da; kaufman “şiirin kendine zarar vermeye yatkın insanlar için daha cazip bir uğraş olduğunu araştırmasında bilimsel olarak ortaya koymuştur. dr. kaufman ayrıca, ‘kendi kendini imha’ konusunda, kadınların erkeklere göre daha aceleci davrandığını, kadınların ruhsal sorunlarla baş etme olasılığının erkeklere göre çok daha düşük olduğunu ve bu durumu, yirmi dokuz yaşında yaşamına son vermiş bir kadın şairin, sylvia plath’ın adıyla anıp, ‘sylvia plath etkisi’ olarak adlandırmıştır.
sylvia plath teorisin en temel özelliği ise “özgün üretimle deliliğin bağdaştırılmasıdır”.
teori özetle özgün üretim yapabilmek için insanın içsel duygularını normal insanlardan çok derin hissetmesi gerektiğini, bu derinliğin boyutlarının kontrolden çıkmasının şairi intihara kadar götürebileceği temeline dayanır." (Ekşi Sözlükten alıntı)
Bu tez ne derece gerçeği yansıtır bilmiyorum ancak Nilgün Marmara’nın onun hayatının üzerine incelemeler yaptığı Slyvia Plath’ın kaderi onun da kaderi oldu. “Slyvia Plath’ın şairliğinin intiharı bağlamında analizi” konulu tezi, onu giderek içine çekti.Tez bitiminde bambaşka birine dönüşmüştü Nilgün Marmara
Slyvia’nın hayatı, Slyvia’nın düşünceleri, onun sorgulamadan kabullendikleri; her şey Nilgün’de özel bir yer etmişti. Şiirlerinden çeviriler yaptı. Bir yandan da “yaşama karşı ölüm” temalı şiirler yazmaya başlamıştı; her bir kelimesi buram buram intihar kokuyordu. Yazgısının Slyvia ile ortak olduğuna inanıyordu. Aralık 86’da yazdığı şiirine, “Ben babamın yuvarladığı çığın altında kaldım…” diye başladı.
Bir süreliğine kocasının işi nedeniyle Libya’ya taşındılar. Ülkenin baskıcı yaklaşımı, Nilgün’ün hiç sebepsiz yere bile boğulan ruhunu daha da boğmaya başlamıştı. Hemen Türkiye’ye döndüler.
Ama çok geçti; Nilgün geri dönüşü olmadığını hissettiği o yola girmişti. Psikolojisi günden güne kötüleşti. Psikiyatr yollarını aşındırmaya başladı. Teşhisi manik depresyondu. Hepsinin de önerisi ortak oldu; okuma yazmaya ara vermeliydi. Bir de kullanması gereken ilaçlar vardı.
Ne ilaçları kullandı, ne okumaktan, yazmaktan vazgeçti. Sadece daha da yalnızlaştı. Şimdi yeni arkadaşı alkoldü; ona sığındıkça, daha da yalnızlığa gömdü ruhunu.
Nilgün. 13 Ekim 1987’de, henüz 29 yaşındayken, kendini altıncı kattaki evlerinden aşağı bıraktı. Bir çığlık bile atmamıştı…
Teze uygunluğu açısından yazıya Nilgün Marmara’yı konuk ettim.(Ayrıca ölümü beni çok etkileyenlerin başında gelir.) Ancak bir tek Nilgün değildi edebiyatımızdaki "intihar şairleri" Aşağıya isimlerini aldığım şairlerini konu alan bir kitap hazırlanmış. Kitabın açıklaması şöyle:Türk şiirinde ölüm ve intiharın kapladığı alana farklı perspektiflerden bakmak isteyenler için önemli bir kaynak sunuyoruz. Bu çalışmada Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde intihar etmiş otuz bir şairin şiirleri ve onlar hakkında kaleme alınmış metinler yer alıyor. Kitabı değerli kılan, metinleri yazanların intihar eden şairlerin yakın dostları olması, tanıklıklara dayanması.
****
MARMARA
yazılmış olduğundan mı alnına bilinmez
doğdu doğalı
hicazdan bûseler konardı dudağına
kanardı, durmadan kanardı
kendini bildi bileli
varı yoğu, aklında oydu
daktilonun tuşlarında onu vurdu
gözleri ona kuruldu
bakar kör iken yeşiline, ön bahçelerinin
arka bahçelerinin, ölü dokusunu soludu
gözlerini açtığında, hep yalnızlığını buldu
yanıbaşındaydı, hep yanıbaşında oldu
varoluş sevinci
çürüdü / yandı, dirisindeki âb-ı hayat suyunda
kendi "hâkim" oldu hükmüne
kırdı kalemi
tuşa getirdi yaşamı, vurdu yere
kırıldı sarnıcı
ölüm aktı boşluğa buz gibi
öptü har dudaklarını
cansızlığa kendi verdi kararı
meyil vermeseydi bu kadar ölüme
coşardı şiirler, Marmara’nın suyu az gelirdi Nilgün’e
13 Ekim 1987 tarihi yazılldı sonsuzluğa gidişine...
29 Haziran 2009(defterde kayıtlı)
Hâdiye Kaptan
İNTİHAR ŞAİRLERİ
Sadullah Paşa . İlhan Şevket . Rabia Bayraktar . Metin Akbaş . Can İren . Yetik Ozan . Kaya Çanca . İlhami Çiçek . Soysal Ekinci . Nilgün Marmara . Orhan Talat Şalcıoğlu . Nazir Akalın . Hüseyin Alacatlı . Kenan özcan . Kemal Taştekin . Kaan İnce . Zafer Ekin Karabay . Özge Dirik . Can Tanyeli . Onursal Yakupoğlu . Emir Çelebi . Beşir Fuad . Şakir Efendi . Tokadîzâde Şekip . Mehmet Galip Efendi . Ömer İhyaüddin Efendi . Tevfik Nevzad . Halil Nihat Boztepe . Osman Fahri . Ziya Gökalp . Güngör Rona.
Henüz kitabı okumadım ancak bu isimlerin tek tek hayat hikâyelerini ve şiirleri inceledim. Kitap bir nebze olsun bizlere artı bilgi verir mi bilmiyorum ama onların aziz hâtırâsı adına okunması gerektiğine inanıyorum.
***
"Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi
Müşkil budur ki ölmeden evvel ölür kişi" demiş Yahya Kemal Beyatlı. "Her insan bir karakutudur" demiştim bir şiirimde. Dileğim ve dualarım "şairler ölmesin" dir.
Sevgiyle kalın
YORUMLAR
Zeki, duygusal ve kırılgan olmanın ağır yükü.
Günümüzde daha kolay tedavi edilebiliyor saplantılı intihar duygusu. Geçmişte çok ilkel yöntemler kullanılmış.
Farklı bir konuyu güzel bir şekilde ifade etmişsiniz. Teşekkürler emeğinize. Sevgilerle
sahaf
Teşekkürler ederim arkadaşım ayırdığınız zamana.
Sevgiler selamlar ile.
Ölmek yeni bir şey değildir bu dünyada
Ama yaşamak da yeni bir şey olmasa gerek, diyen Yesenin bu şiirin tamamını bileklerini kesip akıttığı kanıyla yazmış otel odası duvarına. Bundan çok etkilenmiştim okuduğumda.
İnsanın kendi hayatına son vermesi için aklına hükmedecek bir cesarete sahip olması gerek diye düşünüyorum ben. Yaşamak için ise bu cesarete hükmedecek bir aşka ihtiyacımız var, yaşamak aşkına.
Zaman zaman benim de merak edip araştırdığım bir konuyu aktarmışsınız bizlere. İlgiyle okudum. Çok teşekkürler.
Tebrik ediyorum, sevgi ve selamla.
sahaf
Ve Nilgün Marmara'nın kendisinden etkilenip hakkında tez yazdığı Sylvia Plath' da intihar girişimini övünçle anlatmıştır: Gene yaptım, gene yaptım işte On yılda bir kere Beceririm bunu ben! Ben de onlardandım, tek tip kadın işte İlk seferinde on yaşındaydım. Kazaydı. İkinci seferinde istedim Bitirip gitmeyi ve hiç dönmemeyi. Üstüme kapaklandım. Ben de teşekkürler ederim ayırdığınız zamana. Sevgiler,selâmlar ile.
İki üç gündür siteye bir girebiliyoruz, bir giremiyoruz... Girersek yorum yapamıyoruz, yaparsak gönderemiyoruz...
Başlık çok ilgimi çekti ama bir türlü sayfanızı açamadım... İlk önce değindiği konu ve konuyu işleme hakimiyetinizle yazınız hak ettiği yerde... İçtenlikle kutlarım...
Yapılan araştırmalar zeki insanların sosyal uyum sorunu yaşadığında intihar etme sayısının daha yüksek olduğunu belirtiyor... Buna tabii ki tırnk içinde 'ruhsal sorunları' eklememiz gerekir... Çok zeki olup da bilim, ilim, sanat ve sporda hem kendini kanıtlayan hem de insanlığa hizmet eden isimlere de haksızlık olmasın...
Nilgün Marmara üzerine çok yazı okudum... Bu genç yaşında bu kadar iz bırakktığına göre yaşasaydı Türk edebiyatına çok değerli nice eserler kazandıracaktı kim bilir...
Yahya Kemal'in beyitinde 'yaşarken ölmek' vurgusu çok etkiliydi bence... Hele öldükten sonra da yaşayanları okuyunca....
Emeğinize sağlık Hadiye Hanım... Bir kez daha kutlarım...
Sevgilerimle...
sahaf
evet sitede birkaç gündür sorun var ben de aynı şekilde okumak istediklerimi okuyamadım.
İntihar şairlerinin birçoğunun hayatını şiirlerini okudum sitelerden. Nilgün Marmara'nın kitabı da var elimde. Kapalı şiirler olmasına rağmen ruhsal durumu yüzeye çıkabiliyor. Çok yaratıcı sözleri var. Çok yazık olmuş elbette ki yaşasaydı daha ne çok şiirler yazabilirdi.
Ben bu konuya ve kitaba dikkat çekmek için yazdım bu yazıyı. Yoksa güne gelmesi önemli değil, önemli olan okunmasıydı benim için. Zaman ayırdığınız ve ilginiz için teşekkürler ederim.
Sevgiler, selamlar gönderdim
Sitenin sorunlarından girip bakamamıştım..
Ancak Hadiye Hanım...
Affola...
Galiba yaşam daha da değersizleşti...
İnsan zaten "az bulunur" oldu.. Az ileri gitsem alınan bir sürü kişi çıkar...Ben bile döner kendime kızabilirim!
O nedenle kısa keseceğim...
"İntihar gereksiz..."
Ecelimizle ölme şansımız giderek azalıyor!
Ya trafik, ya "kör kurşun", ya gökten payımıza düşen bir gök cismi...
Olmadı, kahrımızdan ölürüz!
Şiirle uğraşanlar da farklılaştı bence..
"İş olsun" diye birçoğumuz... Kendimizi vererek değil...
Olanlar da var ve "narin..."
Potansiyel tehdit yani...
Örnekler, çaba ve değerli yazı için tebrikler, teşekkürler Hadiye Hanım.
sahaf
Çok doğru sıralamışsınız sanırım kahır birinci sıraya yükselir şıklar içinde. Bugün yaşadığım sinir harbi yetti de arttı. Sitede yazılanlara, yazanlara bir hâl çaresi gerek artık. İnsan bu kadar mı sığ olur ve de cahil cüreti ile yazmaktan çekinmediği gibi size de hakaretlerini sıralar. Akıl alır gibi değil manzaralar.
Neyse , intihar zaten başlı başına incelenmesi gereken bir olgu ama yazarların bu sayıca çokluğu üzücü ve vahim bir durum. Antropologların incelemesi gereken bir konu diye düşünüyorum.
Ben teşekkür ederim ayırdığınız zamana.
ZEYBEK HOCA
Sizi tanıdığımdan beri takip etmeye çalışırım..
"Farkınızı" bildiğimden...
Antoloji bu nedenle düştü gözden!
"Üye olsun da çamurdan olsun!" mantığı nedeniyle..
Orada da tacizler, sapıklar, düzeysizler arttı, sahte üyelikler patladı, biz de buraya geldik..
Gelirken peşimizden sürükledik aynı seviyesizleri bilmiyorum..
Bu nedenle "kalıcı değilim" diye arada yazıyorum.. Bardağı taşıracak "bir damla" bir gün!
Yetişmiş insan değerli..
Yazan, akıl yürüten...
Onların yaşayabileceği ortamı hazırlamak görevi, yönetenlerin, "devletin..."
Dilerim farkına varır, birileri..
Huzurlu haftalar Hadiye Hanım.
Saygımla...
Beni de çok etkiledi bu konu güzel bir yazı anlamlı umarım kimse bu hale gelmez yüreğine sağlık sevgiler...
sahaf
Teşekkürler arkadaşım.
Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi
Müşkil budur ki ölmeden evvel ölür kişi" demiş Yahya Kemal
sayfalarca yazı yazılabilir ama yaşarken öldürülen ruha dair ifade...
,zaten bu dünya kirlenmemiş ve hiiseden daha doğrusu sürüye dahil olmayan her ruh için cehennem değil midir?
Kitabı merak ettim ki İlhami Çiçek'i okumaya yeni başlamıştım ama önce hayatını incelemek lazım ki Satrancı anlayabileyim.
sağlıkla kalın
sahaf
Teşekkürler ayırdığınız zamana.
Sağlıcakla
Ne diyebilirim,Allah yar ve yardımcımız olsun kardeşim,selamlarımla.
sahaf
Teşekkürler ayırdığınız zamana.
Selamlar ile
Sağlıcakla
Ben yaşamın kutsal bir armağan olduğunu düşünenlerdenim.
İntihara eğilim psikolojik bir durum ve zaten tanısı da konulmuş Nilgün Marmara için.
Şairlerin çok hassas bir ruha sahip oldukları şüphe götürmez lakin bunun herkeste aynı yalnızlık duygusunu vereceğini sanmıyorum.
İntihar eden şairlerin isimlerine baktığımda genelinin erkek olduğunu gördüm.
Üzücü bir durum gerçekten. Ve bunun psikolojik boyutları daha da vahim..
Sevgilerimle
sahaf
Genç ve verimli insanların göçüşü çok üzücü.
Teşekkürler ediyorum ayırdığınız zamana.
Sevgiyle
Sağlıcakla kalın