- 424 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BAHAEDDİN KARAKOÇUN ARDINDAN
BAHAEDDİN KARAKOÇUN ARDINDAN
Ahmet AYAZ
Türk şiirinin “Beyaz Kartalı” Bahaeddin Karakoç’un ardından yazı yazmakta bana nasip oldu. Karakoçların mekanları cennet olsun. 18.10.2018 perşembe günü doğum yeri olan Kahramanmaraş’ta toprağa verildi. Karakoçlar aile dostlarım denecek kadar bana yakınlardı. 30 Ağustos 2007 tarihinde Vakit Gazetesinde benim ile ilgili Rahmetli Abbdurrahim Karakoçun bir yazısının haberini alınca, basbayağı bir şaşkına döndüm ve heyecanlandım. Çünkü Abdurrahim Karakoçun Vakit Gazetesinde Ahmet Ayazdan söz edeceğini hiç beklemezdim. Çünkü, ben kimim? Abdurrahim Karakoç kim? Daha öncede 2006 yılında İhsan Işık Hocamın yayımlamış olduğu 10 ciltlik “Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçıları ve Kültür Adamları Ansiklopedisi”ne Rahmetli Ertuğrul Karakoç’un kaleminden girmiştim. Abdurrahim Karakoç’a teşekkür için telefon açtığımda, Ahmet Bey teşekküre gerek yoktur, ben seni yazmaya çok geç kaldım, suçluyum demişti. Büyüklüğe bakın. 16.10.2018 Günü de Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından Abdurrahim Karakoç’u anma programı düzenlendi. Ben Başkanımız ve eski bakanımız Fatma Şahine teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. Kültür sanat ve edebiyatçılar adına.
Kumru Dergisinin imtiyaz sahibi Av. Abdulhadi Bay ve Kumru Dergisi ekibinde bulunan arkadaşlarla Bahaeddin Karakoç’u evinde ziyaret ettiğimizde ki, roportajında “Her elime kalemi aldığımda Ya Rabbim beni yazdıklarımla yargılama, beni yazdıklarımdan utandırma derim” dediği, kulağımda bir küpe gibi kaldı. Ben de her elime kalemi aldığımda ustanın bu sözünü hatırlarım ve ona göre hareket ederim. Bahaeddin Karakoç’un bu roportajı Kumru Dergisi yıl 2012 Sayı 11 Sayfa 12 de , yayımlandı ve sözü edilen sayıya kapak yapıldı. Derginin bütün sayıları da kitaplığımda ciltli olarak saklıdır. Karakoçlar ile ilgili sohbet yazımı biraz uzattım gibi geliyor. Mekanı cennet olsun derken, birazda Bahaeddin Karakoçun öz geçmişinden söz edelim diyorum. Karakoçlar hakkında bir çok yazılarımı edebiyat defterinde okumanız mümkündür.
Soyca şair bir ailenin ilk erkek çocuğu olan Bahattin Karakoç, Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi doğumludur. Baba ve anne tarafları oldukça varlıklı ve hoca takımından olduğu için gözlerini dünyaya açtığında oyuncaklarla değil kitaplarla karşılaşmıştır. İlk öğrenimini sonradan Ekinözü adıyla ilçe olan Celâ köyünde, orta öğrenimini ise Adana-Düziçi ve Ankara-Hasanoğlan Köy Enstitülerinde tamamladı. İlkokul 3.sınıfa giderken bir haftada eski yazıyı öğrendi ve bir ayda da Kuran-ı Kerimi aktardı. Ölünceye kadar yakasını bırakmayacak olan şiirin rüzgârına da aynı zaman diliminde yakalandı. 29 Ağustos 1944 tarihinde memurluğa atandı. Kahramanmaraş’taki sağlık kuruluşlarında 32 yıl 8 ay sağlık memuru olarak çalıştıktan sonra kendi isteğiyle emekli oldu.
Askerliğini yedek subay olarak İstanbul’da 3.Bağımsız Korugan Taburunda yaptı. 4’ü kız,5’i erkek olmak üzere 9 çocuk babasıdır. İlk şiiri 1942 yılında “Yurt Gazetesi”nde yayınlandı ve böylece 63 yıllık sanat macerası başladı. 1960’lara kadar yazıp çeşitli dergilerde yayınlattığı şiirlerinin hiç birini kitaplarına almadı. Esas sanat dönemi 1973’de yayınlanan Seyran kitabıyla başlar ve üslûbu netleşir. 1962’de Akşam Gazetesiyle Türk Kadınlar Birliği’nin ortaklaşa düzenledikleri Türkiye çapındaki bir edebiyat yarışmasında hikâye dalında “İsa ile İshak” adlı hikâyesiyle ikincilik ödülü aldı.
1983 yılında KASD (Kayseri Sanatçılar Derneği) tarafından yılın şairi seçildi. 1986 yılında “Bir Çift Beyaz Kartal” adlı kitabıyla şiir dalında Türkiye Yazarlar Birliği ödülünü aldı. 1986 yılında çıkarmaya başlayıp 37 sayı çıkardıktan sonra ekonomik sebeplerden dolayı kapatmak zorunda kaldığı “Dolunay Sanat ve Edebiyat Dergisi” ve ülkenin dört bir yanında kendisini ispatlamış şairlerin katılımıyla 16 yıldır aralıksız gerçekleştirilen “Geleneksel Dolunay Şiir Şölenleri”yle şiiri ayağa kaldırmaya soyundu ve vermek istediği mesaj Türkiye genelinde yayıldı. Kurmuş olduğu Dolunay Yayınları ile de yazarlık ve şairlik damarı olan gençleri edebiyat dünyasına kazandırmayı amaçladı.
1989 yılında Kültür Bakanlığı’nın tercihi ile Türkiye’yi temsilen Strugua Uluslar Arası Şiir Akşamları Festivali’ne katıldı ve burada bir de tebliği sundu. 1991 yılında Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen münacaat yarışmasında “Beyaz Dilekçe” isimli şiiriyle birincilik kazandı. 1993’de Türkçenin Uluslararası 2.Şiir Şöleni”için gittiği Kazakistan Başkalası Almaatı’da “Büyük Abay Ödülü”yle ödüllendirildi. Ayrıca “Uzunağaç Kolhozu”nda kendisine at hediye edildi ve Çapan giydirildi.
1997’de Malatya Büyükşehir Belediyesinin açmış olduğu Malatya konulu şiir yarışmasında birincilik ödülü aldı. 1998’de iki aylık “Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi Seviye” (Mart-Nisan 1998) 6.sayısını “Yaşayan Türk Şiirinin Dede Korkutu Bahattin Karakoç” üst başlığı ile; 2003’de “Mefkûre” Dergisi 11.sayısını “Türk Şiirinin Yaşayan Aksakalı” üst başlığı ile Bahattin Karakoç özel sayıları olarak çıkardı. Aylık fikir ve sanat dergisi Türk Edebiyatı ise Temmuz 2003 tarihli 357.sayısında kapağına şairin fotoğrafını koyarak ”Şiirimizin Yüz Akı Bahattin Karakoç” spotuyla açtığı dosyada ona geniş sayfalar ayırmıştır.
2003’de Türkiye Yazarlar Birliği 25.yıl faaliyetleri yaşayan yazarlara saygı kapsamında "Şehrin Kapılarındaki Şair Bahattin Karakoç ve Türk Şiirinin Çeyrek Asrı” 2 gün süren (17 Mayıs 2003-18.Mayıs 2003) bir program gerçekleştirdi.
Çeşitli üniversitelerde şair ve sanatıyla ilgili çok sayıda bitirme ve yüksek lisans tezleri yapıldı. Onlarca şiiri yabancı dillere de çevrilmiştir. 2004’de sponsorluğunu başından beri Tarsus Belediyesinin yaptığı “Karacaoğlan Şelâle Şiir Akşamları” etkinlikleri içerisinde her yıl bir şaire verilen “Karacaoğlan Onur Ödülü”nü aldı.
Şiir, hikâye ve yazıları Hisar, Varlık Yıllığı, Türk Edebiyatı, Dolunay, Doğuş Edebiyat, Milli Kültür, Kültür ve Sanat gibi yüzlerce sanat edebiyat dergilerinde yayınlandı. Önceleri halk şiirine daha yakın olan şiir anlayışını son dönemlerinde modern tarzla birleştirip kendine özgü yeni bir çizgi ortaya koymayı başardı.
Birebir yaşadıklarını yazan yazarken de yeniden yaşayan Bahattin Karakoç, gölgesi, çiçeği, meyvesi ve kendine özgü bir aroması olan şairlerdendir. Şiirde biçimi bir enstrümana benzetir, bunu da sesin belirleyeceğine özellikle vurgu yapar. ”Yarar yönünden ister meyve versin, ister gölge, ister yaş olsun ister kuru, ister bir tenhada dikili dursun ister bir eşya olarak evimizin bir yerinde otursun, ağaç hep aynı ağaçtır, muhakkak bir yerde ihtiyacımızı karşılar. Sağlam bir etik, ilkeli bir estetik ve helâl ölçekli bir yarar sarmalında şiir de tıpkı bir ağaç gibidir; sanatı besleyen bu üç ana arterdir.”diyen Karakoç bir yerde şiiri tanımlarken de “kalbin bir zikir aracı olan şiir, trajik bir iç yangını, aşkın sıcak kanatları altında doğan bir kutsanmış sözler armonisi ve dört kelimeyle özetleyecek olursak evrensel bir dua biçimidir.” der ve bu tanımlamanın sınırlarını daha da genişleterek "Mutlak Gerçeğe, Mutlak Güzele Yönelmenin dillenişi ve Kalbin Dirilişidir” hükmüyle noktalar.
Bahattin Karakoç’un sanatı hakkında Prof. Dr. Sadık Kemal Tural “Bahattin Karakoç kırk yıllık şiir maceramızın dünyasında kendi şiir tekkesinin şeyhi olanlardan. Üslubu, hassasiyeti ve form kullanmasıyla adeta bir şiir şeyhi “derken”, Prof.Dr.Ahmet Bican Ercilasun, ”Karakoç şiir altın arayıcısıdır ve fakat yalnız altın arayıcısı değil, o bir dil kuyumcusudur da. Ay’ı, güneşi dağı, düzü, geceyi, gündüzü bir mücevher halinde bize sunar ve müthiş bir söz virtüözüdür. Kelimeyle şiirle bizi büyüler ve kendinide bizi de uçsuz bucaksız hayal alemlerinde uçurur” demektedir. Velûttur.” Mola yok, yola revân” diyor ve hâlâ sımsıcak şiirler yazıyorken, 18.10.2018 günü ebedi mekanına ulaştı.
Eserleri
Mevsimler ve Ötesi (1962) Seyran (1973) Sevgi Turnaları (1975) Ay Şafağı Çok Çiçek (1983)
Kar Sesi (1983) Zaman Bir Beyaz Türküdür (1984) İlkyazda (1984) Bir Çift Beyaz Kartal (1986)
Menzil (1991) Uzaklara Türkü (1991) Güneşe Uçmak İstiyorum (1993)
Şiir Burcunda Çocuk (Antoloji- H. Özbay ve M. Tatçı ile beraber–1993) Beyaz Dilekçe (1995)
Güneşten Öte (1995) Dolunay Şiir Güldestesi (1996) Leyl ü Nehar Aşk (1997) Aşk Mektupları (1999)
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman Ay Işığında Serenatlar (2001) Sürgün Vezirin Aşk Neşideleri (2004)
Ben Senin Yusuf’un Olmuşum (2006) Barış Çağrısı Şiirleri-Dünya Barışına Çağrı Grubu-Meneviş Yayınları (2009)