- 625 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
İNSANOĞLU NE B.K YİYECEĞİNİ ŞAŞIRDI
Yaş altmış beşe bir iki ay kaldı ( 25 Şubat ) yani Dante gibi ortasında değil artık sonlarındayız ömrün. Öyle olunca da un, tuz ve özellikle de şekerden uzak durmam lazım. Oysa gelin görün ki hamur işi olsun da ne olursa olsun acayip severim ve de yerim. Benim yemeklere attığım tuzu mesela gelinim ve büyük oğlum kullansa anında komalık olurlar. Fakat üç beyaz içinde şekerin bende ayrı ve özel bir yeri vardır.İşte o sebeple de sık sık her yerde ’’ Tatlı olsun da ne olursa olsun yerim’’ Diye hava atarım, akranım olan vatandaşlar ’’Ay ben almayım şekerim yükselir ’’ derken onların gözü önünde baklavaları, börekleri, pastaları, tatlı- tuzlu kurabiyeleri mideye indirerek gıcık ederim herkesi. Ne şekerim fırlar, ne tansiyonum yükselir Allah’a çok şükür.
Peki tatlı türleri arasında favorileriniz nelerdir diye soracak olursanız?
Kaymaklı ekmek kadayıfı, Antep fıstıklı baklava ve her türlüsünden yaş pasta başta gelir. Evet ben tam anlamıyla bir yaş pasta delisiyimdir. Meyveli veya meyvesiz her türlü pastayı tam bir terminatöre dönüşerek mideye indiririm.
Mesela bana seksen yaşında ve tamamen buruşmuş vaziyette bir nine ’’ Beni alırsan sana bol bol yaş pasta yaparım ’’ Desin anında kolundan tuttuğum gibi nikah dairesinde alırız soluğu. O derece yani. Yaş pasta için ruhumu bile verebilirim.
Ammavelakin...
Ammavelakin birileri sanki beni pastadan soğutmak, tüm ilgi ve alakamı kestirmek için özel pastalar yapmaya başladı son günlerde. İsterseniz önce yerli ve milli olanlardan başlayıp sonra dış güçlerin bu konudaki menfur emellerine geçelim.
1. Resimde gördüğünüz gibi bazı abiler Peygamberimizin Kutlu doğumunu kutluyorlar. Nasıl kutluyorlar peki? ’’ Doğum günlerinde pasta kesmek gavur adetidir. Bid’attır ’’ dedikleri halde pasta keserek kutluyorlar. Pasta ise Kabe şeklinde yapılmış. Ebrehe’nin yıkamadığı Kabe’yi bizim Müslüman kardeşler pasta şekline sokup keserek mideye indiriyorlar. Haydi buyur şimdi ye bu pastayı.
2. Resimde ise yine aynı tip abilerimiz Yüce Rabbimizin ’’Şüphesiz onu biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.’’ diye tanıttığı Kur’anı pasta yapmışlar ve kesiyorlar. Hâşâ ’’ haydi gel de koru. Biz onu kesip yiyeceğiz. Yediklerimizin vücudumuzdan ne şekilde çıktığı da malumdur.’’ Der gibi.
3. Resimde bir ablamız 15 Temmuz Şehidi Ömer Halisdemir’i pasta yapmış. Vatan hainlerinin otuz kurşunla şehit ettikleri yetmiyormuş gibi ’’ Buyurun siz de yiyin Ömer Halisdemir’i’’ der gibi.
Evet, yerli ve milli olanlar elbette bu kadar değil ama biz biraz da dış güçlerin menfur pastalarına bakalım.
4. Resim:Aslında eski eşime göstermeli bu pastayı. Anında öteki alemi boylar gördüğü anda...Böyle bir pata nasıl yenir ki? Yok yani canım pastayı bu hale sokmanın anlamı ve amacı ne?
5.Resim : Tamam, ahtapot yenen bir şey ama karşınıza bu şekilde çıkarsa ve dahi bu aslında bir pasta ise nasıl yersiniz? Hangi mide kaldırır böyle bir şeyi - pasta olsa dahi - yemeyi?
6. Resim : Trinny adında bir hatun, anne - babasına hamile olduğunu bir pasta yaptırarak anlatmaya çalışıyor. Pastanın üzerine kendisinin doğum yaparkenki durumunu işletmiş, yine pasta üzerindeki kedi ’’ Ikın Trinny ıkın ’’ Diyor. Trinny’nin anna-babası belki yer ama ben bunu da yiyebileceğimi sanmıyorum.
7. Resim:
Anlatmaya gerek var mı?
Resmen işin b.kunu çıkarmışlar.
Yiyebilene afiyet olsun. Benim midem kalktı. İnsanı pasta yemekten de soğutuyorlar yahu.
Yani haksız mıyım şimdi ’’ İnsanoğlu ne b.k yiyeceğini şaşırdı ’’ derken?
YORUMLAR
Değerli hocam, her millet/devlet kendi gerizekalılarının oranı ile başına hangi işleri açabileceklerini bilir...
Bu nedenle kendi eğitim sistemini öyle düzenler, kurumlaştırır ve bir kültüre dönüştürür ki, o milletin bireylerine değerler sistemini özümsetirken vasatını yükseltir ve sonunda değerler sistemi hassasiyeti oluşturur...
Biz bunda çok geç kaldık, hâlâ da kendi sistemimizi dünya gerçeklerini algılamaya dönük standartına kavuşturamadık...
O nedenle bizim vasatımız kolayca mankurtlaşmaya hâlâ çok müsaittir...
Kabenin, Kur'an'ın ve milletin/devletin bekası söz konusu olduğunda gözünü kırpmayan kahramanın pastasını yapıp dilimleyenlerin varlığına şaşmamak gerek...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
2002 yılında okullarımıza bir sistem geldi : Toplam kalite yönetimi...
Bu sistemi ABD çıkarmış, sonra Japonyaya satmış, Japonlar kısa sürede uyanıp atmışlar. Biz ise Japonya'dan gelen müthiş bir eğitim sistemi diye dört elle sarıldık. Halen devam ediyor mu bilmiyorum. Bu sistemin özü kalın dosyalar hazırlamak ama hiç bir halt yapmamaktı.
Selam ve saygılar.
Allah akıl fikir versin. Maskara bunların hepsi yaptıkları da din kisvesi altında soytarılıktan başka bir şey değil. Televizyonlarda bu kadar soytarı din taciri paragöz hoca varken, bir de bunlar çıkınca ortaya insanın ''Allah bizi bunlardan bu tip insanlardan korusun.'' diye dua edesi geliyor. Manidar bir yazıydı yine...
sami biberoğulları
Misk kedisinin gübresini güzel kokuyor diye, kahve diye içerler, çokta pahlıya satarlar.. İblisin oyununa gelen neler yapmaz. İslama ters ne varsa yaparlar, yaptırırlar zevk almasalar da inadına yaparlar. Cahillerimiz de gavurlar ne yaparsa doğru yapar zihniyetinden kurulamadı.. İblisin piyonları sıkıştılar mı bir birlerini de yerler... Ah şu cehaletten kurtula bilsek..O da doğruları.. okumakla oluyor. Bizim insanlarımızda okumak yerine seyir etmeyi (İzlemeyi), hazır lokmaları seviyor..Zehirleniyoruz, zehirliyoruz üstüne üstük para bile veriyoruz. Okurlarınız, ömrünüz, yazılarımız bereketli olsun İnşa Allah.
sami biberoğulları
sami biberoğulları
İnsan oğlunun yapamayacağı hiç bir kötülük yok maalesef. Hiç bir şey için '' Yok bunu yapamaz '' Diyemiyoruz artık.
Selam ve sevgiler.
Çok haklısınız hocam. Malesef şaşkınlık içindeyiz.
Eskiden doğum günü pastaları evlerde düdüklüde yapılırdı. Belki ilkel bir yöntemdi ama içinde ne olduğu belli olur, şekli de pasta gibi olurdu.
İnsan eğosunu tatmininde sınır yok.
Saygılarımla efendim.
sami biberoğulları
Ama dediğiniz gibi pastaya benziyordu hiç olmazsa değil mi? Şimdi de çok güzeller var ama güzeller yanında böyle iğrençleri de var.
Selam ve sevgilerimle.
'Hz. Ömer der ki: “Câhiliye Dönemi’nde yaptığımız iki iş vardı ki onları hatırladıkça birine ağlarım diğerine ise gülerim. Beni ağlatan o acı hatıra şudur: Bizler Câhiliye Dönemi’nde kız çocuklarını bir utanç sebebi sayardık. Onlardan kurtulmak için her yolu denerdik. Birinin kızı olduğu zaman o, insanların içine çıkamazdı. Çünkü onunla alay ederlerdi. Biz o dönem kız çocuklarımızı toprağa diri diri gömerdik. Hiçbir şeyden haberi olmayan o masum yavrulara hangi yürekle bu feci cinayeti işlerdik, bilmem. Onu hatırladıkça yüreğim sızlar, ciğerim parçalanır ve ağlarım.
Beni güldüren komik şey ise şudur: Câhiliye Dönemi’nde evlerimizde putlarımız bulunurdu. Bir yolculuğa çıkacağımız zaman yanımızda bulundurmak üzere undan ve helvadan putların bir suretini yapardık. Yolculuğumuz sırasında onlara tapınırdık. Sonra acıktığımızda o taptığımız putları yerdik. İşte bu olay aklıma geldiğinde ne kadar akılsızca işler yaptığımıza gülmekten kendimi alamam.”'
bu alıntıdan yola çıkarsak dönem Câhiliye Dönemi ve şu ilk resimdeki yobaz sürüsü putunu yiyen aptallar güruhu devir geriye doğru tekamülden aynı devir ve bir dolu tebliğci kendini din adına haşa son elçi gibi tebliğe memur eden cennet pazarlayan bir dolu soytarı önlerine gelen her şeyi yiyorlar ve bir türlü doymak bilmiyorlar
özünde samimi ve mizah içinde güldürürken düşündürmek ya da ağlanacak halimize gülmek diyelim emeğe sağlık saygılar ve esenlik dileklerimle
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.
:(
hiç bir şey eskisi gibi olmayacak işte.
yüreğinize sağlık.
saygılar, selamlar değerli hocam.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.