Dizüstüne top çarpınca
Akşam kitap okuma saatimizde herkesin kitabını açtığı, kendi köşesine çekildiği, epeydir bitiremediği kitaplarına yoğunlaştığı anda oluşan sessizliği fırsat addedip de bir kaçamak yaparak kitabı bırakıp kaç gündür zihnimde dolanıp duranları yazıya aktarma niyetiyle açtığım dizüstüye en fazla 5 kelimeden oluşan eksik bir cümleyi tamamla süremin Guinnes Rekorlar Kitabı’na gireceğini sananların yanıldıkları ifade etmem gerekiyor ki henüz ana okul, ilkokul ve ortaokul çağlarındaki çocuklardan oluşan bir ortamda böyle bir başarıya ulaşacağı kanaatine sahip olup da ömür sermayesinin önemli dakikalarını boşa harcamasınlar ve onların kitap okuma adı altında, tam da o anda akıllarına gelen ve belki de Aynştayn’ı kıskandıracak fikirlerini çocuklara sesli olarak söylesinler ki böylece hem çocuklar için hem de insanlık adına daha faydalı bir iş yapmış olacaklarını paylaşmak istediğimi yazacağım sırada, çocuklardan birinin hangi arada aldığını ve nasıl bir beceriyle sakladığını bilemediğim ayaklarının arasındaki top birden fırlayıverip benim sevinçle bir kelime daha yazacağımı düşünerek baktığım dizüstünün ekranına çarpınca, bir anda aklım eskilere, gri renkli zamanlara giderek bir ah çekti ve çocukların toplarını kesen amcaların derdinin aslında cama çarpan, camı kıran top olmadığını, bozulan konsantrelerinin olduğunu anladım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.