Sevgili Seyit Onbaşı;
Adını ilk işittiğimde hiçbir hükmü yok gibiydi lakin yaptığını duyduğumda adına hemen bir anlam yükleyiverdim. O ne kahramanlıktı öyle, o ne yiğitlikti, o ne kudretti, o ne iman kuvveti, o ne vatan sevgisiydi. Kahramanlığına mihenk, mertliğine ahenk, yiğitliğine denk, ben bir isim bulamadım. Lügatte karşılığını verecek bir kelime yok işte…
Dediler ki bir yiğit topu sırtladı ve bayıra taşıdı. Ateşledi ve düşmanı batırdı. Korkudan düşman ne yapacağını şaşırdı. Çanakkale’nin geçilemeyeceğini herkes anladı. Sen ki, sen diye diye seni anlamak mümkün değil. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir durumda sana teşekkürlerimizi arz ederiz.
15 Temmuz Destanı’nın Ömer Halis Demir’i bizim için neyse Çanakkale Destanı’nın Seyit Onbaşısı’da odur. Gösterdiğin yiğitlik, savaşın en can alıcı noktasında pamuk ipliğine bağlı bir nihayetin müspet olamayan bir netice ile sonuçlanmamasının en özel hareketiydi. Şimdilerde seksen bir milyona ulaşan nüfusuyla torunlarının sana karşı duyduğu minnet, Arş’ı-âlâya bir o kadar şükran duası olarak yükselmektedir. Peygamberimize komşu olduğun o yüce makamdan dualarımızın aksini işittiğine eminiz. Ruhun şad olsun koca yürekli atam.

Mehmet ÇAKIR (Şair Yürek)
18/10/2018