- 371 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
YAZSAM MI YAZMASAM MI?
Kimi meslekler vardır, bir hayat şekli olur insana, tiryakisi olursunuz, onsuz olamazsınız.
Belki de işinizi sevmenin etkisi vardır, sevmenin ve bir şeyler üretmenin verdiği hazdır bu.
Yıl içinde yorulur tatili beklersiniz öğretmenseniz, tatil gelir, şöyle bir dinleneyim dersiniz. Bir gün, iki gün, üç gün derken dördüncü gün boş gezmekten bıkar, beşinci gün öğrencilerinizi özlersiniz.
Yazmakta böyle dostlar, yazarken farkına varmadığınız o dolmuşluğun yazarak giderilmesinin yerine bir şey koyamıyorsunuz. Kimi zaman kendinize kızıyor, kime zaman kızdıklarınıza açıkça hitap edememekten bunalıyor, birilerini kırmamak adına; etliye, sütlüye karışamamanın verdiği bunalımı yaşıyorsunuz. Kimi zaman kızıyor, doğruyu yazıyorsunuz; o zaman da birilerini kırdım mı acaba’nın hafakanları sarıyor her yanınızı.
Yazıyorsunuz, bir Molla Kasım çıkıyor karşınıza, yırtıp yırtıp atıyor yazılarınızı ırmağa.
“Derviş Yunus bu sözü
Eğri büğrü söyleme
Seni sıygaya çeker
Bir Molla Kasım gelir”
Yunus bile sıygaya çekildikten sonra …
Düşünüyorum aylardır: yazsam mı yazmasam, diye. Teneffüs dedim, biraz kafa dinleyeyim dedim ama, her halde tek yapamadığım şey kafayı dinlemek. Belki de tek yaptığım şey bu. Herkesin anladığı anlamda düşünmemek, değil de kafamın konuşup benim susmam, kafamı dinlemem.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.