- 760 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AYDINLIK GELECEĞİMSİN
Cemiyetlerde konuşmaların çoğunun konusu ya siyasi ya da sosyal yaşam üzerine bazen de
geyik muhabbeti şeklinde geçmekte.
“Günümüzün gençleri öyle umursamaz ki ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe
umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı; ağırbaşlı davranmayı
öğretmişlerdi. Şimdiki gençlik kuralları boş veriyor, çok duyarsızlar ve beklemesini
bilmiyorlar.”
“Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda, kaba bir şekilde yemek yiyorlar,
yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini
sinirlendiriyorlar.”
“Ah ah bizim zamanımızda ki gençlik ne gençlikti. Efendim biz gençliğimizde saygılı
davranırdık, saygılı edepli oturur, adaplı giyinirdik. Kültürümüzü artırmak için her hangi
bir eser ayrımı yapmaksızın siyasi ve kültürel kitapları, mecmuaları bir nefeste okurduk.
Şimdi ki gençlik boş efendim, boş. Ne kültürü kültür, ne oturuşu oturuş, ne de duruşu
duruş. Bunlara ülkeyi nasıl teslim edeceğiz?”
Bu ve buna benzer konuşmalar sürüp gitmekte. Bunları dinledikten sonra acaba gençliğe
haksızlık yapmıyor muyuz diye de içimden geçirmiyor değilim. Hayatımızın her aşamasına
teknoloji hâkim olmuş. Önce ki dönemlerde teknoloji üretme kapasitemiz ya yoktu, ya da
yok denecek kadar azdı. Teknoloji satın alınıyor ve tüketiliyordu. Eğer maniplasyon
yapılmıyorsa, söylenenler ve yazılanlar doğruysa, yazılanların ve çizilenlerin bir Türk
Vatandaşı olarak doğru olmasını çok çok arzuluyorum. Ülkelerin küresel güç olma
iddiasında bulunabilmeleri için güncel teknoloji üretme kapasitesine sahip olmalı.
Küresel güç iddiasında bulunan ülke topyekûn olarak tüketim toplumundan üretim
toplumuna geçecek adımlar atmalı. Üretim toplumu olmak için işi sadece sanayi ile
değerlendirmemek gerekiyor, her alanda toplumsal üretim hamlesine geçmek gerekiyor.
Teknolojik anlamda sanayileşme hamlesi artık tamamlanmalı, bunu diğer üretim alanları
takip etmeli. Tarımsal üretimden yazılım üretimine kadar her alanda yeni girişimcilerin
ortaya çıkmasına zemin hazırlayacak mevzuat düzenlemeler yapılmalı.
Ülkemizin geleceği gençliğin omuzlarında yükselecek. Gençlerin ülkemizi küresel güç
konumuna taşıyabilmeleri için onlara güvenmek ve fırsatlar vermek gerek.
Cumhuriyetimizin kururcusu Mustafa Kemal Atatürk ‘Gençler cesaretimizi takviye ve
idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin,
vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz.
Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.’ Sözüyle gençlere
güvenmek ve onlara fırsatlar vermek gerektiğini ifade etmiştir.
Her iş dönüp dolaşıp eğitimin toplusal dinamikleri değiştirme gücüne geliyor.
Şunu biliyoruz artık geri kalmışlığın panzehiri eğitim, o halde her platformda eğitimin
gücünü göstermesi için eğitimi yaşamın merkezine almalı.
Güvensizlik çatışma getirir, yazımın ikinci paragrafını M.Ö 800. Yıllarda yaşayan Heseiod,
üçüncü paragrafını M.Ö 350. Yıllarda yaşayan Aristoteles, dördüncü paragrafını ise
günümüz büyükleri söylemiş bulunmakta. Günümüz gençliğinin öğrenme hızı, öğrenme
stilleri, yaşama bakış açıları, para kazanma becerileri önce ki kuşaklara göre daha farklı
ve bu yaşamın doğal döngüsü içinde normal kabul edilmeli. Her dönemde olduğu gibi
günümüzde de kuşak çatışması var ve dünya döndükçe bu var olacak. Kuşak çatışması
sürecini birbirine zarar vermeden atlatan, gençliğine güvenen, gençliğine fırsatlar veren
toplumlar dünya ölçeğinde söz sahibi oluyor ve olacak. Gençler bizim umudumuz, ışığımız
ve ay yüzlü vazgeçilmezlerimiz. Özer YILMAZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.