- 1460 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
eşlerinize iyi davranın öldüğünüzde sizi minnetle ansınlar,nefretle değil...
alkolikti.içki içmeden duramıyordu.bazı zamanlarda hastaneye yatıp tedavi olsa bile ya yarım bırakıyor,ya da hastaneden kaçıyordu.
eşine ve genç delikanlı olan oğlunu kötü davranıyor,onları kötü sözler söylüyordu.arada her ikisini de fena şekilde dövüyordu.karısı canına tak ettiğinde kadın sığınma evine gidiyor bir kaç ay orada kalıyordu.sonra geri geliyordu çünkü gidecek bir yeri yoktu.
adamda ne ararsan vardı.içki,zamparalık,kumar...tüm pis işlerde hep o .gençliğinde hırsızlıktan birazcık da hapis yatmışlığı vardı.
böyle kötü,arsız,uğursuz insanların her türlü işleri hep rast giderdi.çalıştığı iş yeri bile rahattı.bir dönüm bostan,yan gel Osman misali.arayan yok,soran yoktu.şeytanın bakır sıçtığı yer derler ya öyleydi işte.
kaçak içki de içiyordu kerata.eeee gerçeği pahalı olunca insan sahtesini alıyordu mecburen.
geçen kurban bayramında büyük kardeşini arayıp kendi evine gelmesini söylemişti.o da kestiği kurbandan onun payını almış onun yanına ziyarete gitmişti.garipti ama adam ramazan bayramında arayıp sormaz ama kurbanı hiç kaçırmazdı.koyunun bir bacağı onun hakkıydı.yaşadığı müddetçe hep böyleydi.af yoktu.
insanlar ne garip.halbuki istese her bayram kesebilirdi kurban.ama o hiç kesmedi.içkiye yatırdığı parasının eksileceğinden korkardı.
insan öleceğine yakın huyu tüyü değişiyordu.yüzünün şekli bile değişmişti.suratı uzamış,kulakları kocaman olmuştu.neden hep kötü insanlar uzun yaşar iyi insanlardan.kendine bile hayrı olmayanın başkalarına ne faydası olurdu ki?
bazen ölüm temizlik oluyor.iyi ki ölüm var.o olmasa kötü insanları sonsuza dek nasıl çekecek iyi insanlar?hayat çok acımasız.insanlar fena.
yıllarca o kötü adamı,kocayı çeken zavallı garibimi sanırım allah sonunda hatırladı da adam bir gün gündüz vakti aniden ölüverdi.ölürse sevinin,sakat kalırsa yatalak olur yıllarca hasta bakarsınız demiş karısına doktorlar.
senelerce içtiği her türlü içki vücuduna çok zarar vermiş,karaciğer kanseri olmuştu.ölmesi kaçınılmazdı.
ani ölümü kadar gömülüşü de acele oldu.eve gelen adamlar apar topar mezarlığa götürdüler meftayı.ev sessizleşmişti.
karısı adam gömülürken bile ağlamadı.epey bir uzaktan seyretti gömülüşünü.
insan sevmediğinin yasını tutar mı?tutmaz.kurtulduğuna şükreder.
defin işi bitti herkes dağıldı.kadın ve çocuğu evine gitti.üzerlerinden ağır bir yük kalkmıştı.artık baskı yok,dayak yok,açlık yoktu.parasızlık bile yoktu bundan sonra.çünkü adam maaşını kendisine harcıyor evdekilere zırnık koklatmıyordu.mahalleli olayları bildiğinden kadın ve oğlunu yiyecek veriyor onların sayesinde açlıktan ölmüyorlardı ikisi de.
kadın yılların baskısı üzerinden kalkınca ne yapacağını şaşırmıştı.özgürlük ne de güzeldi.istediğini yiyip içmek,beğendiğini alıp giymek ne güzeldi.sevinçten aklını oynatacaktı kadın.baskı kalkmış dayak bitmişti.
kadın daha divrikiydi.yani sağlamdı.eline yüzüne bakılacak cinstendi.mahalledeki adamların gözünden de kaçmıyordu.dul kadını boş bırakırlar mıydı?birisi gözünü kestirdi kadını.diğer adamlara ambargo koydu adam. o kadın benim,ona göz koyanın gözünü oyarım dedi herkese.
zavallı kadıncağız yıllarca doğru dürüst bir adam yüzü mü görmüştü?zampara kocası barlardan pavyonlardan beri gelmezdi.kendisine ilgi göstermeleri hoşuna gitmeye başlamıştı.insan olduğunu,kadın olduğunun farkına varmıştı.kendine olan güveni geri gelmeye başlamıştı.yüzü ayrı bir güzelleşmiş,omuzları bile dikleşmişti.
göz koyan adamda pek kibardı.ölen kocasına da hiç benzemiyordu.karakterli bir adama benziyordu.içkiyi sevmiyor sadece arada tek tük sigara içiyordu. eee o kadar kusur da kadı kızında bile bulunurdu.
gel zaman git zaman bu yakışıklı yaşlı delikanlıya kadının da gönlü kaydı.adamı sevmeye başladı.her adam bir değildi demi?arada iyileri de oluyordu herhalde.
birkaç aylık görüşme,konuşma sonunda aynı evde beraber yaşamaya başladılar.nikah kıyamazlardı.kadın ölen kocasından emekli maaşı alıyordu.yıllarca çilesini çektiği adamın parasını almaya sonuna kadar haklıydı.o aldığı maaşlarla eski eşyalarla dolu evini yeni baştan döşemişti.bunca zaman hep başkalarının verdiği eşyalarla ömrünü geçirmişti.artık bundan sonra kendi beğenip aldığı kıyafetleri,eşyaları kullanacaktı.ne güzel bir şeydi yeni bir şey almak.elalemlere muhtaç olmamak!!!
yeniden yaşamaya başlamıştı.geç de olsa mutluluğu bulmuştu.birincisinde görmediği huzuru şimdi ki eşinde görüyordu.demek suç kendisinde değildi.eski kocası hep aptal salak diye bağırırdı kendisine.ama bu ikincisi başkaydı.gülüm,bir tanem canım,ciğerim diyordu.demek suç kadınlarda değildi!!!suçlu olan haddini bilmez öküz kocalardaydı...
kadın eski yaşamının izlerini hayatından,evinden tamamen silmişti.eşyaları sıfırlamış,evdeki duvarlarda yıllarca asılı duran eski kocasıyla olan fotografların hepsini bir dolaba kaldırmıştı.aslında yırtıp atardım da oğlum ileride belki arada bakabilir diye atmadım diyordu.
kadın gibi çocukda değişmişti.o korkak,ürkek omuzları çökük genç delikanlı gitmiş yerine kendisine güvenen delikanlı gelmişti.çocuk daha onaltısında bile değildi.yıllarca yediği dayaklar artık bitmişti.yeni gelen cici baba ona da iyi davranıyor,çocuk baba baba diye adamın etrafında dolanıyordu.
demek erkeklerde ikiye ayrılıyordu.iyi adamlar kötü adamlar...
arada kadın ve oğlu eski günleri hatırlıyor ölen adam hakkında hiç de iyi konuşmuyorlardı.hoş zaten iyi bir gün yüzü de göstermemişti ya onları...
kadın adamın mezarını bile yaptırmadı.ziyaretine bile hiç gitmedi.artık geçmişi kapattım.eskileri hatırlamak istemiyorum diyordu.kimseler de kadını kınamıyordu.
neden bazı insanlar böyle kötü oluyor,yıllarca karısını ve çocuklarını kan kusturuyordu.birazcık iyi olsalar da öldüklerinde iyilikleriyle anılsalar olmaz mıydı?
candan
5.10.2018
cuma-00.16
izmir
YORUMLAR
Madalyonun öbür yüzü de olabilir. Belki adam evlenmek istemiyordu ve çocuk denecek yaşta - ki erkekler geç olgunlaşır fakat geç olgunlaşan meyve daha lezzetli olur - bilinçsizce evlendi ve bir çocuk var etti, toplumsal bir dayatma ile...
Tüm bunlardan kaçışı alkolde buldu belki, bilemeyiz.
Toplum kadına da, erkeğe de istenç dışında aşağılık roller biçiyor. Her kadının kendi ayakları üzerinde durabilip, gideceği yerleri olması dileğimle. Saygılar...
Eşi öldükten sonra evlenen kadın sayısı ( eğer muhtaç değilse maddi açıdan ) yok denecek kadar az. Ama bakınız erkeklere ; mezara götürürken karısını başı önünde dönerken ise etrafta gözü, kimle evlenirim diye. Niye bir kadın tekrar evlenmeyi tercih etmez de erkekler hemen evlenir karısının vefatından sonra. Demek ki kadınlar hep güzellik verir, destek olur ki eşine erkekler o kadın gidince tek yaşayamaz, tekrar aynı mutluluğa erişmek içinevlenirler. Sonuç olarak eşi vefat edince evlenenkadın sayısı çok az ise bu gösteriyor ki erkekler kadına genel olarak çok eziyet ediyorlar evlilik hayatlarında.Tekrar evlenecek kadar da mutlu olmuyorlar. Erkeğin yerinin tek doğru ve net olduğu yer mezarlık noktasında ise yaşarken bırakır kadın orada O'nu, ne anar ne saygı duyar....
Çok duyarlı bir yazı idi
Sevgiler
Onca eza cefadan sonra sefa sürmeyi fazlasıyla hak etmiş kadın.
Aslında toplumsal bir gerçek bu hikaye.
Bir çok kadının ekonomik özgürlüğü veya gidecek bir yeri olmadığı için katlanıyor böyle namussuz adamlara.Eskiden beri aileler kızları gelin olurken "her zaman arkandayız kızım" yerine "al'ınla gidiyorsun,salın'la çık" diye ölünceye kadar tek kişiye bağlılığı,ve her ne şekilde olursa olsun kocaya itaat etmeyi,katlanmayı tembihliyorlardı.Belki hala vardır böyle saçma sapan öğütlerde bulunan.
Sevmiyorum bu ülkenin örfünü töresini..
Lanet olsun kadınına ve evladına el kaldıran,zulmeden adam müsvettelerine..
Sevgilerimle Canan hanımcım.