- 1419 Okunma
- 8 Yorum
- 6 Beğeni
TEKERLEKLİ SANDALYE
Ağustos ayının tam da ortasıydı. Çalıştığım dükkanın camları tüm sıcağı emmiş,kan ter içinde bırakıyordu.
Öğle saatine yakın hava almak için kapının önüne çıktım. İş yeri işlek bir cadde üzerinde olduğundan gelen geçen insanlar, arabalar hiç eksik olmuyordu.
Karşı kaldırımdaki postanenin önü tıklım tıklım olmuş, insanlar sıra kavgası ediyordu. Küçücük postanenin önü ana baba günüydü.
Çok geçmeden kaldırımın ucunda bir kadın belirdi. Yaklaşık altmışlı yaşlarda bir kadın ...
Göz göze geldiğimde sanki bir hikayeyi sırtlanmış gibi duruyordu . Ter içinde kalmış, nefes almakta zorlanıyordu . Yılların emeğini içine emmiş elleri bir tekerlekli sandalyeyi güç bela ittire ittire dükkanın önünde durdu . Derin bir nefes aldı ve selam verdi.
’Postaneye gideceğim, oğluma göz kulak olur musun?)
Ben memnuniyetle başımı salladım. Kadın emanet ettiği oğluna bir iki söz söyledikten sonra postaneye girdi
Sanırım oğlu için ödenen bakım maaşını alacaktı.
Oğlu yirmi, yirmi beş yaşlarında bir delikanlı idi. Yürüyemiyor, kendini kontrol edemiyordu..Bir süre yanında sessiz durduktan sonra onunla konuşmak istedim ama yanaşmadı.
Bana öyle değişik bakıyordu ki, konuşmaya yetmeyen gücü ile ateş çıkan gözlerinden nefret duygusunu görebiliyordum. Daha fazla zorlamadım sessizce köşede bekledim.Kadın gideli hayli olmasına rağmen hala postaneden çıkmamıstı.
Oğlu dünyaya kulağını tıkar gibi iki kulaklığı kulağına takmış öylece oturuyordu.
Birden dükkanın sevkiyat arabalarından biri geldi. Boşalmak bilmeyen yolda arabaya yanaşacak yer yoktu. Sevkiyat arabası yolda bekledikçe ardı sıra arabalar diziliyor, yol iyice tıkanıyordu. Ani bir hareketle tekerlekli sandalyenin tutamaçlarından tutup arabayı birazcık daha ileri alsam tüm sıkıntı çözülecekti. Ben de öyle yaptım. Yapmaz olaydım !!!
İlk hamle ile genç bastı yaygarayı. Tekerlekli sandalyesini en çok yarım metre ileriye çekmiştim. Ama sanki canını yakmışım gibi içimi yırtarcasına bağırıyor , bana nefretle bakıyordu. Gözlerimin en içine öfkesini dikiyor ve isyan ediyordu ...
Anlamaya çalıştım, biraz sonra anladım ki genç onu dışladığımı, ondan rahatsız olduğum için tekerlekli sandalyesini ittirdiğimi düşünüyor ve buna tepki veriyordu. Sakinleştirmek için yanında durdum, ellerini tuttum anlayacağını düşündüğüm şekilde onunla konuşmaya çalıştım ama dinlemiyordu.Sürekli beni itekliyordu . Sesi fazlasıyla dediklerimi bastırıyordu ...
Daha fazlası ne yapabilirim bilememiştim.
Son çare postaneye girdim. Onca kalabalıkta gözlerimle hızlıca annesini aradım. Annesi hala sırada bekliyordu. Anlaşılan daha da bekleyecekti. Dönüp o karmakarışık topluluğun duyacağı şekilde ricada bulundum
’ Dışarıda bir engelli kardeşimiz var . Şu an durumu da iyi değil. Lütfen hanımefendiye yardımcı olalım. ’
Genç yaşlı onca kalabalık dönüp aynı anda bakışlarını bana çevirmişti. Kimse tek kelime etmedi . O sessizliği ihtiyar bir ses bozana dek ’ herkes bekleyecek. Biz eşek miyiz? ’
Hiç tereddüt etmeden dönüp baktım ihtiyara . ’ Ben insanlara söyledim amca. Senlik bir mesele yok, sen üzerine alınma... ’ dedim.
Pişkinliğini bozmayan adamın yüzüne öfke ile bir kez daha bakıp dışarı çıktım. Arkamdan çok sürmeden de yaşlı kadın geldi. Kısık naif ve yorgun bir sesle teşekkür etti. ’ Özür dilerim ’ dedim.
Oğlu hala sokağı delercesine bağırıyordu.Susmaya ikna ederken verdiği çaba hala gözlerimin önünde... Uzaklaşıp gözden kaybolana kadar arkalarından baktım.
Gencin o bakışı, insanların tavırları .. Hiçbirini hazmedemiyorum ...
Gencin sadece arabasının tutacaklarını elledim diye gördüğüm tepkinin sebebi insanların davranışları olmalıydı. Kim bilir kaç defa dışlanmış, istenmemişti ki . Onu yarım metre ileriye götürmem dünyadan aşağı itiyor hissini vermişti. Ben bu kadarına bile üzülmüşken diğerlerinin bu kadar vurdumduymaz olmalarına deli olmuştum
O yaşlı adam ne kadar rahattı. Oysa bir daha ki gelişi o tekerlekli sandalye ile olabilirdi ki bunu hesap etmiyordu ...
Ara sıra yine karşılaşıyoruz o genç ve annesi ile. Uzun zamandan sonra bir kaç sohbet eder hale geldik. Asma kilitlere takıntısı olduğunu öğrendim. Her gördüğümde bir asma kilit hediye ediyorum. O, neden asma kilit takıntısı olduğunu söyleyemese de ben kötü insanların kalbini mühürlediğini düşünüyorum ...
YORUMLAR
"Aklı ve duyguları engelli" o kadar çok ki çevremizde...
Anlamak, dinlemek, "lütfen" demek neredeyse olanaksız!
Tek yanlı diyalog. Dili var, kulağı yok!
Sanırım gençle yavaş yavaş tanışacak ve gerçeği anlatma şansı bulacaksınız...
Kendisini dışlanmış hissetmemesini ancak siz izah edebilirsiniz çünkü..
Duyarlı yanınızı yazıya yansımış...
Tebrikler Gülşah Hanım.
Hepimiz bir engelli adayıyız aslında... Doğuştan engellilerin sayısı toplamın için e küçük bir oran aslında...
Toplumdan gördükleri acınma ve ötelenme onlarda çok derin izler bırakıyor ve zamanla hak etmeyenlere de bu tepkileri verir hale gelebiliyorlar... anlamak lazım...
Ağır spastik engelli bir öğrencim vardı ama çok zekiydi... Sürekli titremekten ellerini hiç kullanamazdı ama tahtaya yazılan problemlerin ya da çözüme dayalı sorunların epsini zihninden çözer ve ilk cevabı her zaman o verirdi... Sınavlarını joker öğrencilerle yapıyorduk. 9. sınıftayken bir Fizik yazılısına lise son sınıftan bir joker öğrenci denk gelmiş... Öğretmenler odasının bir köşesinde onlar sınava alınmış. Joker öğrenci soruyu okumuş, bizim oğlumuzda eğilerek okumaya çalışıyor bu arada, cevabı söylemiş... Joker yazmaya başlayınca ona hızlıca koluyla vurmuş. "sil onu, ben öyle demedim." demiş... Joker öğrenci yavaşça eğilerek: "Senin cevabın yanlıştı, ben doğrusunu yazıyorum." demiş... Oğlumuz ağzından köpükler çıkarak bağırmaya başlamış:"Sil onu... bana acımanı istemiyorum, hak etmediğim hiçbir şeyi istemiyorum!..." ve cevap silinmiş... Bu, öğretmenlerin yanında yaşanmış...
Oğlumuz hakkıyla ve yüksek bir puanla liseden mezun oldu, ÖSYM'in tayin ettiği bir jokerle girdiği ilk sınavda istediği bölümü kazandı ve kayıpsız mezun oldu... Şimdi de kendisine özgü bir programla endüstriyel tasarımlar yapıyor...
Aslında bu çocuklarımızın birçoğunun kendilerine uygun becerileri geliştirilebilir ve sosyal hayatın içine alınabilir... Onarın içini en çok acıtan dışlanmaları...
Yaptığınız bütün yardımlara rağmen hâlâ vicdanınızı sorguluyor olmanız, sizin yüreğinizin yüceliğini gösteriyor...
Yüreğiniz var olsun... İçtenlikle kutlarım... Saygılarımla...
Bende buna benzer bir olaya şahit olmuştum engeli gencin durumuna ve yanina yaklasan bir 12 13 yaslarinda bir cocuk elinde bir simitle engeli gencin yanina yaklasti ve hadi gel bak ben sana mama verecem .orda dayanamadim.dedim.cocuga utanmiyo musun dalga gecmeye onun yerinde sen de olabilirdin dedim
demez mi sana ne dalga geciyosam terbiyesiz dedim anne baba terbiyesi gormemissin ki boyle davraniyorsun
Insanlarda merhamet kalmamis uzucu bi durum bu sevgili Gulsah
Sevgilerimle
Vuslâtı kelam tarafından 9/30/2018 12:07:55 AM zamanında düzenlenmiştir.
Hiçbir engeli olmayanların bile sendelediği bu hayatta, engelli olarak hayat sürmek engelli yakını olmak çok zor. Maalesef insanlar acımasız dışlıyorlar, yardımcı olmuyorlar ve zorluk çıkarıyorlar defalarca şahit olmuşluğum var olmaya da devam edeceğiz gibi görünüyor çünkü kimse kendini değiştirmek için çabalamıyor. Allah yardımcısı olsun tüm engellilerin ve yakınlarının.İçeriği acı olsa da verdiği mesaj anlamında güzel bir konuya değinmişsin kutluyorum ...
Asıl engel yüreklerde diyorum ben ve yüreklerdeki engellerin kalkması dileğiyle.... Sevgiler
Kimsenin senedi yok sağlam doğup sağlam kalmaya, her insan engelli adayıdır doğduğu andan öldüğü ana kadar. Benim gözüm sağlamdı 31 yaşıma kadar, engelli yeğenim plastık süpürgeyi oturduğumuz topluluğa hızla fırlatana kadar, ona asla kızmadım Allahın takdiri böyleymiş, beş ameliyat geçirdim saatler süren gözümün arkası retina parçalandı ve ameliyatta olsam artık görmüyor sağ gözüm, buna da şükür diyorum diğeri var. Bmyle merhametsiz insanlar keşke olmasa veya olumlu bakmayı öğrense, kimse engelli doğmak veya sonradan engelli olmak istemez. Anlamlı ve hüzünlü bir anı okuyanlara ders olur nerhamet duygusunu geliştirir umarım, sevgilerimle...
Tryk Mlk tarafından 9/29/2018 1:27:53 PM zamanında düzenlenmiştir.