- 1330 Okunma
- 19 Yorum
- 9 Beğeni
DUYGU VE SU
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bazen yağmur sularının da eklenmesiyle güçlenen ve kendinden büyüğüyle buluşmaya hızla giden su gibidir duygular da… Her buluştuğuyla birleşerek daha büyüğüne… daha büyüğüne… Sonunda ‘deniz’e varana kadar süren bir yolculuktur bu…
Bazen bir kaya dibinden birden fışkırır su… Biriktirdiğini daha fazla tutamamış ve akışına bırakmıştır… Bir pınardır o artık… Tertemiz, katışıksız, hatta şifalı… Kaynağı kuruyuncaya kadar akar da akar…
Su, akışını kendi ayarlamaz, aktığı yerin doğasına göredir her şey… Bazen dipteki çukurların girdabı olur, döner durur, bir uç yakalayıp tekrar akana kadar… Bazen taşların üstünden atlar onları bile şekillendiren gücünü hissettirmeden… Bazen süzülür gibi… bazen galeyana gelmiş cengaver misali önüne kattığını sürüklerken coşar gibi...
Küçük bir taşın üstünden atlarken bazen püsküren su, büyük kayaların üstünden geçerken sessizce süzülür... Doğada da güç dengesinin bir gösterisi olduğunun gerçeği gibi...
“Akɑrsu, ne güzel hɑyɑt dersidir: küçük engellerin üzerinde köpürür; büyüklerin yɑnındɑn sessizce geçiverir.” derken Cenap ŞAHABETTİN konunun özünü yakalamış...
Yönlendirmesini bilenler için duygular da tıpkı su gibidir:
Duygu, gücünü kendi ayarlamaz, sevdiği kişinin duygularına göredir her şey… Bazen görünmeyen sorunların sebebi gibi durur karşıdan, çıkmazda kalır, bir uç yakalayıp tekrar kendini anlatana kadar… Bazen en zor şartların üstesinden gelir, onları bile düzenleyen gücünü hissettirmeden… Bazen yüreğin taa içine süzülür gibi… bazen ‘galeyana gelmiş cengaver misali’ sevdiğine tüm coşkusunu anlatırken coşar gibi…
Duygular da kime kükreyeceğini, kimin yanında ‘süt dökmüş kedi’ gibi olunacağını çok iyi bilir... tepkilerden çıkarabilirsiniz güçler dengesini!...
Ve ikisi de çıktığı yerde tertemizdir... ’yolculukları’ kirletir onları, saflıklarını o zaman yitirirler ne yazık ki... Ve akışkanlıklarındaki doğallık da diğer benzer özellikleridir... Hiçbir ’zorlamayı’ kabul etmezler... Bir süre ’uyar gibi görünseler ’ de... ‘kabına sığmadığında’ taşar her ikisi de... ’her su yatağından akar’ sözü sonunda gerçekleşir her ikisi için de...
‘Yaşam kaynağı olmak’ belki de en önemli ortak özellikleridir...
Su gibi berhudar olun!...
Sevgilerimle... Saygılarımla...
26.05.2016.. Serap IRKÖRÜCÜ
’Günün Yazısı’ olarak deneme yazımı taltif eden Seçici Kurula çok teşekkür ederim... Saygılarımla...
YORUMLAR
Ne kadar güzel bir anlatımdı ki güzel ödülünü de almış zaten yazı.
Sular ve insan duyguları...gerçekten de aralarında çok büyük benzerlikler var. Her ikisinin de doğdukları an tertemiz olması ama yol boyunca kirlenmeleri mesela ya da bazı anlar kabına sığamıyor olmaları.
Kutlarım Serap, çok beğendim ben ki günler önce okumuş olmama rağmen yorum yazmak bu güne nasip oldu ancak.
Güzel yazılarının hep devamını dilerim.
Sevgilerimle
Evet su gibi berhudar olun değerli öğretmenim
okurken sanki bir sufinin tasavvufi ilahisini dinler gibi kendinden geçiriyor insanı bir yerlere sürüklercesine kayboluyorsun adeta
duyguların ahengiyle coşkun suların akarak can havliyle ummanlarda birleşmesi yolculuğundaki o aşkla akışın çığlığı kayaları parçalayıp sürüklüyor kendi girdabı içerisinde yön buluyor
duygular da aynı su gibi kaynağından doğarken arı ve akça kirlenmemiş tertemiz
geliştikçe yaşamın önüne ne çıkaracağını kestiremeden akıyor bir bilinmezlik limanına
NE MUHTEŞEM BİR YAZI BÖYLE SERAP ÖĞRETMENİM CANDAN TEBRİKLERİMLE SAYGILAR SUNUYORUM
Serap IRKÖRÜCÜ
Çıkarımlarınızla yazının boyutu değişmiş, algısı büyümüş adeta...
Değerlendirmeleriniz, beğenileriniz ve samimi yorumunuz için çok teşekkür ederim...
Saygılarımla....
Serap IRKÖRÜCÜ
''Bu yazı bana yazılmış sanki"... diye düşünmenize ve bu konudaki varsayımınıza çok sevindiğimi belirtmeliyim...
Keyif verici kısmına gelince... Bunu en iyi siz biliyor olmalısınız Sevgili Deniz... 'bam telİ'ni tam odak noktadan yakalayan bir isabet yeteneğin var...
Sağ ol... Var ol... Sevgilerimle...
Su gibi duru bir paylasimdi..
Güne gelmeyi fazlasıyla haketmiş.
Tebrik ederim Serap Hocam.
Sevgilerimle...
Serap IRKÖRÜCÜ
Sevgilerimle...
Serap IRKÖRÜCÜ
İlginize ve beğeninize ben çok teşekkür ederim...
Saygılarımla...
Davidoff
Tek başına okumak, yalnız kalmışlığa benzeyen boş bir sayfa gibidir. Okuyun ve okutun her zaman.
Çok okutun.
Serap IRKÖRÜCÜ
Tekrar teşekkür ederim...
Geciktim, elde değildi...
Benzetme duyguyu ve suyu iyi tanımanın sonucu olmalı...
Her insan bakabilir... Görebilir de... Ama "gözlem" özeldir... Derinliğine bakmaktır, anlamaktır, anlamlandırmaktır...
Değerli şaire de onu yapıyor..
Gözlüyor...
Suyun akışkanlığını... Kabına sığamayışını... Uygun koşullar oluştuğunda yeryüzüne çıkışını, yol bulup akışını...
Bazen güçlü, coşkulu, "taşkın..."
Bazen sakin, sesini kendi duyar gibi... Uslu, şarkılar kadar manalı ve ahenkli...
Ya "duygular?"
Nasıl da benziyorlar suya!,Tekrar etmemin gereği tok...
Ancak bu kadar özgün ve anlamlı ifade edilir özdeşliği suyla duygunun...
Çok etkili bir yazı..
Usta işi, ehil bir elden...
Tebrikler Öğretmenim..
Serap IRKÖRÜCÜ
Su ve duygunun 'özdeşliği' üzerine yaptığınız değerlendirmeler temanın çerçevesini genişletmiş, anlamına değer katmış...
Sizin yorumunuz da öyle!... Usta bir kalemin değerlendimesi!...
Destek veren ve beğenilerini detaylı yorumla aktaran değerlendirmeleriniz için içtenlikle teşekkür ederim Değerli Öğretmenim...
Saygılarımla...
ZEYBEK HOCA
Yazınızın "Günün Yazısı" olduğunu yeni gördüm.. Ayrıca tebrik ederim, başarınızın devamını dilerim..
Saygı benden, her zaman....
Göreceli bir mefhum, duygular yalın ayak yürürken kirini boca ederken kötülük, hazır ol'a geçen duyguların da ikbali...
Kontrol altına almak çok olası hele ki irade güçlü ve dirençli iken.
Koyu bir gecede ışık olmak gibi.
Ve duyguların doğasında, ayrık otu olan hangi menfi duygu ise...
Duygulardan suya değil sele tekabül eden; duygular sınırsızlığın gölgesinde büyüyen.
Sevgilerimle Serap Hanım.
Kutluyorum tüm yüreğimle.
Serap IRKÖRÜCÜ
Sevgilerimle...
Serap IRKÖRÜCÜ
İçtenlikle teşekkür ederim... Saygılarımla...
Serap IRKÖRÜCÜ
Çok doğru bir yaklaşımdı, sağolun...
İlginiz, değerlendirmeniz ve beğeniniz için çok teşekkür ederim...
Sevgilerimle...
Duygu ve su..Harika bir ikili.
Benzetimler, aktarımlar daha ne kadar iyi ve samimi anlatılabilirdi bilmiyorum. Sevginin gücü, hislerimiz doğrultusunda dilimize dökülen kelimelerin suyun kimyasını bile değiştirdiğini düşünürsek bir zincirin halkaları gibi birbirlerini ne kadar da tamamladıklarını görebiliriz..
Üzerimize giydiğimiz bir elbisenin sadece bedenimizle değil beynimizle hislerimizle de uyum sağladığını bilmek önemsemek gibi..
çok güzel bir paylaşımdı Serap hocam
sevgim selamımla..
Serap IRKÖRÜCÜ
Çok haklısın Sevgili Bahar...
Değerlendirmelerin, beğenin ve konuya uygun örnekleme için çok teşekkür ederim...
Sevgilerimle...
Yine çok güzel bir paylaşımla gelmişsin SerapCAN, benzetmeler süperdi, sen çok iyi bir öğretmensin eminim...
Yüreğine, kalemine selamlar, sevgiler
Serap IRKÖRÜCÜ
Sevgilerimle...
Bir damla suyun tek amacı deryaya ulaşmaktır. Engel tanımaz, güçlenir, büyür yolunu bulur denize kavuşup derya olur. Buradan yola çıkarsak, düşünce de, bilgiyle büyür, artar, yeteneklerle birleşerek ideale ulaşır. Azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz, yeter ki istensin... Emeğinize sağlık.
Serap IRKÖRÜCÜ
Üstelik arayışları ve doğrulara ulaşmayı da getirir amaç edinme...
Değerlendirmeleriniz için çok teşekkür ederim İbrahim Bey...
Saygılarımla...
Serap IRKÖRÜCÜ
Saygılarımla...
Yine bir Serap hoca farkı, yine güzel bir yazı
su ve duygularımız ne kadar da birbirine benziyor.
Aklıma geldi de şimdi acaba vücudumuzda bulunan su miktarının duygularımıza etkisi, miktarı oranınca mıdır? Duygu çeşitliliğine bakarsak değildir tabi..ancak susuz kalmış bir vücudun sağlığa olumsuz etkilerinin olacağı ve bunun da illa ki çeşitli duygu durum bozukluklarına yol açabileceği anlaşılamayacak bir şey değil.. suyun da bir hafızası ve ruhu olduğunu duymuştum bir ara.. Gerçek şu ki susuz bir yaşam düşünülemez. Duygusuz insan da..
Ahh bilim insanlarına iş çıkardım değil mi:)
Şaka bir yana Serap hocam bu konu da düşüncelerim şu şekilde
Su bence edilgendir yani teslimiyetçidir. Ama su aynı zamanda yıkıcı ve çok güçlüdür.
Suyun bu gücünü çok büyük doğal afetler oluştuğunda görmekteyiz.. kontrolünü sağlamak güç olsa da teknik alt yapı yetersizliğinden kaynaklandığını düşünüyorum yine de ...
Bence su masum tıpkı duygularımız gibi...
Ancak kontrol şart:)
Sevgili Serap hocam oldukça düşündürücü bir paylaşımdı.Kaleminize yüreğinize sağlık
Su gibi aziz olun
Çokça Sevgimle
Serap IRKÖRÜCÜ
Çok haklısın... İnsan ve doğa o kadar iç içe ki!... Biz ondanız, o bizde!... Ayrı olduklarını ya da birbirlerini etkilemediklerini düşünmek mümkün mü?... Çok güzel bir fikir jimnastiğiydi... Umarım bir gün bunu çalışanlar ve bize bilgi verenler olur...
Ben suyun da duygunun da 'sessiz otorite' olduklarını düşünüyorum... Aslında her zaman son sözü onlar söylüyorlar!... :)))
İlgine, değerlendirmene ve beğenilerine içtenlikle teşekkür ederim... Sağ ol... Var ol!... Bilmukabele...
Sevgilerimle...
Ne kadar çok benzeşiyor su ve duygularımız ve siz ne kadar güzel örneklerle açıklamışsınız bunu.
Su gibiydi gerçekten de yazınız. Çok teşekkür ederim.
Su gibi ömrünüz olsun.
Sevgiler, selamlar Serap Hanım.
Serap IRKÖRÜCÜ
Su da bunlardan biri...:)))
İlginize ve beğeninize çok teşekkür ederim Hicran Hanım... Bilmukabele!...
Sevgilerimle...
Hocam ne güzel açıklamışsınız Su ile Duygunun yolculuğunu.
Duygularımız her zaman ilk çıktığı an gibi tertemiz olsa ne güzel olurdu. İnsanın olduğunu yerde su da Duygu da maalesef kirleniyor.
Saygılarımla...
Serap IRKÖRÜCÜ
Değerlendirmeniz ve beğeniniz için çok yteşekkür ederim...
Saygılarımla....
Suya yazılan şiirler var mıdır?
Mutlaka vardır.
Ya suyu anlatan yazılar?
O da vardır.
Peki bu kadar güzel midir onlar?
Ne kadar güzel olursa olsunlar.
Bu yazıdan daha güzel anlatılmış olacağına ihtimal vermiyorum.
Suyu anlatan yazınızı, su gibi okudum desem az olur.
O kadar çok sevdim ki bu yazıyı, kalktım ekranın başından
iki bardak su içtim kana kana...
Saygılarımla.
Serap IRKÖRÜCÜ
Destek veren güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim... Afiyet olsuni şifa olsun...
Saygılarımla....
sami biberoğulları
Evet, hiç farkında olmadığımız bir gerçeği çok çok güzel bir şekilde ifade etmişsiniz: Su ve duygu birbirine çok benziyormuş.
Şimdi gelelim Bedri Abinin sorusuna: Su üzerine yazılmış şiir var mıdır?
Çoktur aslında ama en bilineni Fuzulî'nin '' Su Kasidesidir''
Orijinal hali ve Türkçe açıklamasıyla Fuzulî şöyle demektedir asırlar öncesinden bizlere:
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su
(Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere göz yaşımdan
su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda
vermez.)
Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su
(Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa
gözümden akan sular, göz yaşları mı şu dönen gök
kubbeyi kaplamıştır, bilemem..)
Zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk
Kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su
(Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden
benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. Nitekim
akarsu da zamanla duvarda, yarlarda yarıklar meydana
getirir.)
Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin
İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su
(Yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi, benim
yaralı gönlüm de senin ok temrenine, ok ucuna benzeyen
kirpiklerinin sözünü korka korka söyler.)
Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su
(Bahçıvan gül bahçesini sele versin (su ile
mahvetsin) , boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine
su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz.)
Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna
Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su
(Hattatın beyaz kâğıda bakmaktan, kalem gibi,
gözlerine kara su inse (kör olsa, kör oluncaya kadar
uğraşsa yine de) gubârî (yazı) sını, senin yüzündeki
tüylere benzetemez.)
Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n'ola
Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su
(Senin yanağının anılması sebebiyle kirpiklerim
ıslansa ne olur, buna şaşılır mı? Zira gül elde etmek
dileği ile dikene verilen su boşa gitmez.)
Gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ
Hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su
(Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin olan
bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su
vermek hayırlı bir iştir.)
İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it
Susuzam bir kez bu sahrâda menüm-çün ara su
(Gönül! Onun ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste
ve onun ayrılığında duyduğum hararetimi yatıştır,
söndür. Susuzum bu defa da benim için su ara.)
Men lebün müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelür hûş-yâra su
(Nasıl sarhoşa şarap içmek, aklı başında olana da su
içmek hoş geliyorsa, ben senin dudağını özlüyorum,
sofular da kevser istiyorlar.)
Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr
Âşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su
(Su, her zaman senin Cennet misâli mahallenin
bahçesine doğru akar. Galiba o hoş yürüyüşlü, hoş
salınışlı; serviyi andıran sevgiliye aşık olmuş.)
Su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerek
Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su
(Topraktan bir set olup su yolunu o mahalleden
kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, onu o yere
bırakamam.)
Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su
(Dostlarım! Şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem,
öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla
sevgiliye su sunun.)
Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger
Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su
(Servi kumrunun yalvarmasından dolayı dikbaşlılık
ediyor. Onu ancak suyun eteğini tutup ayağına düşmesi
(yalvarıp aracı olması bu dikbaşlılığından)
kurtarabilir.)
İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile
Gül budağınun mizâcına gire kurtara su
(Gül fidanı bir hile ile (meşhur gül ve bülbül
efsanesindeki gibi yine) bülbülün kanını içmek
istiyor; bunu engelleyebilmek için suyun gül
dallarının damarlarına girerek gül ağacının mizacını
değiştirmesi gerekir.)
Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
İktidâ kılmış târîk-i Ahmed-i Muhtâr'a su
(Su Hz. Muhammed'in (s.a.v) yoluna uymuş (ve bu hâli
ile) dünya halkına temiz yaratılışını açıkça
göstermiştir.)
Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ
Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su
(İnsanların efendisi, seçme inci denizi (olan Hz.
Muhammed'in s.a.v) mucizeleri kötülerin ateşine su
serpmiştir.)
Kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın
Mu'cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su
(Katı taş, Peygamberlik gül bahçesinin parlaklığını
tazelemek için (ve onun) mucizesinden dolayı su
meydana çıkarmıştır.)
Mu'cizi bir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim
Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su
(Hz. Peygamberimiz'in mûcizeleri dünyada uçsuz
bucaksız bir deniz gibi imiş ki, ondan (o
mucizelerden) , ateşe tapan kâfirlerin binlerce
mâbedine su ulaşmış ve onları söndürmüştür.)
Hayret ilen barmağın dişler kim itse istimâ
Barmağından virdügin şiddet günü Ensâr'a su
(Mihnet günü Ensâr'a parmağından su verdiğini (bir
mucize olarak parmağından su akıttığını) kim işitse
hayret ile (şaşa kalarak) parmağını ısırır.)
Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât
Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su
(Dostu yılan zehri içse (bu zehir onun dostu için) âb-
ı hayat olur. Aksine düşmanı da su içse (o su,
düşmanına) elbette yılan zehrine döner.)
Eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz
El sunup urgaç vuzû içün gül-i ruhsâra su
(Abdest (almak) için el uzatıp gül (gibi olan)
yanaklarına su vurunca (sıçrayan) her bir su
damlasından binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır.)
Hâk-i pâyine yetem dir ömrlerdür muttasıl
Başını daşdan daşa urup gezer âvâre su
(Su ayağının toprağına ulaşayım diye başını taştan
taşa vurarak ömürler boyu, durmaksızın başıboş gezer.)
Zerre zerre hâk-i dergâhına ister sala nûr
Dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su
(Su, onun eşiğinin toprağına zerrecikler halinde ışık
salmak (orayı aydınlatmak) ister. Eğer parça parça da
olsa o eşikten dönmez.)
Zikr-i na'tün virdini dermân bilür ehl-i hatâ
Eyle kim def-i humâr içün içer mey-hâra su
(Sarhoşlar içkiden sonra gelen bat adrysını gidermek
için nasıl su içerlerse, günahkârlar da senin na'tının
zikrini dillerinde tekrarlamayı (dertlerine)
derman bilirler.)
Yâ Habîballah yâ Hayre'l beşer müştakunam
Eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su
(Ey Allah'ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı!
Susamışların (susuzluktan dudağı kurumuşların) yanıp
dâimâ su diledikleri gibi (ben de) seni özlüyorum.)
Sensen ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i Mi'râc'da
Şebnem-i feyzün yetürmiş sâbit ü seyyâra su
(Sen o kerâmet denizisin ki mi'râc gecesinde feyzinin
çiyleri sabit yıldızlara ve gezegenlere su ulaştırmış.)
Çeşme-i hurşîdden her dem zülâl-i feyz iner
Hâcet olsa merkadün tecdîd iden mimâra su
(Kabrini yenileyen (tamir eden) mimara su lazım olsa,
güneş çeşmesinden her an bol bol saf, tatlı ve güzel
su iner.)
Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânuma
Var ümîdüm ebr-i ihsânun sepe ol nâra su
(Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmış,
(ama) o ateşe, senin ihsan bulutunun su serpeceğinden
ümitliyim.)
Yümn-i na'tünden güher olmış Fuzûlî sözleri
Ebr-i nîsândan dönen tek lü'lü şeh-vâra su
(Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzûlî'nin (alelâde)
sözleri, nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su
(damlası) gibi birer inci olmuştur.)
Hâb-ı gafletden olan bîdâr olanda rûz-ı haşr
Eşk-i hasretden tökende dîde-i bîdâra su
(Kıyamet günü olduğu zaman, gaflet uykusundan uyanan
düşkün (yahut aşık) göz, (sana duyduğu) hasretten su
(gözyaşı) döktüğü zaman,)
Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam
Çeşm-i vaslun vire men teşne-i dîdâra su
(O mahşer günü, güzel yüzüne susamış olan bana vuslat
çeşmenin su vereceğini, beni mahrum bırakmayacağını
ummaktayım.)
Fuzuli
Bedri Tokul
Sağ ol.
Sağlıklı ol.
Hep var ol...
Selam ve Muhabbetle
Serap IRKÖRÜCÜ
Yazımla ilgili güzel değerlendirmeleriniz için çok teşekkür ederim, beğendiğinize çok sevindim...
Türk Edebiyatının en ayrıcalıklı Divan şairini ve onun en ünlü kasidesini bizimle paylaştığınız için ayrıca teşekkür ederim...
Saygılarımla...