Kör Ebe'diyatı
Uyanıkların oynadıkları oyunu durmadan bizlere izlettiklerini düşünürken çocukluğum da oynadığım saklambaç, körebe oyunu geldi aklıma. Üç beş çocuk ile tekerleme söyleyerek veya belli bir sayı tutarak oyun başlatılır, tutulan sayı kimde kalmışsa o kişi ebe olur ve oyun oynanırdı. Ebenin gözleri bağlanır diğerleri ebenin göremeyeceği yerlere saklanınca ya kadar sayı sayar sonra aramaya başlardı. Saklananlardan birini yakaladığında o kişinin sırtına dokunup ebeler, zafer kazanmış komutan edasıyla ata binmiş gibi keyiflenir, oyun başlangıç noktasına kadar sırtına binerdi. Yahut ebe olan kişi saklananları ararken, saklananlardan biri ebeyi yakalarsa sırtına dokunur, o da başlangıç yerine kadar yakaladığı kişinin sırtına binerdi. çoğu ebe hiç beceremezdi ebelikten kurtulmayı. Her seferinde devamlı ebe olurdu. Ebe gözünü kapayıp sağım solum ebe söbe diye dursun, diğer uyanıklar çoktan köşeyi dönmüş olurlardı. Doğrusu onlarla oynamak uğruna KÖR EBE olmak çoğumuzun hoşuna giderdi de hani.
- Yıllar geçip giderken köşe dönücü uyanıklarla beraber büyüdük. Büyüdük de biz hep yerimizde sayarken onlar köşe dönme alışkanlıklarını çoğaltarak kamusal alanlarının kaymaklı köşelerini kaptılar. Bir kısmı bu günlerin politik köşe dönücüleri oldular. Önce oyunu adilane paylaşıyorlarmış gibi gösterip oyun kelimesini ikiye böldüler. ’UN’ hecesini elmecburculara olanlara verdiler. ’OY’ hecesini de kendilerine ayırdılar. Siz yeter ki UN dan ekmek yapın doyun, biz OY ile idare etmeye çalışırız dediler. Aslında kendilerine ayırdıkları OY, biz ebelere bırakılan ’UN’ gibi yavan da değildi en alasından ballıydı hani. Oy oy dedikçe oy için damaklarını şapırdattılar. Allah var ya doğrusu biz zavallı ebeciler oy du, un du derken oyuna geldiğimizi düşünemedik. O günlerden bu günlere köşe kapmaca oyununda sadece kural değişmişti. Köşe dönücü söbeciler hiç boş durmadılar. Kimileri bürok(rant), kimileri fabrik(rant)tör, kimileri de sendik(rant)ör oldu. Çocukluklarından gelen alışkanlıklarıyla garibanın sırtına binmek boynumuzun borcu dedi çoğu, istedikleri gibi ebelerin sırtına bindiler de bindiler. Bir kısım ebeler gururla biz alıştık göbekten bağlıyız, OYunu niye bozalım ki, gül gibi geçinip gidiyoruz, olsun sırtımızda seve seve taşırız onları dediler. Köşe dönücüler söbelemekten, o bir kısım ebeler köşecileri sırtlamaktan hiç vaz geçmediler. Köşe dönücüler OYunun devamı için yuvarlak masa etrafında bir araya geldiler de, bunlar hem sağır hem kör beyler dediler . Biz bu oyunda bu figüranlara neden körebeler dediğimizi anladınız mı şimdi. Lütfen oyunu bozmamaya gayret edelim, kör ebeler sağ olup yerinde dursunlar. Biz sağım solum demeye, ebelemeye söbelemeye devam dediler.
Yine Çocukluğumuzda oynadığımız bir oyun daha vardı şimdi hatırladığım. ’Yağ satarım bal satarım,
Ustam ölmüş ben satarım’ Köşe kapmacı söbeciler bu oyunu da unutmamışlar. ’ SAĞ satalım SOL satalım’ kör ebeler uyuyor biz satalım.
Mahallenin deli akıllısı, elinde teneke borazanla ebelere bas bas bağırıyor. Sağ’ıp satanlara, sol’durup satanlara söbelenip, ebelenmeyin. Eyy mahallenin akıllı geçinen ebeleri, bende olmayan aklınızı kullanın diye bas bas bağırıyor. mcicek 260818
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.