- 387 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KÜRESELLEŞMENİN VE TEKNOLOJİNİN ESİRİ OLDUK.
modernleşmek, küreselleşmek, sanayileşmek toplumun örfüne, adetine, ananevi duygularına her şeyine zarar mı veriyormu?
Toplumu bozuyor mu? İnsanlarımız git gide bireyselliğe ve yalnızlığamı sürükleniyormu. İnsanlarımız bunun farkındamı?
Bunun sonu toplumun yok olmasımı? Bu politikaların yanlış olduğunu gören küresel güç olan ülkeler artık küreselleşmekten vazgeçiyormu. Kendi özüne öz kaynaklarına dönüyormu. Yer altı zenginliklerine eğiliyormu
Devlet özelleştirdiği kurumları tekrar kamulaştırıyormu. Kendi tarımına sahip çıkıyormu. Sanayisini destekliyormu. Artık devletçilik ön plana çıkıyormu.
Dünyada 2000 yılından beri uygulanan ekonomik politikaların yanlış olduğu yavaş yavaş ortaya çıkıyormu. Üretime dayalı tarımda, sanayi de üretimi desteklemek teşvik etmek dışarıdan ithal ürünlerini azaltmak yerli mallarını desteklemek buna dayalı programlar yapmak her zaman başarılı olmuştur. İthalata dayalı tüketime dayalı ekonomi işsizliği körüklemiştir . Dışarıdan ithal edip ucuza alıyoruz diye üretimimizi ve sanayimizi yok etmeyelim.
emperyalist ülkelere kendimizi daha da bağımlı hale getirmeyelim.
Sermaye sahipleri kolay para kazanma yoluna alışmışlar Dolar Euro altın borsa kazanımları, faiz kazanımları, al sat kazanımları insanları çalışmaktan üretimden uzaklaştırmıştır.
Eskiden insanlık öldü mü? Derlerdi. Bir insana bişey olduğu zaman sahip çıkılırdı. Evi yanana, cenazesi olana, evlenene başına kötü bişey geldi mi yardım edilirdi. İnsanlık öldü mü kardeşim derlerdi. Şimdi kimse kimsenin halinden derdinden anlamıyor.
Açın halinden tok ne anlar. Anlasa da işine gelmez zaten. Şimdi kimse kimsenin kapısını çalmıyor açmıyor. Komşuluk akrabalık bitti.
Bir arkadaşım diyor ki 12 daireli bir apartmanda oturuyoruz. Sadece 2 komşu ile selamlaşıyoruz. Eskiden ev alma komşu al derlerdi. Şimdi bu atasözü de tarihe karıştı.
Çünkü parası olan vatandaş veriyor parayı rezidans ta veya lüks bir sitede oturuyor. Herşey maddiyat olmuş. Ne yapsın komşuyu. Herkes kendi yaşantısına lüksüne bakıyor. Bu gidişle insanlarımız bireyselliğe ve yalnızlığa mahkum oluyor.
Toplumumuzda misafirperverliğimizle övünürdük. Misafir geldimi alaka ikram çok fazlaydı. Hoş sohbet muhabbetler olurdu. Çok kanallı televizyonlar ve internet sayesinde yeni nesil misafirlerden de soğudu. Diziler yarışma programları seyretmek daha cazip geliyor.
İnternet başında sohbet odalarında çet yapmak oyun odalarında gece yarılarına kadar okey….vs oyun oynamak alışkanlık yaptı.
Tabi ki misafire ayıracak zaman da bulamıyoruz. Atalarımız eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı derlermiş. Artık eski dostlarımızı eski beyefendi hanımefendi arkadaşlarımızı komşularımızı arar olduk
. Buda bizi bireyselliğe yalnızlığa itti.
Eskiden hep ayrı ayrı esnaflara giderdik. Bakkal manav şarküteri bijuteri fırın ….vs. bunların hepsini bünyesinde bulunduran grosa marketler ve alışveriş merkezleri sayesinde küçük esnaflarda kepenklerini kapattı yok oluyorlar.
Ülkemizde teknoloji sayesinde her şey fabrikasyon oldu. Elektronik makineler ve robotlar sayesinde çalışan insan sayısını da azalttı. Eskiden işe alın teri, aşk ve sevgi katılırdı.
Oda kalmadı her şey modernleşti.
Toplumumuz üzerinde oynanan oyunları bir an önce görmemiz
bu ülkenin geleceğine kendine özgü örf, adet, öz benlik, eğitim, birlik, beraberlik, demokrasi,
tek bayrak, tek millet, tek devlet diyerek kırmızı çizgilerine bağlı kalmak kaydıyla
demokrasiden yana olmak milletimizin ve devletimizin değerlerini ön planda tutmak
her vatandaşımızın olmazsa olmazıdır.