- 1605 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hellen Keller
Bazen çok bunaldığımda, yaşamın tadına varamadığımda ya da çıkmaza girdiğimde kendime belleğimde sakladığım bazı özel fotoğrafları hatırlatırım. O fotoğraflarda, yaşam fonksiyonları bir şekilde engellenmiş insanlar vardır. Örneğin, eli kolu olmadığı halde yaşamdan kopmayıp aksine ayaklarını kullanarak (tabir caizse dört ayakla hayata sarılıp) resim, el işi veya başka sanatsal çalışmalarla yeteneklerini konuşturan, zihnindeki düşüncelerle bedensel engeli ve tüm zorlukları aşan insanlar gelir aklıma ve utanırım. Bu insanlardan biri var ki, inanılmaz olağanüstü mücadelesiyle herkesin belleğine yerleştirmesi gereken kocaman bir yaşam profili var hayatında. Bu muhteşem insanın hikayesini okuduğumda, olmadık sıkıntıları dert etmemek için ; karşılaştığım engellerde O’nun hayata tutunma yöntemlerini hatırlayacağım. Sizde tanıdığınızda bana hak vereceksiniz dostlar :
Henüz iki yaşındayken geçirdiği bir ateşli hastalık sonrası görme, duyma ve konuşma yetilerini kaybediyor. Sonrası muhteşem ve örnek alınması gereken yaşam öyküsüne ve efsane kişiliğe dönüşüyor. Adı Hellen Keller…1880 yılında doğan Amerikalı pedagog, aktivist , iki yaşındayken çevresindekileri anlamaktan ve anlaşılmaktan mahrum yaşadığı sorunlu ve zorlu bir süreçten sonra, telefonun mucidi olan Doktor Graham Bell ile tanışır. Sağır ve dilsizlere okuma yazma öğreten okula başlayınca yaşamı yepyeni başlangıçlara yol alır. Graham Bell’in tavsiye ettiği özel öğretmeni Anne Mansfield Sullivan yaşantısının tamamında O’nunla yol alacaktır. İlginç olan öğretmeni de yarı görme engellidir. Ancak her ikisi de düşünce gücüyle, beyinlerini doğru kullanarak, sevgi ve sabırla ısrar ederek inanılmaz pek çok şeyi gerçekleştirmeyi başarırlar. Anne öğretmen, önce özel teknikler kullanarak, öğrencisinin konuşma yeteneğini geliştirmeye çalışır. Çünkü , Hallen saldırgan ve etrafına zarar veren tavır içindedir. Bir insan için gerekli olan temel duyu organlarını kullanmaktan mahrum olan bir çocuk; vücut diliyle varlığını hissettirme ve mesaj verme çabasındadır. Ve Hellen’in bu mesajını öğretmeni duyar.
Anne Sullivan, Helen’in kontrolsüz davranışlarının insanlarla iletişim kurmasıyla düzeleceğine inandığı için hemen bu yönde çalışmaya başlar. Öncelikle İşaret dilini ve Braille Alfabesini öğretir Helen’e. Nesneleri öğretmek için eline yazılar yazar, nesnelere dokunmasını ve böylece onların ne olduğunu algılamasını sağlar. Helen öğrenmeye “su” sözcüğünden başlar. Öğretmeni Anne, Helen’i tulumbanın yanına götürüp tulumbadan su çeker, Helen’in elini oraya tutarak hemen ardından eline “su” yazar. Yani, suyu öğretmek için suya, toprağı öğretmek için toprağa dokunmasını sağlar. Helen, görme ve duyma duyularının yerine dokunma ve koklama duyularını kullanarak insanları, canlıları ve hayatı anlamaya çalışır. On yaşına geldiği zaman sağır ve dilsiz işaretleriyle derdini anlatabilecek hale gelen ve okumaya büyük bir hevesi olan Helen Keller, koleje yazılır ve dört yıl sonra Şeref Talebesi ödülüyle okulundan başarıyla mezun olur. Arkasından yaşam öyküsünü yazdığı, elli dile çevrilen “Hayatımın Öyküsü” , Sosyalizm hakkındaki makaleleri “Кaɾanlığın İςinden” adlı kitabında yayınlanır.
Helen Keller tıpkı öğretmeni Anne Sullivan gibi hayatını kendisi gibi ışıktan ve sesten yoksun olanlara adadı.
Hellen ve öğretmeni Anne‘nin bundan sonraki yaşamları dünyayı dolaşarak, konferanslar vererek, gösteriler (vodvil) yaparak geçer. Elde ettikleri geliri elbette görme engelliler vakfına , daha sonra tüm dünyadaki görme engellilere bağışlanır.
Bütün bu uğraşları bununla bitmez elbette...Pek çoğumuzun yapmaya cesaret edemediği farklı uğraşlarla yaşamına renk katar Hellen. Kanoyla, yelkenliyle gezintiye çıkar, yüzer, satranç oynayıp bisiklete biner, tiyatroya, müzeye gidip, parmaklarının ucuyla dünyayı keşfeder. , Almanca, Fransızca, İngilizce, Rusça okuyup konuşabilen, duymadığı halde sesine yön ve güç vererek konuşmayı beceren bir insandı.
Baktığını göremeyen, duyduğunu anlamayan, konuştuklarını duyamayan, eli ve kolunu sağlam olduğu halde insani değerlerden uzak amaçlar için kullanan; aramızdaki sağlıklı bedenli engellileri görünce Hellen ve öğretmen Anne için ‘’insanlığın muhteşem abideleri ‘’ olduklarını söylemek yanlış olmaz sanırım. Umarım, bu olağanüstü insanların yaşamları hayatımıza ışık olacakları, katkı sağlayacakları muhteşem bir portre olarak yerleşir. Helen Keller yaşamından çıkardığı deneyimleri şu muhteşem sözle ifade ediyor: "Bu dünyanın güzellikleri gözle görülmez, elle dokunulmaz; ancak kalple hissedilir..."
Gülsen Dede-Temmuz 2018
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.