Elektrik ile teşriki mesainiz nedir, ne değildir, bilemem... Sanırım faturaları gördükten sonra biraz moraliniz bozulacaktır... Bir de insanlar arasında ki elektrikler var ki onları da zaten faturalandıramıyoruz bildiğiniz gibi...


Yıllardır ticaret hayatındayız. Helalinden ekmeğimizi kazanmaya çalışıyoruz. Gün içinde bir çok insanla para ve fikir alışverişlerimiz oluyor. Müşterilerimizin hepsini sevdiğimiz söylenemez tabi ki... Ancak sevmesek de saygıyı yine de elden bırakmamaya gayret ederiz...


Aşk da bir dişi ile bir erkek arasında ki elektriklenme değil mi aslında? Gözlerde başlıyor ilk önce elektriklenme... Hani vuruldum derler ya bir bakışta, gerçekten oluyor, öylesi bir durum... Kalp hızlı çarpıyor, nabız hızlı atıyor, dil damak kurumaya başlıyor, kelimeler bir türlü akla gelmiyor, dizler titriyor kış günü olmasa da...


Elektrik deyince, bir de evlerin kapısında bulunan elektrik saatlerinin tellerini attıranları da yazmadan geçmeyelim. Büyük sahtekarlık, kul hakkı aslında... Şimdilerde saatler yeni sistem de ve yenileniyor, daha zor olacak elektrik de kaçak kullanım... Onlar kaçak kullanıyor, biz burada on lira fazla fatura ödüyoruz...


Gelelim yine insanlar arasında ki elektriklenmeye... Sadece bakış ile de olmuyor tabi ki... Tokalaşmak ya da vücudun bir yerine elle dokunmak, saçları düzeltmek, bunların hepsi elektriklenmeye yol açabiliyor... Coşkuyla olanına da çarpılmak deniyor... Çarpıldınız mı eliniz, ayağınız, kaşınız gözünüz yamulmuyor tabi ki sadece yüreğiniz biraz daha coşku ile çarpmaya başlıyor...


Diğer Avrupa Ülkelerine nazaran yurdumuzda elektrik çok pahalı sayılır. Siz de bayan ya da erkek bir dosttan, arkadaşınızdan ya da hiç tanımadığınız birisinden pozitif elektrik alırsanız, aman ha onun kıymetini bilin. Şu sıralar toplum gergin, insanların çoğu negatif elektrik yüklü, sizi de germesinler, size de geçirmesinler, negatifliği, sinir harbine gerek yok. Herkes barut fıçısı ise, ateş ile değil de su ile yaklaşmak lazım. Abdest alın Allah’a yalvarın, en güzeli budur...


AHMET ZEYTİNCİ