- 505 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Büyüyen mağlubiyetler
Enbiya sûresinin 44. ayetinde kısa bir mealiyle buyruluyor: "Evet. Biz onları da atalarını da faydalandırdık. Öyle ki uzun süre yaşadılar. Ama artık görmüyorlar mı ki, biz, yeryüzünü çevresinden eksiltiyoruz? O halde onlar mı galip gelecekler?" Ben bu ayet-i celilenin bir karşılığını da kalbimde buluyorum. Aldığım her ölüm haberinde hem de. Hatta her memleket ziyaretimde, içinde doğduğum dünyada değişenleri gördükçe, bu ayete daha bir iman ediyorum. Dünyam çevresinden eksiltiliyor. Bu kesin. İşte çocukluğumu geçirdiğim ev. Dağılmış. İşte okuduğum lise. Yıkılmış. İşte çocukluk arkadaşım. Mezar olmuş. Daha bunlar gibi pekçok kaybım var ki çervemdeki dünyanın ’eksiltildiğini’ gösteriyor.
Okuduğum Kur’an’ın içinde bir liste var. Sevdiklerimden ölenlerin isimlerini yazıyorum. Her Kur’an okuyuşumda onlara da bağışlıyorum. Başladığım gün sadece aklımdaki isimleri karalamıştım. Kısacık bir listeydi. Şimdi kabardı. Şimdi her yeni duyduğumu yazıyorum. Kağıdı değiştirmeyi planlıyorum. Puntolarını küçültüp yeni bir çıkış alırsam tek kağıtla kurtarabilirim belki. Fakat daha sonra? Daha sonra kağıdın iki yüzünü de kullanmam gerekecek.
Ondan da sonra? Elimde senedim yok. Fakat belli ki, kalırsam, bu iş tek kağıttan deftere doğru gidiyor. İnsanın ömrü uzadıkça kaybettikleri de artıyor. Tabir-i caizse, varlığımızı arttırmak üzere değil, daha çok yoklukla tanışmak üzere yaşıyoruz. Bize yokluğun acısı öğretiliyor. Ne için? Elbette yüzümüzü varlığın sahibine dönmemiz için. Çünkü onu bu dünyada tanımazsak cehennemde daha uzun (Allah korusun belki de sonsuz) bir eğitim görmek zorunda kalacağız. Sınavı geçemezsek bütünlemeye çıkacağız.
Sadece bu da değil üstelik. Hafızam da çevremdeki dünyanın ’eksiltildiğini’ gösteriyor. Eskisi kadar hatırlayıcı değilim. İlkokul arkadaşlarımdan birisinden bahsediliyor bazen. Zorluyorum zorluyorum da hatırlayamıyorum. Adı söyleniyor. Soyadı söyleniyor. Yaşadığımız maceralar naklediliyor. Kimdi bu adam? Kimdi o çocuk? Böyle herşeyi alıp gitmiş olabilir mi? Hiç yaşamamış gibi hayattan çekilinebilir mi? Birgün dünyada izimizin kalmayacağının en açık delili hafızamız. Hafızamızda bu mümkün oluyorsa dünyada da pekâlâ mümkün olabilir. O halde? Kendisine unutkanlık arız olmayanın sevgisini kazanmaya çalışmak gerek. O rızayla hatırlarsa biz hep sevgiyle varolacağız. Çünkü gerikalan herşey bizi unutacak.
Bu kadar eksilen yanımız varken nasıl galip gelebiliriz? Hayatı ’doyasıya yaşamaya çalışmak’ bir yanılgıdan ibaret değil mi? Midesi giderek genişleyen bir canlının doyması nasıl mümkün olur? Nasıl? Dün babamdan yana toktum. Şimdi rahmet-i Rahman’a uğurladım. Ona da acıkmaya başladım. Her yitirdiğim mutluluk yeni bir açlığa dönüştü. Böyle açlığı giderek büyüyen bir canavarı rahmeti/kudreti sonsuz bir ilahtan başka kim doyurabilir. Beni kafeste gördüğün an emin ol arkadaşım. Böyle bir bin mideli gulyabaniyi ancak öyle bir Allah zapteder. İşte; keder keder, kayıp kayıp, sınır sınır çizgilenen yüzüme bak. Büyüyen mağlubiyetlerimle ben de Allah’ın bir deliliyim.
YORUMLAR
Hepimiz ve her şey Allah'ın birer deliliyiz . Ölüm belki de bizlere bir şeyi hatırlatmak ve hiç unutturmamak için var. Bu dünyada her şeyin geçici olduğunu ve her şeyin hepimizin tek sahibinin Allah olduğunu. Bu dünyada bizlere O'nun tarafından verilmiş her şey emanet olmasaydı giderken yanımıza en azından bir şeyler alabilirdik. Ama nasıl geldiysek öyle de gidiyoruz nefeslerimizin sayıları tükendikçe.
Eksilmeler, kayıplar bitmeyecek hiç bir zaman. Çünkü doğarken zaten biliniyor her doğanın bir ölümlü olduğu. Kayıplarınız için rahmet ve size de sabır diliyorum Allah'tan. İnsan hafızasından örnek vermişsiniz ya, çok doğru. Hafızamız bile eksiliyor, sağlık eksiliyor, gençlik vs. Her geçen zaman eksiltmeye devam ediyor bir şeyleri.
Bu dünyada doyasıya yaşamak...bu ne kadar mümkün olabilir ? Sınav içinde sınavlar var iken. Zaten asıl dünyaya gelme amacımız da bu sınavlar değil mi ?
Dedikleriniz doğru, yüzlerimizi Allah'a doğru döndürmeliyiz.
İlgiyle okudum yazınızı, emeklerinize sağlık.
"...
Kaybettikçe çentik attı
Alnımın üstüne Tanrı
Büyüdün dedi
Bu yağmurlar bu yüzden
Birden gelir kış / birden giderler
farketmezsin
Kalbinde siren sesleri
Batar gemilerin/ ağlarsın belli olmaz
Bu yağmurlar bu yüzden..."
Çok üzüldüm kaybınıza. Allah sabır versin size ve tüm sevenlerine, başınız sağolsun.
Her kayıpta derin bir uykudan uyandırılıyoruz. Korkuyla yüreği, elleri kanatma an'ı değil bu an'lar daha çok bağ kurma zamanı ki Allah'ın deliliyim diyebilmek ve böyle kabullenmek ne büyük bir uğurlayış biçimi gideni...
Saygılarımla
İpekyildiz tarafından 9/10/2018 4:54:14 AM zamanında düzenlenmiştir.
belkibirharfimben
İpekyildiz
:((( üzgünüm konuşurken farklı yaşarken farklı olduğu için. Ben halâ her sabah annemi ve ağbimi telefonla arıyorum kâbus gibi geldiğinden bildiğim ama inanmak istemediğim.Alışılmıyor, uyanılmıyor ve uyanınca da kaçılmıyor. Sadece yaşanıyor zamanı gelince.
Dua'm sizinle, bolca yazın olur mu iyi gelir.