- 1282 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DİP NOT
“Unuttum “demek tekrar hatırlamaktır aslında
Unutmanın nörolojik bir vaka olduğunu varsayarsak; o zaman istenilmeyen ya da hoşnut olmadığımız, bizleri zorlu sürece sokan olayları güncelleme yapmamak gerekiyor. Yani bilmemiz gereken bir gerçek var ki; beyin kalpten daha vefalı. Kalp unutsa da beyin yaşanan hiç ama hiçbir saniyeyi silmiyor, hafızasında kilitli bir sandık misali saklıyor öylece.
Sandığın başına lütfen oturmayın; bırakın yaşanmış ne varsa orada kalsın. Geçmişte kahkahalar attığınız anıları görmek bile ağlatacaktır sizi.
Henüz hiçbir yere serilmemiş, Mini dantel uçlu, kırmızı pembe çiçek işli patiska örtünün ucundan tutarda çekiştirirseniz, sizi mutlaka bir yerlere fırlatacaktır. O mis gibi beyaz sabun kokulu güzel kahramanlarınıza dokunmayın; sandığın her kapağı açıldığında havlu aralarında pusuya yatmışları hatırlayın
Gülnur Ateşoğlu
YORUMLAR
İlk tespit cümlenizi çok sevdim... Hiç böyle bakmamışım!...
Beyin kayıt merkezi olduğundan dolayı belki de... resetlenmedikçe bütün kayıtlar pusuda bekliyor...
Geçmişimizle var olcağımız göre tümüyle bağları koparmaya da karşıyım... Bu, geçmişimizle yüzleşmekten kaçmak ya da onu yok saymaya çalışmaktır ki...ne mümkün!... :)))
Anı deposu güçlü eşyaların bize 'çok şey' söylediğine ben de katılıyorum... Bazıları nasıl da konuşkan oluyor!... Sustur susturabilirsen!... :))
üzerine çok şey yazılacak, insanı derinlere götürecek bir yazı... ama ben sizin öneriniz dinledim, sandığın kapağını ( bu seferlik ) aralamadım!...