- 337 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bu Nasıl Bir İntihar
Sıcak bir yaz gecesiydi, öyle oturduk çocuklarla balkonda hem biraz hava alırız hem de sohbet ederiz diye... O arada hanım da çayları getirdi en demlisinden, şekerli ve şekersizinden... Ben nereden bilebilirdim ki o, biz sohbet ederken, balkondan atlayacak da kendini intihar edecek, intihar etmekle de kalmayacak, aşağıda da kimse bulamayacak. Hayır o kadar ani ve hızlı oldu ki dur atlama, kıyma kendine bile diyemedik...
Her şey bir anda felakete döndü... Bilmiyorum artık daha önce sorunları var mıydı? Yoksa mutfakta ki hemcinslerini mi kıskandı? Zaten ara ara yerlerini değiştiriyordu bizim hanım. Kimi zaman balkonda ki mutfağa gelir, mutfakta ki balkona giderdi... Hiçte birbirlerini kıskanmazlardı...
Ah masa örtüsü ah! Ufacık bir rüzgar çıktı diye insan hemen balkondan aşağıya kendini koyverir mi? İlla atlayacak idin balkondan bari gündüz atlasaydın, hemen aşağıya iner de bulurduk seni... Ama rüzgarda rüzgardı hani, hem de iyi esti savurdu... Havasından geçilmiyordu zaten...
Ya masa örtüsü, canım cicim, ciğerim. Biz ne yaptık sana da ufacık bir rüzgarda hemen kendini atı verdin aşağıya... Tamam belki üstünde çok yemek yedik, seni çok kirlettik, kirletmeye de bizim kirletmemiz kendi iyiliğimiz içindi... Ama sonra da bir güzel temizledik üstünü, hijyenik bir şekilde, bunları unutma...
Aaaah rüzgar ah! Sen bu kadar doldurmasaydın o benim masamın en güzel örtüsünü, o da, senin büyüne kapılıp da balkondan aşağıya kendini bırakmazdı... Biz de arkasından ’’Uçtu uçtu örtü uçtu yandı yürek tutuştu.’’ türküsünü söyleyecektik ama, sonra vazgeçtik... İşte o İlhan Şeşen’in şarkısında ’’Pencerenin perdesini havalandıran rüzgar.’’ var ya o rüzgar, bizim masa örtümüzü de aldı gitti de biz de ardından baka kaldık...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.